"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : DİYARBAKIR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : ELAZIĞ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat istemli dava sonunda Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 10/02/2022 tarihli, 2021/182 Esas ve 2022/171 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 04/10/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekilleri Avukat ... ve Avukat ..... ile temyiz edilen davacılar ... vd. vekilleri Avukat ..... ve Avukat ... Akbay geldiler. Duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, bilahare dosya incelenerek gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakanları ......’ın maliki olduğu 90 ve 91 parsel sayılı taşınmazlarını 19/08/1983 tarihinde satış göstermek suretiyle davalı oğluna temlik ettiğini, vekalet ile yapılan işlemin muvazaalı olduğunu, kendilerini mirastan yoksun bırakmak amacıyla dava konusu taşınmazların bedelsiz olarak davalıya devredildiğini, muris.....'ın taşınmazları satmaya ihtiyacının bulunmadığını, 15/03/1989 tarihinde 90 ve 91 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının imar uygulamasına girdiğini, 891 ada 4 ve 5 parsel ile 979 ada 1 parsel numaralarını aldığını, 91, 981 ada 4 ve 5 parselde bulunan payların 27/06/2006 tarihinde dava dışı kişiye satıldığını, davalının aldığı para ile başka taşınmazlar satın aldığını, eski 90 ve 91 parsel, yeni 91, 981 ada 4, 5 ve 979 ada 1 parsel sayılı taşınmazların gerçek ve güncel bedeli üzerinden hesaplanacak bedelin miras payları oranında kendilerine verilmesi gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişler, yargılamanın devamı esnasında 06/11/2019 havale tarihli dilekçe ile taleplerini 1.568.683,50 TL'ye ıslah ettiklerini bildirmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı, davanın dayanaksız olduğunu, anneleri muris İlhan'ın sağlığında iş ve işlemlerini yürütmesi için erkek kardeşine, eşine ve kendine vekalet verdiğini, bir kısım taşınmazların satıldığını, bedelinin davacı ...'e verildiğini, adı geçen davacı ...'in taşınmaz satımından gelen parayı kardeşler arasında paylaştırdığını, muristen kalan mirasın paylaşımı nedeniyle aralarında anlaşmazlık yaşandığını, kendi miras hakkının halen verilmediğini, 1980 yılından beri ticaret ve çiftçilik ile uğraştığını, çekişme konusu iki taşınmazın satışından elde edilen para ile yeni taşınmaz alamadığını, çekişme konusu taşınmazların satımından gelen paranın aldığı taşınmazların bedelinin yalnızca 1/4'ünü karşıladığını, bakiyesini kendi imkanları ile ödediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Elazığ 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/12/2020 tarihli ve 2018/57 E., 2020/218 Karar sayılı kararıyla; tarafların murisi İlhan Ozan'ın ekonomik gücünün yerinde olduğu, dava konusu taşınmazları satması için bir nedenin bulunmadığı, taşınmazların satış tarihindeki gerçek değeri ile tapuda bildirilen değer arasında fahiş fark olduğu, dava konusu edilen taşınmazın satışının muvazaalı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
2.1. Davacılar, kararda faize ilişkin hüküm bulunmadığını, dava dilekçesinde talep edilen 20.000,00 TL'ye dava, bakiyesine ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini ileri sürerek, istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
2.2. Davalı, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, murisin çekişme konusu taşınmazlardan başka çok değerli taşınmazları bulunduğunu, bu taşınmazların ölümden sonra mirasçılarına intikal ettiğini, bu taşınmazlara ilişkin açılan ortaklığın giderilmesi davasında intikal eden taşınmazların değerinin 6.917.000,00 TL olduğunun belirlendiğini, Mahkemece sadece iki adet taşınmaza ilişkin inceleme yapıldığını, murise ait diğer taşınmazların dikkate alınmadığını, çekişmenin tenkis hükümleri doğrultusunda çözülmesi, saklı payların zedelenip zedelenmediğinin belirlenmesi gerektiğini, çekişme konusu taşınmazların mal kaçırma amacıyla devredilmediğini, temlik edilen taşınmazların murisin mal varlığının yaklaşık 1/3'ünü oluşturduğunu ileri sürerek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
3. Gerekçe ve Sonuç
Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 10/02/2022 tarihli, 2021/182 E., 2022/171 K. sayılı kararı ile; murisin çekişme konusu taşınmazları oğlu davalıya temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu tespit edilerek, üçüncü kişiye devredilen ve halen davalının paydaşı olduğu taşınmazlar bakımından dava tarihi itibari ile gerçek değerleri uzman bilirkişiler marifetiyle belirlenerek yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine, dava dilekçesinde faiz talep edilmiş olmasına karşın, faiz yönünden karar verilmemiş olmasının doğru olmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırlmasına ve davanın kabulüne ve faize karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/3.2.) no.lu paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) no.lu paragraftaki gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ...nın 370. Maddesi gereğince ONANMASINA, 03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacılar vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davalıdan alınmasına, aşağıda yazılı 80.367,57 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 04/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.