Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2954 E. 2023/6558 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu bir parselin bir kısmının hatalı olarak başka bir parsele katıldığı iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, davalının iyi niyetli üçüncü kişi olup olmadığı hususu.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının taşınmazı tespit malikinden satın alırken kötü niyetli olduğunun davacı tarafça ispatlanamaması ve davalının iyi niyetli üçüncü kişi olduğunun kabulü gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1107 E., 2022/109 K.

DAVA TARİHİ : 12.10.2016

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/89 E., 2021/344 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı mirasçılarından ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; adına kayıtlı ... ili, ... ilçesi,... köyünde kain 101 ada 74 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının gerçekleştirilen kadastro çalışmaları esnasında hatalı olarak davalı adına kayıtlı bulunan 101 ada 75 parsel sayılı taşınmaza katılarak tespit ve tescil edildiğini, her iki taşınmazın da sınırlarının belli

olduğunu, dava konusu 101 ada 75 parsel sayılı taşınmazın dava dışı Mehmet Yazgan adına tespit gördüğünü ve yaklaşık 5 yıl önce davalıya satıldığını ileri sürerek 101 ada 75 parsel sayılı taşınmaza fazladan katılan kısmın miktarının tespiti ile bu kısmın iptal edilerek maliki olduğu 101 ada 74 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ..., dava konusu taşınmazı 2012 yılında satın aldığını, bu tarihten itibaren taşınmaz üzerinde zirai faaliyetlerde bulunmak suretiyle araziyi tasarruf ettiğini, 2016 yılında arazi üzerinde meydana gelen toprak kayması nedeniyle arazinin sınırlarının tam olarak tespit edilememesi üzerine söz konusu araziye kadastro bilirkişileri getirilerek gerekli ölçümler neticesinde arazinin aplikasyon krokisinin çıkartıldığını, aplikasyon krokisinden sonra arazinin sınırlarının bildiğinden daha farklı ve fazla olduğunu öğrendiğini, davacı tarafın 4 yıldır haksız olarak kendi arazisinden yararlandığını, daha önce davacı ile aralarında bir husumet bulunmamasına rağmen arazisinin sınırlarını öğrendikten ve ona sahip çıkmak istemesinden dolayı aralarında bir anlaşmazlık baş gösterdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.07.2018 tarihli ve 2016/490 Esas, 2018/335 Karar sayılı kararıyla; dava konusu 101 ada 74 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının kadastro tespitlerinde davalı adına kayıtlı 101 ada 75 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle tescil ve tespit gördüğü, keşifte dinlenen ve aynı doğrultuda beyanlara sahip olan mahalli bilirkişilerin, taraflar arasındaki sınırı mahkeme heyetine ve fen bilirkişilerine gösterdiği, fen bilirkişileri tarafından usul ve yasaya uygun şekilde rapor tanzim edildiği, tanzim edilen rapora ekli krokide kırmızı renkle ve (A) harfi ile gösterilen, kadastro çalışmalarında davalı adına kayıtlı 101 ada 75 nolu parsel içerisinde tespit gören 150,97 m2'lik kısmın davacıya ait olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 01.03.2019 tarihli ve 2018/1862 E., 2019/406 K. sayılı kararı ile; davalı lehine TMK'nın 1023 üncü maddesindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gerektiği belirtilerek davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, kaldırma kararı uyarınca yapılan yargılama neticesinde İlk Derece Mahkemesinin 2019/89 E., 2021/344 K. sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazın fen bilirkişi Oktay Ural'ın raporunda dava konusu edilen ve raporunda (A) harfi ile gösterilen 150,97 m2 yerin mahalli bilirkişilerin beyanları doğrultusunda davacıya ait olduğu kanaatine varıldığı, ancak davalı tespitten sonra taşınmazı satın almış olup bu noktada davalının iyi niyetli olup olmadığı hususu irdelendiğinde; davalının, köye tespitten sonra gelip taşınmazı aldığı ve öncesinde dava edilen yer ile ilgili bir bilgisinin olmadığı, köye gidip gelen biri olmadığı, akrabalarının köyden uzak bir yerde yaşadığı anlaşılmış olup bu noktada davalının dava konusu yerin kadastro öncesinde davacıya ait olduğunu bildiğinin söylenemeyeceği, davalının iyi niyetli 3. kişi konumunda olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı istinaf dilekçesinde özetle; mahalli bilirkişi beyanlarının çelişkili olduğunu, yeteri kadar bilgi sahibi olmadıklarını, davalının iyi niyetli olmadığını, eski malik ya da eşinin tanık olarak dinlenmediğini, tanık delillerine riayet edilmediğini, Mahkemece bu hususların ve diğer delillere neden üstünlük tanındığının gerekçeli kararda tartışılmadan karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 27.01.2022 tarihli ve 2021/1107 Esas, 2022/109 Karar sayılı kararıyla; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, davalının dava konusu taşınmazı tespit malikinden satın alırken kötü niyetli olarak satın aldığı hususunun davacı tarafça ispatlanamamasına, şu haliyle davalının iyi niyetli üçüncü kişi olduğunun kabulünün gerekmesine göre mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacının istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1-b.1 inci maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacının BAM kararından sonra 31.01.2022 tarihinde ölümü üzerine mirasçılarından ... temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı mirasçısı ... temyiz dilekçesinde özetle; keşif esnasında dinlenen mahalli bilirkişilerin beyanlarının davalının kötüniyetini tespit için yeterli olmadığını, beyanlar arasında çelişki bulunduğunu, davalının cevap dilekçesinde davacıya ait olan kısmı taşınmazı satın almadan evvel bildiğini ikrar ettiğini, davacı tanığı olarak dinlenen ...'in beyanlarından davalının iyiniyetli olmadığının anlaşıldığını, tanık beyanlarına neden itibar edilmediğinin anlaşılamadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi,

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1023 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Kadastro sonucu; çekişme konusu 101 ada 75 parsel sayılı, 1.434,68 m2 miktarlı fındık bahçesi vasıflı taşınmazın 28.12.2006 tarihinde senetsizden dava dışı Mehmet Yazgan adına, 101 ada 74 parsel sayılı, 1.050,03 m2 miktarlı fındık bahçesi vasıflı taşınmazın ise 18.12.2006 tarihinde davacı adına tespit gördüğü, tespitlerin 28.09.2007 tarihinde kesinleştiği, davalı ...'ın ise dava konusu 75 sayılı parseli 02.10.2012 tarihinde kayden satın aldığı anlaşılmaktadır.

2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı mirasçısı ... tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı mirasçısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nun 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 189,15 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.11.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.