"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1050 E., 2021/1478 K.
HÜKÜM/KARAR : Usulden ret- Karar verilmesine yer olmadığına/ İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ordu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/319 E., 2020/36 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, terditli tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince tapu iptali ve tescil isteği yönünden davanın usulden reddine, tenkis isteği yönünden ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar; mirasbırakan anneleri ...'ın ... Mahallesinde bulunan 139 ada 1 parsel ile bitişiğindeki 166 ada 2 parsel sayılı taşınmazlarını kendilerinden kaçırmak, miras haklarını haleldar etmek kastıyla dava dışı...'den torunu olan davalı ...'a satış suretiyle devrettiğini, kadastro çalışmaları sırasında mirasbırakanlarına ait olan payların davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini, mirasbırakanın başkaca taşınmazının bulunmadığını, işlemin muvazaalı olup ortada bir satış söz konusu olmadığını, herhangi bir bedel ödenmediğini, mirasbırakanın torununa taşınmaz satacak derecede maddi bir sıkıntısının da olmadığını ileri sürerek miras payları oranında tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tesciline, mümkün olmaz ise tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı; büyükannesi ...'ın dava konusu taşınmazı davacılardan ... hariç diğer mirasçıların rızasıyla, kendisine ve engelli görümcesi dava dışı ...'a bakmak ve gözetmek koşuluyla mirasçıların imzaları karşılığında köy senedi ile hibe ettiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 27.12.2017 tarihli ve 2016/368 Esas, 2017/363 Karar sayılı kararıyla; muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 11.10.2018 tarihli ve 2018/811 Esas, 2018/1306 Karar sayılı kararı ile, davanın kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil, terditli tenkis istekli olduğu, davacıların terekeye karşı 3. kişi konumunda bulunan davalıya yönelik miras payları oranında açtıkları tapu iptali ve tescil istekli davanın usulden reddine karar verilmesi, tenkis isteği bakımından ise işin esasının incelenmesi gerektiği gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yeniden yargılama yapılarak karar verilmek üzere Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; İlk Derece Mahkemesinin 03.02.2020 tarihli ve 2018/319 Esas, 2020/36 Karar sayılı kararı ile, asıl talep olan muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil istemi yönünden davanın usulden reddine, terditli talep olan tenkis istemi yönünden ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 111 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca yapılan değerlendirme ile olumlu ya da olumsuz herhangi bir hüküm kurulmaksızın karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili; davanın muris muvazaasına dayalı olarak açıldığını, davacıların saklı paylarının ihlal edildiğini, tenkis hesabı yapılmayıp eksik inceleme ile karar verildiğini, davalının sunduğu köy senedine ilişkin beyanlarının dikkate alınmadığını, imza incelemesi yapılmadığını, eksik inceleme ve değerlendirme ile karar verildiğini, Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı doğrultusunda araştırma yapılmadığını, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtip İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davann kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 30.12.2021 tarihli ve 2021/1050 Esas, 2021/1478 Karar sayılı kararıyla; davacıların çekişmeli taşınmazların mirasbırakanları ...'dan kaldığını ileri sürerek miras payları oranında tapu iptali ile adlarına tescili talebi ile dava açtıkları, mirasbırakanın torunu davalı ...'in annesi olan dava dışı...'nin sağ olması nedeniyle davalının mirasbırakan ...'ın mirasçısı olmayıp terekeye karşı 3. kişi konumunda olduğu, davacıların miras paylarına ilişkin tapu iptali ve tescil talepleri açısından davanın usulden reddine karar verilmesinde ve asli talebin usulden reddine karar verildiğine göre terditli tenkis istemine yönelik feri talebin değerlendirilmesinin bu aşamada mümkün olmadığı, İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili, istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 140 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası; 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı; Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706 ncı, Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri; TMK'nın 560 ila 571 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
HMK'nın 140 ıncı maddesinin üçüncü fıkrasında “Ön inceleme duruşmasının sonunda, tarafların sulh veya arabuluculuk faaliyetinden bir sonuç alıp almadıkları, sonuç alamadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanakla tespit edilir. Bu tutanağın altı, duruşmada hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür.” hükmü düzenlenmiş olup Mahkemece ön inceleme duruşmasında uyuşmazlığın muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tenkis olarak nitelendirildiği, taraf vekillerinin duruşmada hazır bulundukları ve tutanağı imzaladıkları gözetildiğinde HMK’nın 140 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince uyuşmazlığın bu hukuki sebep esas alınmak suretiyle çözümlenmesi gerekeceği kuşkusuzdur.
Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de TMK'nın 706 ncı, TBK'nın 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...'ın 15.04.2016 tarihinde öldüğü, geride mirasçıları olarak davacılar ile dava dışı... ve...'nin (davalının annesi) kaldığı, mirasbırakanın 30.12.1997 tarihli, 4 nolu tapu kaydı ile 65/320 payı adına kayıtlı taşınmazını 20.01.2003 tarihinde kayıtsız, şartsız ve bedelsiz olarak torunu olan davalıya hibe ettiği, bu payın davalının daha önce 3. kişilerden satın alma yoluyla edindiği taşınmazdaki 40/320 payı ile birleştirildiği, Ordu ili, ... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları neticesinde tapu kaydına ve taksime dayanılarak dava konusu 139 ada 1 ve 166 ada 2 parsel sayılı taşınmazların tamamının davalı adına tespit gördüğü, tespitin itiraza uğramadan 21.11.2008 tarihinde kesinleştiği, Ordu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/203 Esas, 2015/89 Karar sayılı, 18.06.2015 tarihinde kesinleşen kararı ile taşınmazların 39/320'şer payının davacı ... adına hükmen tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Muris muvazaası hukuki sebebine dayalı davalar pay oranında görülebilir ise de somut olayda, mirasbırakan tarafından davalıya satış yoluyla yapılmış bir temlik olmayıp muris muvazaası iddiasının hukuki dayanağını oluşturan 1.4.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığından, muris muvazaası iddiasına dayalı olarak tapu iptali ve tescil iddiasının dava konusu taşınmazlar bakımından dinlenmesine olanak yoktur.
Bağış yoluyla yapılan temlikin, koşullarının varlığı halinde TMK'nın 560 ila 571 inci maddelerinde öngörülen tenkis hükümlerine tabi olacağı açık olup terditli olarak açılan davada tenkis isteği de bulunduğundan, tenkis istemi yönünden gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.