Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2973 E. 2024/505 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından Hazine adına kayıtlı taşınmazlar üzerinde kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülkiyet hakkı iddia edilerek açılan tapu iptali ve tescil davasında, davacının zilyetliğinin zamanaşımı hükümlerine uygun olup olmadığı ve meraların zilyetliğe konu edilip edilemeyeceği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bozma kararında belirtilen hususlara uymayarak, özellikle hava fotoğrafları ve bilirkişi raporlarını yeterince incelemeden, meraların durumu ve davacının zilyetliğinin niteliği konusunda yeterli araştırma yapmadan hüküm kurması ve davacının zilyetliğinin zamanaşımı koşullarını sağlayıp sağlamadığı hususunda yeterli delil toplamaması bozmayı gerektirmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/324 E., 2021/532 K.

HÜKÜM : Kısmen Kabul

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I .DAVA

Davacı; ... Köyü’nde kain 153 ada 116 ve 155 ada 48 parsel sayılı taşınmazların ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit edildiğini ancak lehine kazandırıcı zamanaşımı şartlarının oluştuğunu ileri sürerek çekişmeli taşınmazların keşifte belirtilecek kısımlarının adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili; davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

III. YARGILAMA SAFAHATİ VE MAHKEME KARARI

1- Sarıkamış Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.11.2015 tarih, 2014/11 Esas, 2015/637 Karar sayılı kararıyla; dava konusu 155 ada 48 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi raporunda gösterilen kısmı yönünden davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği, 153 ada 116 parsel sayılı taşınmaz yönünden, bilirkişi raporunda (C) ve (D) harfleri ile gösterilen bölümlerinin ham toprak vasfını yitirmedikleri, bitişiklerinde mera bulunduğu gerekçesiyle, 155 ada 48 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümü yönünden davanın kabulüne, davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline, 153 ada 116 parsel yönünden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2- T.C. Yargıtay 16. Hukuk Dairesi’nin 02.04.2019 tarih, 2019/681 Esas, 2019/2393 Karar sayılı kararıyla; çekişmeli taşınmazların hudutlarında 153 ada 123 ve 155 ada 55 sayılı mera parselleri bulunduğu halde yöntemince mera araştırması yapılmadığı, tek kişilik ziraat bilirkişi raporuyla yetinildiği, hava fotoğraflarından yararlanılmadığı, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin niteliklerinin kesin olarak belirlenmediği, eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemeyeceği gerekçesiyle kararın hükmen bozulmasına karar verilmiştir.

3-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İl Özel İdaresi cevabi yazısından mera tahsis kararı ve eklerine rastlanılamadığı; tespit bilirkişisi, mahalli bilirkişi ve tanıkların taşınmazların öncesinde faklı bir şahsa ait olduğunu, akabinde kadastro çalışmalarından birkaç yıl önce davacının satın aldığını, taşınmazın her yıl kullanıldığını ifade ettikleri; 1957, 1982, 1984 ve 2004 tarihli hava fotoğraflarında bilirkişi raporunda (A) ve (C) rumuzuyla gösterilen alanların sürülü olduğu, (D) rumuzuyla gösterilen alanda ise kullanım durumunun tespit edilemediği, ziraat bilirkişi raporundan (A) rumuzlu (ek fen raporu krokisinde K), (C) (ek fen raporu krokisinde L) ile gösterilen alanların mera ile ilgisinin bulunmadığı, özel mülkiyete elverişli tarım arazilerinden olduğu, (D) rumuzlu (ek fen krokisinde M) ile gösterilen taşınmazın toprak derinliğinin tarım yapılabilir bir yapıya sahip olmadığı, ham toprak ile benzer özellikler gösterdiği, zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığı, dosyada yer alan iki keşifte K, L ve M harfleriyle gösterilen taşınmazların aynı olduğu, bozma öncesi keşifte gösterilen fakat bozma sonrası keşifte gösterilmeyen A1, A3, C2, F1, F2 alanları yönünden davacının zımnen feragat ettiği, bozma öncesi keşifte gösterilmeyen fakat bozma sonrası keşifte gösterilen A2, A4, C1, F3 ve D1 alanlar yönünden ise davanın genişletilmesi yasağına tabi oldukları gerekçesiyle her iki keşifte kesişen A, C ve D (ek fen bilirkişi raporunda K, L, M) yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının zamanaşımı yoluyla iktisap edilebilme koşulunu sağlamadığını, davacı adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca mal tespit edilip edilmediğinin yöntemince araştırılmadığını, bilirkişi raporlarının eksik olduğunu, fotoğrafların dosyaya eklenmediğini, hava fotoğraflarının usulüne uygun şekilde incelenmediğini, eksik araştırma ve incelemeyle hüküm kurulduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemece, yazılı şekilde karar verilmiş ise de bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmemiş, bilirkişilerden elverişli rapor alınmamış, hüküm vermeye yeterli bulunmayan araştırma, inceleme ve uygulama ile karar verilmiştir.

2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile özellikle harita mühendisi bilirkişi raporunun incelenmesinde; Mahkemece davanın kabulüne karar verilen alanlara yönelik 1957,1982, 1984 ve 2004 tarihli hava fotoğraflarının incelendiği ancak raporda bu alanların içerisinde sürülü alanlar bulunduğu yönünde rapor verildiği, bu alanların hangi kısımlarının sürülü olduğu hususunun net olarak belirtilmediği, dosyaya kazandırılmış olan fen bilirkişi raporunun bozma öncesi alınan fen bilirkişi raporuyla uyumlu olmadığı, ek raporda çelişkili olacak şekilde rumuzların, belirtilen alanların yüzöçümlerinin farklı olduğu, ziraat bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporda ‘’ D’’(ek bilirkişi raporunda ‘’M’’) rumuzlu alanın son birkaç yıldır toprağının işlendiği, toprak derinliğinin 0-20cm olduğu, ham toprak ile benzer özellikler gösterdiği, zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığı belirtilmesine rağmen bu kısım yönünden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.

3- Hal böyle olunca; elverdiğince yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, taşınmazın bulunduğu köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek 3 kişilik mahalli bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile fen (teknik) bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulundan oluşturulacak bilirkişi kurulu katılımıyla mahallinde yeniden keşif yapılmalıdır.

4.Yapılacak keşifte mera parseli ile taşınmaz arasında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı belirlenmeli, taşınmazın kadim mera olup olmadığı hususu üzerinde durulmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın dava konusu yerin öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera niteliğinde olup olmadığı, geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildikleri hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanaklarıyla denetlenmelidir.

5. 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulundan çekişmeli taşınmaz bölümünün niteliğiyle ilgili önceki tarihli ziraatçi bilirkişi raporunu da irdeler mahiyette ve dava konusu taşınmazın mera parselinin karşılaştırmalı biçimde toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunup bulunmadığı ve ekonomik amaca uygun zilyetlik varsa hangi tarihten beri ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü açıklattırılarak tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş hava fotoğrafları jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisine tevdi edilerek stereoskop aletiyle incelenmeleri neticesinde taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, öncesinin ne olduğunu, imar-ihyaya konu edilip edilmediğini, imar-ihya tamamlanmış ise tamalandığı alanlar gösterilmek suretiyle tamamlandığı tarih ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor hazırlatılmalı, çekişmeli taşınmazın öncesinin mera olduğunun anlaşılması halinde meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukukça değer taşımayacağı düşünülmelidir.

6. 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların mirasbırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğü ile Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup aynı Kanun'un 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma Ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2 nci maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenmeli, Kanun'un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.

Yukarıda değinilen hususlar göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

22.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi

...