"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı Ankara Batı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 07/04/2016 tarihli ve 2010/889 Esas - 2016/92 Karar sayılı hükmün, davalı ... Belediye Başkanlığı ile dahili davalı ... yönüyle temyiz inceleme istemlerinin reddine, davalı Hazine yönüyle bozulmasına ilişkin olan Dairemizin 02/11/2021 tarihli ve 2021/7752 Esas - 2021/6367 Karar sayılı kararının düzeltilmesi süresi içerisinde davacılar vekili ile davalı ... Belediye Başkanlığı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü: I. DAVADavacılar ... ve müşterekleri vekili dava dilekçesinde özetle; hudutları dava dilekçesinde belirtilen taşınmaz bölümünün, 1953 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakıldığını, taşınmazın müvekkilleri tarafından, 1957 yılından 1959 yılına kadar imar-ihya edildikten sonra 1960 yılından günümüze kadar kullanıldığını, taşınmazda müvekkilleri lehine zilyetlikle iktisap koşulları oluştuktan sonra taşınmazın bir kısmının hükmen Hazine adına 2401 parsel numarası ile tescil edildiğini ileri sürerek, dava konusu ettikleri taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkilleri adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava konusu taşınmazı imar-ihya etmediğini ileri sürerek, Mahkemece yapılacak araştırma ve inceleme sonunda davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı ... Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın imar planı kapsamında kaldığını, bu tür yerlerin imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanılarak iktisap edilemeyeceğini, kaldı ki devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle iktisap edilemeyeceğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3. Dahili davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; onaylı imar planında ağaçlandırılacak alanda kalan dava konusu taşınmazın zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Ankara Batı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07/04/2016 tarihli, 2010/889 Esas, 2016/92 Karar sayılı kararıyla; mahallinde yapılan keşif sonrası dosya arasına alınan bilirkişi raporlarından, dava konusu 2401 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümünde, 1975, 1977 ve 1978 yılına ait hava fotoğraflarına göre tarımsal faaliyet yapıldığı, (B) harfi ile gösterilen bölümünde ise tarımsal faaliyet yapılmadığı, taşınmazın boş ve doğal görünümde olduğunun anlaşıldığı, yine yerel bilirkişi ve davacı tanıkları tarafından,
dava konusu taşınmazın 1960 ve 1965 yılları arasında davacı tarafça traktörle sürülerek taşlarının ayıklandığı, 1965 yılından itibaren de ekilip biçilerek kullanıldığının beyan edildiği, dosya kapsamına göre, taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünde davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle;
Davanın kısmen kabulüne, dava konusu 2401 parsel sayılı taşınmazın, teknik bilirkişi ... tarafından düzenlenen 14/08/2013 tarihli rapora ekli krokide "B" harfi ile işaretli 9.908,94 metrekare yüzölçümündeki bölümüne ilişkin davanın reddine, aynı krokide "A" harfi ile gösterilen 20.234,59 metrekare yüzölçümündeki bölümüne ilişkin davanın kabulüne, bu bölümün eski 2401 parsel, yeni (imar uygulamasıyla) 49319 ada 1 parselden ifraz edilerek, son parsel numarası ile 1/2 hissenin davacılardan ... adına, geri kalan 1/2 hissenin ise Hamza Demirtaş mirasçıları olan davacılar ..., ... ve ... (Demirtaş) adlarına eşit hisseyle tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde, davacılar vekili, davalı Hazine vekili, davalı ... Belediye Başkanlığı vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
2.1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümüne yönelik olarak verilen kararın onanmasına karar verilmesi gerektiğini ancak (B) bölümü yönüyle verilen kararın yerinde olmadığını, bu bölümde de (A) bölümünde olduğu gibi müvekkilleri lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunu, taşınmazın orman sayılan yerlerden veya kamu hizmetine tahsis edilmiş yerlerden olmadığını, bu yerin imar-ihya edilerek (A) bölümü ile birlikte müvekkilleri tarafından kullanıldığını, bu hususu hava fotoğrafları ile de kanıtladıklarını, ayrıca 2401 parsel sayılı taşınmazın çevresinde bulunan kısma ilişkin talepleri hakkında bir karar verilmediğini ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
2.2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmak için yetersiz olduğunu, ayrıca Hazine lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
2.3. Davalı ... Belediye Başkanlığı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın imar planı kapsamında kaldığını, bu tür yerlerin imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanılarak iktisap edilemeyeceğini, kaldı ki devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği uyarınca iktisap edilemeyeceğini ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
2.4. Dahili davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın imar planı kapsamında kaldığını, bu tür yerlerin imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanılarak iktisap edilemeyeceğini, taşınmazın onaylı ve halen yürürlükte olan nazım imar planında ağaçlandırılacak alanda kaldığını ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
