Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3133 E. 2022/6681 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan ve daha sonra Hazine adına tescil edilen taşınmazın zilyetlik iddiasıyla tapu iptali ve tescili talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu ve bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda hüküm verildiği, ancak Hazine'nin harçtan muaf olması nedeniyle davacıdan tahsil edilen harcın iadesine karar verilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının harç hükmü düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki kadastro sırasında tespit harici bırakılıp, yargılama sırasında ihdasen tapuya tescil edilen taşınmaz hakkında tapu iptali ve tescili istemine ilişkin açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin davanın kısmen kabulüne ilişkin önceki tarihli kararının, davalı Hazine tarafından temyiz edilmesi neticesinde Yargıtay 8. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda bozulması üzerine, Yerel Mahkeme tarafından bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, süresi içinde davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı, kadastro sonucunda tespit harici bırakıldıktan sonra yargılama sırasında ihdasen Hazine adına tapuya kayıt ve tescil edilen 666 parsel sayılı taşınmaz hakkında imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğini ileri sürerek, adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

1.Davalı Hazine, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki tescil harici yerlerden olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

2.Davalı ... Genel Müdürlüğü; davanın husumet yönünden reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece önceki tarihli karar ile davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının kısmen oluştuğu gerekçesiyle davalılardan Tarım Reformu Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne; fen bilirkişileri tarafından dosyaya sunulan 30.04.2007 tarihli rapora ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 37.464 m2 ve (C) harfi ile belirlenen 5.832 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz bölümlerinin davacı adına tapuya tesciline, aynı krokide (D), (E) ve (F) harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümlerine yönelik davacı isteminin ise reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Bozma Kararı

Mahkemenin önceki tarihli kararı, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2015/5214 Esas, 2016/4223 Karar sayılı kararıyla; "davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda yapılan araştırmanın yetersiz olduğu... doğru sonuca varılabilmesi için dava tarihinden geriye doğru 20-25 yıl öncesine ait iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının usulüne uygun bir biçimde yetkili mercilerden getirtilmek ve uzman bilirkişiler marifetiyle mahallinde yapılacak keşfi müteakip taşınmazların yeri ve hudutları belirlendikten sonra hava fotoğraflarını stereoskop aleti altında inceletmek ve sınırları itibariyle dava tarihinden geriye doğru 20 yıl önce zilyet edilip edilmediğinin imar ve ihyanın yapılıp yapılmadığının kültür arazisi niteliğinde olup olmadığının belirlenmesi, dava konusu taşınmazların keşfi izlemeye yarayacak krokisi yanında, niteliği bakımından açıklayıcı olması için tescili istenen taşınmaz ve çevresini gösterir biçimde birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı tarafından fotoğrafları çektirilip Mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulması, yerel bilirkişi ve tanıkları usulüne uygun keşfe çağırarak, taşınmazların öncesi itibariyle niteliklerini, davacının imar-ihyaya hangi tarihte başladığını, bu işlemi ne şekilde yaptığını ve hangi tarihte tamamladığını sormak, ziraî bilirkişiden taşınmazların yukarıda belirtilen kanun hükmü uyarınca sulanabilir tarım arazisi olup olmadığı yönünden rapor almak bunun yanında aynı hususu DSİ'den de sormak, fen bilirkişisi tarafından düzenlenecek krokisi de eklenilerek taşınmazların tapuda kayıtlı olup olmadıklarını Tapu Sicil Müdürlüğünden sorarak toplanacak tüm delillerin birlikte değerlendirilmesiyle varılacak sonuca göre bir karar vermek gerektiği" gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 25.09.2019 tarihli, 2013/132 Esas, 2019/358 Karar sayılı kararıyla; davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 666 parsel sayılı taşınmazın krokide (B) harfi ile gösterilen 37.465 metrekare yüz ölçümündeki bölümünün tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde, usul ve yasaya aykırı kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro sonucunda tespit harici bırakıldıktan sonra yargılama sırasında ihdasen tapuya tescil edilen taşınmaz hakkında tapu iptali ve tescili isteğinden ibarettir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.’’ hükümlerini içermektedir.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, bozma kararı uyarınca araştırma ve inceleme yapılarak davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğunun anlaşılmasına göre (IV/3.) no.lu paragrafta belirtilen şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı Hazine temsilcisinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi gerekmektedir.

6.3.2. Ancak, harç kamu düzeni ile ilgili olup temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re’sen gözetilmesi zorunludur.

Somut olayda, çekişmeli taşınmazın yapılan kadastro işlemi sırasında tescil harici bırakıldığı, yargılama sırasında ihdasen Hazine adına tapuya tescil edildiği, böylece eldeki davanın tapu iptali ve tescili davasına dönüştüğü duraksamasızdır. Öte yandan tapu iptali ve tescil mahiyetindeki davanın kabulüne karar verilmiş olması nedeniyle, karar-ilam harcının davalıya yükletilmesi zaruri ise de, kayıt maliki davalı Hazine, 492 sayılı Harçlar Yasası'nın 13/j maddesi uyarınca harçtan muaftır. Şu halde Hazine aleyhine harç yükletilmesi mümkün olmadığı gibi davacıdan tahsil olunan peşin harcın dahi iadesi gerekir. Bu nedenle hüküm yerinde davacı aleyhine harca hükmedilmesi doğru olmamış ise de, bahsi geçen yanılgı yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın hüküm fıkrasının 4. bendinin düzeltilerek onanması gerekmiştir.

Diğer yandan dava yargılama sırasında tapu iptali ve tescili isteğine dönüştüğünden sair yargılama giderlerinin de davacı üzerinde bırakılması doğru değil ise de, bu husus temyiz konusu edilmediğinden bozma nedeni yapılmamış, yanlışlığa işaret etmekle yetinilmiştir.

V. SONUÇ

1. Yukarıda (6.3.1) numaralı paragrafta açıklanan nedenlerle; davalı Hazine temsilcisinin sair temyiz itirazlarının reddine,

2. (6.3.2) numaralı paragrafta açıklanan nedenlerle; Siverek 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin temyize konu 25.09.2019 tarihli kararındaki 4. bendin hüküm yerinden çıkarılarak yerine ″Davalı harçtan muaf olduğundan karar-ilam harcı alınmasına yer olmadığına, davacı tarafça yatırılan 4.677,50 TL harcın istek halinde davacıya iadesine″ cümlesinin eklenmesine, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.