Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3225 E. 2022/6397 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, okuma yazma bilmediğini ileri sürerek, kardeşi adına yaptığı feragatin hile nedeniyle geçersiz olduğunu iddia ederek tapu iptali ve tescil davası açmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının feragat dilekçesini imzaladığı ve tanık beyanlarıyla dilekçe içeriğinden haberdar olduğunun anlaşılması, hile iddiasını ispatlayamaması göz önünde bulundurularak, istinaf mahkemesinin davayı reddeden kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : PAZAR (RİZE) 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine ilişkin verilen kararın, davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair verilen karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, dava konusu 146 ada 2, 8, 17 ve 20, 147 ada 17 ve 57, 151 ada 1, 10 ve 21, 154 ada 3, 155 ada 4 ve 15, 156 ada 9, 158 ada 1, 159 ada 2, 160 ada 7, 163 ada 5 ve 9 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakan babasından intikal etmesi nedeniyle kadastro çalışmaları sırasında veraseten iştirak halinde kendisi de pay sahibi olacak şekilde kadastro tespitinin yapıldığını, daha sonra askı ilan süresi içinde taşınmazlarda hak sahibi olduğu paylar yönünden davalı kardeşi Ali lehine feragat ettiğine ilişkin Kadastro Müdürlüğüne dilekçe verdiğini ve feragati üzerine komisyon kararıyla paylarının davalı adına tespit ve tescil edildiğini, ancak okuma yazması olmadığından feragat dilekçesinin içeriğini bilmediğini, davalıya ağabeyi olması ve aleyhine işlem yapmayacağı inancıyla güvendiğini, hile ile iradesinin fesada uğratıldığını, ayrıca feragatin şahit ve bilirkişiler huzurunda yapılması gerektiğinden geçersiz olduğunu, idari işlemlerin usulüne uygun yapılmadığını ileri sürerek, davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, davacının feragat dilekçesinin içeriğini bildiğini, dilekçeyi bizzat kendisinin kadastro müdürlüğüne verdiğini, işlemlerin davacının iradesi doğrultusunda yapıldığını, hile iddiası yönünden hak düşürücü sürenin de geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, okuma yazma bilmeyen davacının dava konusu taşınmazlardaki payını hileyle devrettiği hususunun dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanları doğrultusunda sabit olduğu, feragat dilekçesinin geçerlilik unsurlarını taşımadığı gerekçesiyle dava konusu 146 ada 2, 8, 17, 20, 147 ada 17, 57, 151 ada 10, 2, 154 ada 3, 155 ada 4,15, 156 ada 9, 158 ada 1, 159 ada 2, 160 ada 7, 163 ada 5 ve 9 parseller yönünden davanın kabulüne, 151 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise davalının kayıt maliki olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1.İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Kaldırma Kararı

Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 10/06/2021 tarihli ve 2021/487 E. 2021/568 K. sayılı kararıyla; davacının feragat dilekçesini tespitten sonra kesinleşmeden önce verdiği, tapusuz taşınmaz hükmünde olan dava konusu taşınmazların devrine yönelik iddianın her türlü delille ispatlanmasının mümkün olduğu, feragat dilekçesinin davacı tarafından imzalandığı hususunun her iki tarafın da kabulünde olup, uyuşmazlık noktasının davacının dilekçe içeriğinden haberdar olup olmadığı ve dilekçenin davacının iradesi sakatlanarak oluşturulup oluşturulmadığı hususlarında toplandığı, somut olayda İlk Derece Mahkemesince davalının hangi hareketlerinin hileyi oluşturduğunun gerekçede belirtilmediği, ayrıca davacının dava dilekçesinde açıkça "yemin" deliline de dayandığı, davacıya yemin teklif etme hakkının hatırlatılması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesince verilen karar kaldırılarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

3.İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesince; davacı vekilinin yemin deliline başvurmayacaklarını belirttiği, dinlenen tanıklar ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacının hile ile feragat dilekçesini imzaladığı iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddini karar verilmiştir.

