"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : GERZE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Gerze Asliye Hukuk Mahkemesince verilen asıl davanın reddine, birleştirilen davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararın, asıl davada davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, yasal süre içerisinde asıl davada davacı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 27/09/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden asıl davada davacı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen birleştirilen davada davacı ... gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Asıl ve birleştirilen davada davacılar, mirasbırakan babaları Mehmet Keskin'in 91 ada 56 parsel sayılı taşınmazını 12/08/2015 tarihinde satış göstermek suretiyle oğlu olan davalıya devrettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, mirasbırakanın taşınmazını satma ihtiyacı bulunmadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı, iddiaların gerçek olmadığını, taşınmazın kendi parası ile alındığını, bu durumun mirasçılar tarafından da bilindiğini, satın alındığı tarihte Türkiye'de bulunduğundan taşınmazın mirasbırakan adına tescil edildiğini, saygısından bu duruma itiraz etmediğini, babasının bakım ve ihtiyaçları ile ilgilendiğini, mirasbırakanın başka taşınmazları ve aracı bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 10/11/2021 tarihli ve 2020/176 E., 2021/330 K. sayılı kararıyla; her ne kadar taşınmazın akitteki bedeli ile gerçek değeri arasında fark bulunsa da salt tapuda gösterilen değer ile gerçek değer arasındaki nispetsizliğin muvazaanın varlığına yeter delil sayılamayacağı, mirasbırakanın ölüm tarihi itibariyle dava konusu taşınmaz dışında da taşınır-taşınmaz mal varlığının kaldığı, bu hali ile de mirasbırakanın tüm terekesini davalıya özgülemediği gerekçesiyle asıl davanın reddine; 13/01/2021 tarihli duruşmada birleştirilen davada davacı ... yönünden dosyanın HMK'nın 150. maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına karar verildiği ve aradan geçen 3 aylık yasal süre içerisinde davanın yenilenmediği gerekçesiyle birleştirilen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Asıl davada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın hatalı olduğunu, Mahkeme gerekçesinin muris muvazaası ile ilgili bu güne kadar yerleşmiş Yargıtay uygulamalarına ve içtihatlarına aykırı olduğunu, mirasbırakanın gerçekte değerli sayılabilecek tek taşınmazının dava konusu taşınmaz olduğunu, mirasbırakanın mirasçılar arasında ayrım yaptığı ve davalıya üstünlük ve ayrıcalık tanıdığının, mirasbırakanın yaşamı ve tanık beyanları ile doğrulandığını, davalının inançlı işlem iddasında bulunmasına rağmen iddiasını ispat edemediğini, buna rağmen davanın reddedildiğini, davalının tapuda yapılan satış işleminin gerçek olmadığını ikrar ettiğini, dinlenen davalı tanıklarının da bir bedel ödenmediğini beyan ettiklerini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 10/03/2022 tarihli ve 2022/492 E., 2022/533 K. sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Asıl davada davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bölge adliye mahkemesinin yeterli ve esaslı inceleme yapmadığını, istinaf nedenlerinin hiç değerlendirilmediği için istinaf dairesinin hatalı karar verdiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde oluşuna, (III.) no.lu paragrafta yer verilen İlk Derece Mahkemesi kararının, (IV./3.) no.lu paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçelere göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 03/09/2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacıdan alınmasına, onama harcı peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 27/09/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.