"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine ilişkin verilen kararın Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi’nce onanması üzerine, süresi içinde davacı Hazine vekili tarafından karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla; karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde; Kayseri ili, .... ilçesi, .... Köyü çalışma alanında bulunan 114 ada 5 parsel, 122 ada 147 parsel ve 122 ada 169 parsel sayılı taşınmazların davalı Gölcük köyü Tüzel Kişiliği adına tespit ve tescil edildiğini, ancak çekişmeli taşınmazların tamamının boş olarak devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğunu, davalı lehine zilyetlikle edinme koşullarının gerçekleşmediğini, taşınmazların zilyetlikle kazanılamayacağını ileri sürerek taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile Hazine adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 19/09/2013 tarihli ve 2008/36 E. 2013/181 K. sayılı kararıyla; dosya içeriği ile bağlantısı bulunmayan gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi’nin 16/09/2014 tarihli ve 2014/4410 E., 2014/10024 K. sayılı ilamıyla; “…gerekçenin, bu dava dosyasına ait olmadığı anlaşılmaktadır. Bu dava dosyasında; davacı taraf Hazine, davalı taraf Gölcük Köyü Tüzel Kişiliği, dava konusu ise .... Köyü çalışma alanında bulunan 114 ada 5, 122 ada 147 ve 169 parsel sayılı taşınmazlardır. Gerekçeli kararın başlık dışındaki iddia, savunma, deliller, delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe bölümleri incelendiğinde ise; davacı tarafın ....., davalı tarafın Karahacılı Köyü Tüzel Kişiliği, dava konusunun ise 101 ada 23 parsel sayılı taşınmaz olduğu anlaşılmaktadır. Mahkeme kararlarının gerekçeli ve gerekçenin dosya ile uyumlu bulunması zorunludur. Bu zorunluluğa aykırılık, mahkemelere olan güveni zedeleyici olduğu kadar, adil ve güvenli yargılanma ilkelerine de aykırılık oluşturmaktadır ve bozma nedenidir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen karar
Mahkemenin 14/12/2017 tarihli ve 2014/221 E. 2017/284 K. sayılı kararıyla; davaya konu taşınmazların 30 yıl önce bağışlandığı, etrafında şahıslara ait taşınmazların bulunduğu, taşınmazlarda Hazine’ye ait zilyetlik bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Onama Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi’nin 01/02/2021 tarihli ve 2018/3482 E., 2021/542 K. sayılı ilamıyla; hükmün onanmasına karar verilmiştir.
6. Onama Sonrası Karar Düzeltme Başvuranlar
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili karar düzeltme yoluna başvurmuştur.
5. Karar Düzeltme Nedenleri
Davacı vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle; bilirkişi raporlarının iddiayı doğrular nitelikle olduğunu, raporlara göre taşınmazlar etrafında Hazine taşınmazlarının bulunduğunu, taşınmazlar üzerinde yabani otlar yetiştiğini ve uzun süredir tarım yapılmadığını, taşınmazların davalı tarafından tarımsal amaçla kullanıldığına dair bulguya ulaşılamadığını, taşınmazların meyil ve bitki örtüsünün tarıma müsait olmadığını, davalı lehine edinme konuşlarının oluşmadığını, taşınmazları bağışladığı iddia edilen şahısların dosya kapsamında herhangi bir beyanının bulunmadığını, çelişkili tanık beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulduğunu belirterek, kararın düzeltilmesini talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.’’ hükümlerini içermektedir.
6.2.4. 6100 sayılı HMK’nın 190/1. maddesinde, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” Yine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
6.3. Değerlendirme
Dosyanın incelenmesinde, dava dilekçesinde husumetin öncelikle kadastro tespit maliki olan Gölcük Köyü Tüzel Kişiliği’ne yöneltildiği, davaya konu 114 ada 5 parsel ve 122 ada 147 parsel sayılı taşınmazların yargılama sırasında tashihen devir nedeniyle Pınarbaşı Belediyesi adına, 122 ada 169 parsel sayılı taşınmazın ise Kayseri Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü adına tescil edildiği, yapılan yargılamada davalı ... Belediyesi’ne davalı olarak yer verilmiş ise de davacı tarafa 122 ada 169 parsel sayılı taşınmazın tapu maliki olan Kayseri Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’nü davaya dahil etmek üzere sure ve imkan tanınmadığı, yargılamanın bu tarafın yokluğunda sonuçlandırıldığı anlaşılmıştır.
Öte yandan, 6100 sayılı HMK’nın 125.maddesi uyarınca davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı isterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder, ya da davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür. Davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder. Anılan yasa hükmüne göre, Mahkemece davacı tarafa 122 ada 169 parsel sayılı taşınmazın tapu maliki olan Kayseri Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’ne husumet yöneltmek üzere süre ve imkan tanınmaksızın işin esasına girilerek hüküm kurulması isabetsizdir.
VI. SONUÇ:
Açıklanan hususlar; karar düzeltme isteği üzerine bu kez yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından, davacı Hazine vekilinin karar düzeltme talebinin HUMK'nın 440. maddesi uyarınca bu yönden kabulüne; Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi’nin 01/02/2021 tarihli 2018/3482 E., 2021/542 K. sayılı onama ilamının ORTADAN KALDIRILMASINA, yerel mahkemenin 14/12/2017 tarihli 2014/221 E., 2017/284 K. sayılı kararının HUMK'nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 03/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.