Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3288 E. 2022/6598 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın davalıya yaptığı taşınmaz satışının muvazaalı olup olmadığı ve davacının miras payını ihlal edip etmediği hususunda tapu iptali ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın gerçek iradesinin bağışlama olduğu, yapılan satışın muvazaalı olduğu ve davacının miras payını ihlal ettiği gerekçesiyle, yerel mahkeme kararının Bölge Adliye Mahkemesince onanması doğru bulunarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararıyla da onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : KARAMÜRSEL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil-tenkis istekli dava sonunda Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 22/03/2022 tarih 2021/1791 Esas – 2022/417 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 11/10/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı .....vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı ... vekili Avukat ..... geldiler. Duruşmaya başlandı, süresisnde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakanları ...'un maliki olduğu 163 ada 7 sayılı taşınmazını ve 256 ada 48 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 2 nolu bağımsız bölümünü satış göstermek suretiyle davalı kızına temlik ettiğini, yapılan işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde tenkisine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, davanın yasal dayanaktan yoksun olduğunu, dava konusu taşınmazların annesine gönderdiği paralar ile alındığını, ancak muris adına kaydedildiğini, daha sonra murisin rahatsızlanması üzerine kendi adına tescilinin sağlandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Karamürsel Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/06/2019 tarihli ve 2015/312 E. - 2019/341 K. sayılı kararıyla; muris tarafından davalıya yapılan satışların muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Kaldırma Kararı

Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 15/01/2020 tarihli ve 2020/33 E.- 2020/55 K. sayılı kararıyla; “Somut olayda, davalı vekilinin 26/07/2017 günlü dilekçesi ile vekillikten çekildiğini bildirdiği, daha sonraki duruşmalara da katılmadığı halde mahkemece istifa dilekçesinin davalı asile usulüne uygun tebliğ edilmediği, sözlü duruşma gününün tebliği için davalı asile çıkartılan tebligatta da vekilinin istifa ettiği bu nedenle duruşmaya çağrıldığının açıkça bildirilmediği görüldüğünden, bu şekilde savunma hakkının kısıtlanması doğru görülmemiştir. Bu durumda mahkemece, mevcut vekile, vekilin istifa dilekçesinin sunulmasından sonra dosyaya alınan tüm ek bilirkişi raporları ve diğer belger usulune uygun tebliğ edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği” gerekçesi ile mahkeme kararının kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

3. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararı

İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalıya muris tarafından yapılan satışların muvazaalı ve gerçek iradenin bağışlama olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

4. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

5.İstinaf Nedenleri

Davalı vekili, müvekkilinin savunma hakkının kısıtlandığını, cevap dilekçesi ve delil listesi süresinde sunulduğu halde delillerinin toplanmadığını, tanıklarının dinlenmediğini, halbuki davalıya dava dilekçesinin hiçbir zaman tebliğ edilmediğini, yerel mahkemenin delillerin toplanması ve tanıkların dinlenmesine yönelik ara karardan dönmesine karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, tebligatların da usulsüz olduğunu ayrıca davacı tarafından gereken harçların yatırılmadığını, delillerin yerel mahkemece doğru değerlendirilmediğini, taşınmaz devir tarihlerinin 05/12/2013 olduğunu, hükme esas alınan tanık beyanlarının 2013 yılından sonrasına ilişkin olduğunu, halbuki murisin devir işlemleri öncesinde davalının kendisiyle ilgilenmesi, kendisine para vermesi ve duyduğu minnet duygularıyla devir işlemlerini gerçekleştirdiğini, davalının evliliğinin iyi gitmemesi ve davacının paraya olan düşkünlüğü nedeniyle murisin davalıyı Türkiye'de mülk almaya ikna ettiğini, davalının annesine 1991-1997 yılları arasında 5000 kanada doları verdiğini, yine her ay 300-500 kanada dolarını annesine verdiğini, ülkeye dönünce de dava konusu taşınmazları satın aldığını, 2013 yılında gezi amaçlı geldiğinde rahatsızlanıp Kanada'ya dönemediğini, bu sürede davalıyı arayarak hala taşınmazların üzerinde olduğunu, rahatsızlık duyduğunu belirtince davalının ülkeye gelip taşınmazları üzerine aldığını, taşınmazların alım bedellerinin davalı tarafından ödendiğini, satın alabilecek gücünün bulunduğunu, mal kaçırma kasıtlarının bulunmadığını, yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirinde hata olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 22/03/2022 tarihli ve 2021/1791 E. - 2021/417 K. sayılı kararıyla; davalıya muris tarafından yapılan satışların muvazaalı ve gerçek iradenin bağışlama olduğu, devir işleminin davacının miras payı oranında iptal edilmesinin gerektiği ve davacının miras payına göre belirlenen toplam dava değeri üzerinden harç tahsiline ve vekalet ücreti takdirine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemlerine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, (IV./6.) numaralı paragrafta yer verilen kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin takdirinin yerinde olmasına göre; Bölge Adliye Mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacı vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davalıdan alınmasına, aşağıda yazılı 9.189,06 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 11/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.