4.Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

5. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili; kaldırma kararından sonra yemin dışında toplanan delillerinin etkisizleştirilmemesi gerektiğini, somut olayda okuma yazma bilmeyen davacı tarafından feragat dilekçesinde parmak izi ile işlem yapılmamış olmasının, mührün de basılmamış olması nedeniyle dilekçenin geçersiz olduğunu, okuma yazma bilmeyenlerin attığı imzanın geçerliliğinin sıkı şekil koşullarına bağlı olduğunu, şartları taşımayan dilekçenin geçersiz olduğunu, davacının okuma yazması olmadığı için dilekçe içeriğini de bilmesinin beklenemeyeceğini, davalı yanın yemin delilinin hatırlatılmamasının istinaf sebebi yapılmamış olduğundan bu husus kaldırma sebebi yapılamayacağını, davalının hile ile davacının zihninde yanlış bir fikrin doğumuna sebep olarak irade fesadına uğrattığını belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

6. Gerekçe ve Sonuç

Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 09/03/2022 tarihli ve 2022/276 E. 2022/312 K. sayılı kararıyla; hak düşürücü süre yönünden davacının iddiasının aksinin davalı tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle işin esasının incelenmesi gerektiği, TMK’nın 6. maddesi uyarınca davacının iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğu, somut olayda feragat dilekçesinin davacı tarafından imzalandığı hususunun her iki tarafın da kabulünde olduğu, dinlenen tanık beyanlarından feragat dilekçesinin imzalandığı tarihte davacının ne yaptığını bildiği ve dilekçe içeriğinden haberdar olduğunun anlaşıldığı, dilekçenin davacının okuma yazma bilmediğinden faydanılarak ve davalının hileli hareketleri sonucunda imzalandığı iddiasının davacı tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili, davalının hileli hareketleri ile okuma yazması olmayan davacının iradesini fesada uğratarak kadastro müdürlüğüne feragat dilekçesi vermesini sağladığını, davalının, davacıyı babadan intikal eden tüm taşınmazlardan mahrum olacak şekilde işlem yapmaya sevk ettiğini, davacının dilekçeyi imzaladığı tarihte 65 yaşında olması, okuma yazma bilmemesi, belgenin de usulüne uygun tanzim edilmemiş olması sebebiyle işlemin geçersiz olduğunu, nitekim imza atamayacakların kimler olduğu ve bu kimselerin imza yerine geçmek üzere ne kullanabileceklerinin yasada belirlendiğini, okuma yazma bilmeyenlerin imza yerine el ile yapılmış bir işaret, parmak izi veya mühür kullanabileceğini, somut olayda dilekçede parmak izi ile işlem yapılmamış olması, mührün de basılmamış olmasının dilekçenin sahteliği için yeterli kabul edilmesi gerektiğini, davacının okuma yazmasının olmaması veya bilgisizliği sonucu gerçek iradesine uymayan beyanda bulunmak suretiyle esaslı hataya düştüğünü, toplanan deliller ispata yeterli olduğu halde yemin teklifi talep edilmesinin usule aykırı olduğunu, bölge adliye mahkemesinin yemin teklif edilmesi yönünde kaldırma kararı vermesinin de doğru olmadığını, usule aykırı şekilde hatırlatılan ve başvurulmayan yeminden dolayı ret edilen davayla ilgili olarak Bölge Adliye Mahkemesince ispatlanamayan ifadesi kullanılmasının da çelişki oluşturduğunu belirterek, hükmün bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1.Bilindiği üzere, "hile"(aldatma); genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun(TBK) 36/1. (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun(BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı gibi; taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse, yanılma(hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf bu hakkını kullanarak hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

3.2.2.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür", HMK 190/1. maddesinde; "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir " düzenlemeleri yer almaktadır.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, Mahkemece dayanılan yasal ve hukuksal gerekçeye göre (IV/6) paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 04/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.