Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2856 E. 2023/7620 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın mülkiyetinin davacılara ait olduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitinin kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması ve bu sürenin adli tatil hükmünden etkilenmemesi gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/223 E., 2022/65 K.

HÜKÜM/KARAR : Reddine / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Cide Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/300 E., 2020/361 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 19.12.2023 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı Hazine vekili Avukat ... geldi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar ... ve müşterekleri vekili dava dilekçesinde; kadastro çalışmaları sonucunda dava konusu 120 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalı adına tespit ve tescil edildiğini, oysa taşınmazın müvekkillerine ait olduğunu, kadastro tespitinin hatalı şekilde yapıldığını ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında müvekkilleri adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine tarafından davaya cevap verilmemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği 09.08.2008 tarihinden eldeki davanın açıldığı 07.09.2018 tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, eldeki davada 10 yıllık hak düşürücü sürenin sona erdiği tarihin adli tatil içerisine denk geldiğini, 6100 sayılı HMK’nın 104 üncü maddesine göre süreler, adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzayacağından 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmediğini, hak düşürücü sürenin 08.09.2018 tarihine kadar uzadığını ileri sürerek istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin 11.08.2008 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 07.09.2018 tarihinde açıldığı, davanın açılış tarihi ile kadastro tespitinin kesinleştiği tarihler arasında 10 yıldan fazla süre geçtiği, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi uyarınca kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra "kadastrodan önceki nedenlere" dayanılarak dava açılamayacağı, hak düşürücü sürenin hakim tarafından re'sen dikkate alınması gereken dava şartlarından olduğu, ayrıca 6100 sayılı HMK'nın 104 üncü maddesinde "Adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek kalmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır." hükmünün düzenlendiği, bitmesi adli tatile rastlayan sürelerin bir hafta uzatılmış sayılmasının, yalnızca adli tatilde bakılamayacak olan iş ve davalara ilişkin olup başka kanunların, özellikle maddi hukuka ilişkin kanunların tayin ettiği hak düşürücü süreler ile zamanaşımı sürelerinin bitmesi adli tatile rastlarsa, bunların adli tatilin bitmesinden itibaren bir hafta uzatılmış sayılmasına imkan bulunmadığı gerekçesiyle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepleri tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü maddesi

3. Değerlendirme

1. Kadastro çalışmaları sonucunda Kastamonu ili, Cide ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 120 ada 1 parsel sayılı 567,35 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, bilirkişilerce ...’ın olarak bilindiği ancak adı geçenin kimlik bilgilerine ulaşılamadığı gerekçesiyle Hazine adına tespit ve 11.08.2008 tarihinde tescil edilmiş; eldeki dava ise 07.09.2018 tarihinde açılmıştır.

2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince temyiz edilen davalı Hazine vekili için 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacı taraftan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.12.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.