Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3237 E. 2023/7246 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın davacı tarafından tapu iptali ve tescil davası açılması üzerine, taşınmazın zilyetlikle kazanılıp kazanılamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın kadastro tespit tarihi itibarıyla sit alanı statüsü ve derecesinin tam olarak belirlenmemiş olması, eksik inceleme yapılması ve taşınmazın zilyetlikle kazanılıp kazanılamayacağının tespiti için gerekli araştırmanın yapılmamış olması gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/2230 E., 2022/716 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul/ Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Erdemli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2014/527 E., 2018/85 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali- tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı ... vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili Mersin ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan 115 ada 60 parsel sayılı taşınmazın davacıya mirasbırakanından intikal ettiğini, davacının bu yeri 50-60 yıldır nizasız ve fasılasız kullandığını halen de kullanmakta olup hayvancılıkla uğraştığı için dönemeçli olarak arpa buğday ektiğini, kadastro çalışmaları sırasında davacıya ait olduğu bilinmesine rağmen dava konusu taşınmazın sehven 3. derece sit alanı olduğu belirtilerek Hazine adına tescil edildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili; dava konusu taşınmazın başında tutulan 21.04.2018 tarihli taşınmaz tespit tutanağında taşınmazın taşlık ve çalılık olup herhangi bir kimse tarafından kullanılmadığının ve yine İdarece yapılan 21.04.2014 tarihli idari tahkikat tutanağında da taşınmazın herhangi biri tarafından kullanılmadığının tespit edildiğini, dava konusu taşınmazın zilyetlikle kazanılamayacak Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, davacı nazarında zilyetlik şartlarının oluşmadığını, dava konusu taşınmazın özel mülkiyete konu edilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 23.02.2018 tarihli ve 2014/527 Esas, 2018/85 Karar sayılı kararıyla; dava konusu yerin davacı ... mirasbırakanının zilyetliğinde iken sit alanı ve ören yeri olması sebebiyle zilyetlikle kazanılamayacağından bahisle davalı adına tespit ve tescil edildiği, icra edilen keşif neticesinde dava konusu taşınmazın içinde tarihi kalıntının bulunmadığı ancak yakın mesafede kalıntılar bulunması sebebiyle 3. derece sit alanı olduğu, davacının zilyetliğinin 20 yılı aşkın süredir devam ettiği, 3. derece sit alanlarının zilyetlikle edinilmesine engel bir durum olmadığı gerekçesiyle davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına kayıt ve tescil edilmesine ve dava konusu taşınmazın beyanlar hanesine ''3.derece arkeolojik sit alanında olduğu'' şerhinin konulmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğini, 3. derece arkeolojik ve doğal sit alanlarının 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddesinde aranılan şartlar oluştuğu taktirde zilyetlikle kazanılabileceklerini, Mahkemece bu hususların somut davada sağlanıp sağlanmadığını yeterince değerlendirmeden hüküm kurulduğunu, davacının elinde zilyetlik iddiasını ispatlayacak vergi kaydı vs evrak bulunmadığından dosyaya sunulan Milli Emlak Müdürlüğü'nün idari tahkikat tutanağında taşınmazın çalılık taşlık formunda olduğu ve kullanıcısının olmadığı belirtilmiş olup keşifte dinlenen şahıslar imar ihya konusunda bilgi vermemiş olduklarından davanın yeterince aydınlatılmadığını ayrıca aynı kadastro çalışma alanı içerisinde senetsizden sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüm üzerinde taşınmaz iktisabının mümkün olmayıp bu hususun da Mahkemece değerlendirilmediğini, öte yandan davacının 2863 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesinde tanınan süre içerisinde idareye başvurmadığı için işbu davayı ikame etmiş olup kendi kusuru ve ihmali nedeniyle bu davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden, davalı İdarenin yasal hasım olup aleyhine yargılama gideri ve yasal vekalet ücretine hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 03.03.2022 tarihli ve 2019/2230 Esas, 2022/716 Karar sayılı kararıyla; aynı bölgede yer alıp aynı konuda açılan emsal davaların davacı özel kişiler adına kabulle neticelendiği ve Yargıtay denetiminden geçerek onanıp kesinleştiği, anılan yargı kararlarına göre davalı tarafın da kabul ettiği gibi 3. derece sit alanlarının Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü ve Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesindeki şartların gerçekleşmesiyle mülk edinilmesinin mümkün olduğu, dosya kapsamına göre davacı lehine yasal koşulların gerçekleştiği, bu itibarla davanın kabulüne yönelik İlk Derece Mahkemesi kararında herhangi bir isabetsizlik olmadığı, davanın niteliğine göre dava değeri üzerinden davacı yararına nispi vekalet ücreti verilmesinin de usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi, 2863 sayılı Kanun'un 11/1 inci maddesi.

3. Değerlendirme

Erdemli ilçesi Batısandal köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 115 ada 60 parsel sayılı 2.810,76 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz ören vasfı ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

Mahkemece çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı taraf yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu, çekişmeli taşınmazın 3. Derece Arkeolojik Sit alanı içerinde kaldığı kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde kabul kararı verilmiş ise de yapılan araştırma inceleme ve uygulama kararı için yeterli bulunmamaktadır.

