Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3044 E. 2023/4765 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespiti sonucu davalı adına tescil edilen taşınmazın, davacı tarafından tapu iptali ve tescil veya temliken tescil davası ile kendi adına tescilinin talep edilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitinin kesinleşme tarihinden itibaren 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek, mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/2136 E., 2021/1211 K.

DAVA TARİHİ : 27.08.2018

HÜKÜM/KARAR : Davanın reddi / Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Darende Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/96 E., 2019/101 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde temliken tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde, Darende ilçesi, Balaban mahallesinde bulunan 162 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 1982 yılında babası Abdurrahman'ın yaptığı paylaşımla kendisine verildiğini, taşınmaza yıllardır zilyet olmasına ve taşınmaz üzerinde 35 yıllık kayısı ağaçları bulunmasına rağmen toplulaştırma işlemi ile kadastro tespiti sırasında davalı adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, dava konusu 162 ada 3 parsel sayılı taşınmazın adına tescilini, mümkün değilse taşınmazın 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun (TMK) 722 nci maddesi uyarınca temliken tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde, kadastro ve tapu işlemlerinin gerçeğe uygun yapılmadığını toplulaştırma memurlarından öğrendiğini, kendisinin de yapılan işlemler nedeniyle mağdur olduğunu ve konuyla ilgili bir başka kişiye karşı dava açtığını belirterek, tapu kayıtlarının aslına uygun düzeltilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının talebinin kadastro öncesine nedene dayanmasına rağmen 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre içinde davanın açılmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı istinaf dilekçesinde, fiili durum ile kadastro tespitindeki sınırların farklı olduğunu, dava konusu taşınmaza öncesinde babasının zilyet olduğunu, 1980'li yıllardan sonra da kendisinin zilyetliğe devam ettiğini, dava konusu taşınmazın davalı ile bir alakası olmadığını, kayısı ağaçlarını kendisinin yetiştirdiğini, bu ağaçların değerinin zeminden çok fazla olduğunu, 4721 sayılı Kanun'un 722 nci maddesi uyarınca kendi adına temliken tescile karar verilmesi gerektiğini, davalının cevap dilekçesi ile kendi taşınmazının da hataen başka biri adına tespit edildiğini ve tapu kayıtlarının gerçeğe uygun olarak düzeltilmesini talep ettiğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın eski 1240 parsel sayılı kadastro tutanağının 22.02.1991 tarihinde kesinleştiği, bu tarih ile dava tarihi olan 2018 yılı arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle yerel mahkemenin davanın hak düşürücü süreden reddine dair kararının usul ve esas bakımdan hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı temyiz dilekçesinde; dava ve istinaf dilekçelerini tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil mümkün değilse 4721 sayılı Kanun'un 722 nci maddesi uyarınca temliken tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Kadastro sonucu, Malatya İli, Darende ilçesi, Balaban mahallesi çalışma alanında bulunan 1240 parsel sayılı 10.439 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, davalının mirasbırakanı Hacıali Karpuz adına tespit edilmiş, davalının mirasbırakanı adına yapılan kadastro tespiti 22.02.1991 tarihinde kesinleşmiş, davacı miras yoluyla gelen hakka ve taksime dayanarak tapu kaydının iptali ve taşınmazın adına tescili, olmadığı takdirde temliken tescil istemiyle dava açmıştır. Dava konusu taşınmazlara ilişkin tesis kadastrosu kesinleşme tarihinin 22.02.1991 olduğu, davanın 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra, 27.08.2018 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.

2.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.09.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olmak üzere karar verildi.