V. YARGITAY İLAMI
Hüküm, Dairemizin 02/11/2021 tarihli ve 2021/7752 Esas, 2021/6367 Karar sayılı ilamıyla; “eldeki davanın davacılar tarafından, hükmen Hazine adına tescil edilen 2401 parsel sayılı taşınmazın evvelinde kendilerine ait olduğu, taşınmazın Hazine adına tescil edildiği tarihe kadar kendileri lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu iddiasıyla açıldığı, Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karar her ne kadar davalı ... vekili ile davalı ... Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de, açılan dava tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğundan ve temyiz eden ... ile Etimesgut Belediye Başkanlığı taşınmazın tapu kayıt maliki olmadığından, verilen kararı temyiz etme haklarının bulunmadığı gerekçesiyle, ... ile Etimesgut Belediye Başkanlığının temyiz inceleme isteminin reddine; davalı Hazine vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesine gelince, Mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulamanın hüküm vermek için yeterli bulunmadığı, dava konusu taşınmazın ne zamandan beri davacı tarafın zilyetliğinde olduğunun kesin olarak saptanmadığı, hava fotoğrafları incelemesinin her seferinde ayrı bir fotoğraf incelenmek ve ek rapor alınmak suretiyle yapıldığı, taşınmazın niteliğinin ve kullanım durumunun belirlenmesinde tek kişilik ziraat mühendisi bilirkişi raporu ile yetinildiği, taşınmazın evveli itibariyle imar ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, muhtaç ise imar ihyaya ne zaman başlandığı ve tamamlandığı hususlarında yöntemince araştırma yapılmadığı, Mahkemece yerel bilirkişi ve tanıkların soyut ve yetersiz beyanlarına itibar edilmek suretiyle hüküm kurulduğu belirtilerek; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve denetimin sağlanması bakımından ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle, imar uygulamasının yapıldığı 1997 tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafının tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğü'nden getirtilerek dosya arasına konulması, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, 3 kişilik jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi kurulu ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılması, yapılacak keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmazın evveli itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmesi, bilirkişi ve tanık sözlerinin komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanaklarıyla denetlenilmesi; üç kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde dava konusu taşınmazın kullanım biçimini, zilyetlik süresini, toprak yapısını, eğimini ve bitki desenini açıklayıp tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın evvelinde imar-ihya gerektirip gerektirmediğini, imar-ihya gerektiren yerlerden ise ne zaman başlayıp tamamlandığını belirleyen, önceki ziraat bilirkişi raporlarını irdeleyen, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınması; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi kurulundan, yukarıda belirtilen hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, taşınmazın fotoğraflarının çekildiği tarihlerdeki niteliği ile kullanım şekli ve süresi hususunda ayrıntılı rapor düzenlettirilmesi; teknik bilirkişiden keşfi takibe yarar rapor hazırlamasının istenilmesi, böylelikle dava konusu taşınmazın imar planına alınma tarihi olan 1997 yılı itibariyle davacı taraf yararına zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin kesin olarak saptanması, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmek suretiyle bozulmuştur.
VI. KARAR DÜZELTME
1. Karar Düzeltme Yoluna Başvuranlar
Yargıtay bozma ilamına karşı süresi içerisinde davacılar vekili ile davalı ... Belediye Başkanlığı vekili tarafından karar düzeltme başvurusunda bulunulmuştur.
2. Karar Düzeltme Nedenleri
2.1. Davacılar vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle; hükmü süresi içerisinde temyiz etmiş olmalarına rağmen temyiz talepleri ile ilgili olarak olumlu veya olumsuz bir karar verilmediğini belirterek, kararın (IV./2.1) numaralı paragrafında yer alan temyiz dilekçesindeki sebepleri tekrarla, ret-bozma kararının ortadan kaldırılmasını ve temyiz sebepleri ile ilgili olarak bir karar verilmesini istemiştir.
2.2. Davalı ... Belediye Başkanlığı vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle; hükmü temyiz etmeleri üzerine, dava konusu taşınmazın tapu maliki olmadıkları gerekçesiyle temyiz inceleme isteklerinin reddine karar verilmiş ise de, Mahkemece aleyhlerine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın esası yönüyle de dava konusu taşınmaz imar planı kapsamında kaldığından, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanılarak iktisap edilemeyeceğini beyan ederek, vekil eden belediye tapuda malik olmadığı için yasal hasımlıktan çıkarılmalarını ve aleyhlerine açılan dava yönüyle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
1953 yılında Ankara ili, Etimesgut ilçesi, Elvan Mahallesi çalışma alanında yapılan tapulama çalışmaları sırasında, dava konusu taşınmaz bölümü tescil harici bırakılmıştır.