Çekişmeli taşınmaz 2005 yılında yapılan kadastro tespitinde, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 23.08.2004 tarih ve 4079 sayılı kararı ile 1. ve 3. Derece sit alanında kaldığı gerekçesiyle Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Dosya kapsamından dava konusu taşınmazın Adana Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 27.04.2007 tarih 2634 sayılı kararı ile 3. Derece sit alanında kaldığı, tutanağın beyanlar hanesinde Mersin Kültür ve Turizm Müdürlüğünün 03.11.2009 tarih 821/5591 sayılı yazısına göre 3. Derece Arkeolojik sit alanında kaldığı, hükme esas alınan arkeolog bilirkişi raporunda ise çekişmeli taşınmazın içinde ve sınırlarında yasalarla korunması gerekli herhangi bir kültür veya tabiat varlığı bulunmadığı ancak çekişmeli taşınmaza çok yakın mesafede bulunan yapıların mevcut halleri ile 1. derece arkeolojik sit alanı olma kriterine sahip olduğu ve ören yerine yakınlığı nedeniyle 3. derece arkeolojik sit alanı olarak tescil edildiği belirtilmiş olup taşınmazın kadastro tespit tarihi itibarıyla sit alanında kalıp kalmadığı, kalıyor ise kaçıncı derece sit alanında kaldığı tam olarak belirlenmemiştir. Bu konuda alınan tek kişilik arkeolog bilirkişi raporu yetersizdir. Dava konusu taşınmaza kadastro tespiti sırasında uygulanan sit alanı haritası ile kadastro paftası ölçekleri eşitlenerek çakıştırılmamıştır.

Dava kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davası olup, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesi kapsamındaki bu tür davalarda uyuşmazlığın, tespit tarihi itibarı ile mevcut olan hukuki duruma göre çözümlenmesi gerekmektedir. Bu sebeple çekişmeli taşınmazın tespit tarihi itibarı ile sit alanında kalıp kalmadığı kalıyor ise hangi sit alanında kaldığının belirlenmesi gerekmektedir.

2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 11'inci maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi, 30.05.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5663 sayılı Kanunla değiştirilmiş ve buna göre kültür ve tabiat varlıklarını koruma bölge kurullarınca birinci grup olarak tescil ve ilan edilen kültür varlıklarının bulunduğu taşınmazlar ile birinci ve ikinci derece arkeolojik sit alanlarındaki taşınmazların, zilyetlik yoluyla iktisap edilemeyeceği hükmü getirilmiş ve bu değişikliğin kadastrosu devam eden taşınmazların sınırlandırma ve tespiti işleri ile devam eden davalarda da uygulanacağı, 2863 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddede belirtilmiştir. Bu yasal düzenlemeler karşısında, çekişmeli taşınmazın sonradan alınan idari kararla sit alanı statü ve derecelerinin değiştirilmiş olmasının, idari kararların geçmişe dönük hukuki sonuç doğurmasının mümkün olmaması nedeniyle hüküm ifade etmeyeceği açıktır.

Buna göre 3 kişilik arkeolog bilirkişi kurulu ile harita mühendisi bilirkişisinden tespit tarihi itibarı ile geçerli olan sit haritası ile kadastro paftasının ölçeği eşitlenerek çakıştırılmalı ve çekişmeli taşınmazın hangi alanda kaldığı saptanmalıdır.

Hal böyle olunca doğru sonuca ulaşabilmek için Mahkemece öncelikle dava konusu taşınmazın kadastro paftasının onaylı örneği eklenmek suretiyle Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu ile Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulundan çekişmeli taşınmazın kadastro tespitine esas karar, harita ve belgelerin onaylı suretleri ile taşınmazın tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait en az üç ayrı zaman dilimine ilişkin stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından belirlenecek 3 kişilik yerel bilirkişi ile aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları, ziraat bilirkişisi, 3 kişilik arkeolog bilirkişi kurulu ile harita mühendisi bilirkişisi ile teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından çekişmeli taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, imar ve ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman sona erdiği, etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, varsa beyanlar arasındaki çelişkiler giderilmeye çalışılmalı, zirai bilirkişi kurulundan taşınmazın niteliğini, eğimini, toprak yapısını, bitki örtüsünü, kullanım durumunu belirtir ve daha önce alınan ziraatçı bilirkişi raporunu da irdeler şekilde bilimsel verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmazın farklı yön ve açılardan fotoğrafları çektirilmelidir. Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye, yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarında, stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılarak, taşınmazın, önceki ve şimdiki niteliği, ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren olduğu konusunda ayrıntılı rapor düzenlettirilmelidir.

Buna göre 3 kişilik arkeolog bilirkişi kurulu ile harita mühendisi bilirkişisinden tespit tarihi itibarı ile geçerli olan sit haritası ile kadastro paftasının ölçeği eşitlenerek çakıştırılmalı ve çekişmeli taşınmazın hangi alanda kaldığı kesin olarak saptanmalı, çekişmeli taşınmaz üzerindeki yapı ve kalıntıların korunması gerekli kültür varlığı olup olmadığı hususu kesin olarak saptanmalı ve bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.

VI. KARAR :

Açıklanan sebeplerle ;

1. Davalı ... vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Temyiz eden Hazine harçtan muaf olduğundan, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.