Dava dışı ... tarafından, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanılarak, dava konusu taşınmaz bölümünün adına tescili istemiyle açılan tescil davasının yapılan yargılaması sonunda, Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/07/1996 tarihli, 1995/949 Esas, 1996/510 Karar sayılı kararıyla; davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Bilahare aynı taşınmaz ile ilgili olarak Hazine tarafından, taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14, 17 ve 18. maddeleri uyarınca Hazine adına tescili istemiyle açılan tescil davasının yapılan yargılaması sonunda, Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/12/1998 tarihli, 1998/689 Esas, 1998/798 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne, harita teknikeri Erdoğan Karadağ ve yüksek mühendis Hasan Dedeışık’ın 15/02/1995 tarihli raporuna ekli krokide gösterilen 32.000,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün Hazine adına tesciline karar verilmiş; hükmün infazı ile 2401 parsel sayılı 32.000,00 metrekare yüzölçümündeki ham toprak vasıflı Hazine adına kayıtlı taşınmaz oluşmuştur. Taşınmazın bulunduğu yerde 2015 yılında yapılan imar uygulaması sonucunda taşınmaz 49319 ada 1 parsel numarasıyla Hazine adına tescil edilmiştir.
Dava; tapulama çalışmaları sırasında tescil harici bırakılıp, bilahare dava tarihinden önce hükmen Hazine adına tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddeleri uyarınca davacılar adına tesciline karar verilmesi istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesi şöyledir.
“Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi şöyledir.
“Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.
İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.”
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Dava; tapulama çalışmaları sırasında tescil harici bırakılıp, bilahare dava tarihinden önce hükmen Hazine adına tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddeleri uyarınca davacılar adına tescili istemine ilişkindir. Bu nitelikteki davalarda husumetin tapu kayıt malikine yöneltilmesi zorunludur. Somut olayda; dava konusu taşınmaz, Hazine adına tapuda kayıtlı olduğu halde eldeki dava, Hazine ile birlikte davada taraf sıfatı bulunmayan Etimesgut Belediye Başkanlığı’na husumet yöneltilerek açılmış, yargılama sırasında ... davaya dahil edilmiştir.
Hal böyle olunca; Mahkemece, davalı ... Belediye Başkanlığı ile dahili davalı ... aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, bu hususun göz ardı edilmesi isabetsiz olup, davalı ... Belediye Başkanlığı vekilinin karar düzeltme istemi yerindedir.
3.3.2. Ankara Batı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07/04/2016 tarihli, 2010/889 Esas, 2016/92 Karar sayılı kararı, davacılar vekili, davalı Hazine vekili, davalı ... Belediye Başkanlığı vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş; ne var ki, Dairemizce temyiz incelemesi sırasında davacılar vekilinin temyizi göz ardı edilerek, davanın esası yalnızca davalı Hazinenin temyizi üzerine incelenmiş ve hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Bu defa davacılar vekili tarafından, hükmü süresi içerisinde temyiz etmiş olmalarına rağmen temyiz talepleri ile ilgili olarak olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği ileri sürülerek karar düzeltme isteminde bulunulmuştur. Gerçekten de hüküm, davacılar vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edildiği halde, sehven temyiz itirazlarının incelenip değerlendirilmediği anlaşılmıştır.
3.3.3. Az yukarıda açıklanan nedenlerle, Dairemizin 02/11/2021 tarihli ve 2021/7752 Esas, 2021/6367 Karar sayılı ret - bozma ilamının ortadan kaldırılmasına, tarafların temyiz ve karar düzeltme istemlerinin birlikte değerlendirilmesi sonucunda;
1. Davalı ... Belediye Başkanlığı vekili ile dahili davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; kararın (VI/3.3.1) numaralı paragrafında açıklanan nedenlerle, Mahkemece, davalı ... Belediye Başkanlığı ile dahili davalı ... aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek adı geçen davalılar yönüyle olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması isabetsiz olup, hükmün açıklanan nedenlerle bozulması gerektiği halde, adı geçen davalıların kararı temyiz etme haklarının bulunmadığı gerekçesiyle, temyiz inceleme istemlerinin reddine karar verildiği anlaşılmakla, davalı ... Belediye Başkanlığı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile hükmün az yukarıda belirtilen değişik gerekçe ile BOZULMASINA,
2. Davacılar vekili ile davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece, dava konusu taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda yalnızca (A) harfi ile gösterilen bölümü üzerinde davacılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermek için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece dava konusu taşınmazın ne zamandan beri davacı tarafın zilyetliğinde olduğu kesin olarak saptanmamış, hava fotoğrafı incelemesi her seferinde ayrı bir fotoğraf incelenmek ve ek rapor almak suretiyle yapılmış, taşınmazın evvelinde imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, muhtaç ise imar-ihyaya ne zaman başlandığı ve tamamlandığı hususu yöntemince araştırılmamış, yerel bilirkişi ve tanıkların soyut ve yetersiz beyanlarıyla yetinilmek suretiye hüküm kurulmuş, taşınmazın niteliği, kullanım şekli ve süresinin ne olduğu hususunda 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve gerekçeli rapor aldırılmamıştır. Öte yandan, dava konusu taşınmazın imar planı kapsamında kalıp kalmadığı, imar planı kapsamında kalıyor ise hangi tarihli imar planı kapsamında kaldığı hususunda Etimesgut Belediye Başkanlığı ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına müzekkereler yazılmış; Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığından gelen 20/03/2012 tarihli, Etimesgut Belediye Başkanlığından gelen 28/11/2011, 21/03/2012 ve 15/01/2015 tarihli yazı cevaplarında, dava konusu taşınmazın 18/09/1997 tarih, 537 sayılı kararıyla onaylanan 1/5000 ölçekli “Bağlıca Köyü ve Çevresi Revizyon Nazım İmar Planı” kapsamında, “ağaçlandırılacak alan” lejantında kaldığı belirtilmiş olmasına rağmen, taşınmazın ilk defa hangi tarihte imar planı kapsamına alındığı da araştırılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, 1997 tarihli imar planının “revizyon” imar planı olduğu göz önünde bulundurularak, dava konusu taşınmazın ilk defa hangi tarihte imar planı kapsamına alındığı ve bu planın kesinleşme tarihinin ne olduğu Etimesgut Belediye Başkanlığı ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığından ayrı ayrı sorulup saptanmalı, imar planı ve imar durumuyla ilgili tüm belge ve haritalar dosya arasına alınmalı, Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazın bulunduğu mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve denetimin sağlanması bakımından ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle, taşınmazın ilk defa imar planı kapsamına alındığı tarihten 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğü'nden getirtilerek dosya arasına konulmalı, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar, uydu fotoğrafları ile memleket haritaları temin edilmeli, dava konusu 2401 parsel sayılı taşınmazda yargılama sırasında imar uygulaması yapıldığı ve taşınmazın 49319 ada 1 parsel numarasını aldığı gözetilerek, taşınmazın güncel tapu kaydı getirtilip dosya arasına alınmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, 3 kişilik jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi kurulu ile teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.
Yapılacak keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazın öncesinin ne olduğu, kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği hakkında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanaklarıyla denetlenmeli; üç kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan, taşınmazın toprak yapısını, bitki örtüsünü, önceki ve şimdiki niteliğini, zirai durumunu, kültür arazisi niteliğinde olup olmadığını, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresini, taşınmazın öncesi itibariyle imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, imar-ihya gerektiren yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmişse imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi içerir, önceki ziraat bilirkişi raporlarını irdeleyen, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı ve gerekçeli rapor aldırılmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi kurulundan, yukarıda belirtilen hava fotoğrafları üzerinde stereskop aletiyle inceleme yaptırılarak, fotoğrafların çekildiği tarihlerde taşınmazın niteliğinin, kullanım şekli ve süresinin ne olduğunu, taşınmazın imar-ihyanın edilip edilmediğini, edilmişse ihyanın hangi tarihte tamamlandığını açıklayan ayrıntılı rapor aldırılmalı; teknik bilirkişiye keşfi takibe imkan verir rapor ve kroki düzenlettirilmeli, böylelikle dava konusu taşınmazın ilk defa imar planı kapsamına alındığı tarih itibariyle davacı taraf yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı kesin olarak saptanmalı, bundan sonra da toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, 6100 sayılı HMK'nın 297. maddesi uyarınca hakim; doğru, infazı kabil, infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde bir karar vermek zorunda olduğu halde, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptaline kararı verilmeksizin, tescil hükmü kurulmuş olması da isabetsizdir.
VII. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz isteminin, davalı ... Belediye Başkanlığı vekilinin ise karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 02/11/2021 tarihli ve 2021/7752 Esas, 2021/6367 Karar sayılı ilamının ORTADAN KALDIRILMASINA ve hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz eden davacılara ve karar düzeltme isteminde bulunan davalı ... Belediye Başkanlığına iadesine, davacıların temyiz başvurusu Dairemizce ilk defa incelendiğinden, davacılar yönüyle kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, karar düzeltme isteminde bulunan davalı ... Belediye Başkanlığı yönüyle ise kesin olmak üzere, 02/06/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.