Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3364 E. 2022/6637 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından davalıya bağışlanan taşınmazın, bağış şartına aykırı kullanıldığı iddiasıyla tapu iptali ve tescil istenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın bağış şartına uygun olarak kullanıldığının tespit edilmesi ve bağıştan rücu koşullarının oluşmaması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECEMAHKEMESİ : ANTALYA 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Antalya 5. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, 21/06/1993 tarihli bağışlama sözleşmesi ile adına kayıtlı olan dava konusu 2662 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 3, 5, 7 ve 9 nolu bağımsız bölümlerini Yatılı Kız Kuran Kursu yapılması ve başka amaç için kullanılmaması kayıt ve şartı ile davalı ...'na bağışlandığını, bu yüklemenin tapu kayıtlarına tescil edildiğini, ancak taşınmazın şu anda Kuran Kursu olarak kullanılmadığını, taşınmaz tabelasında ''... Kız Kuran Kursu'' yazmasına karşın bu yönde bir faaliyet bulunmadığını, vakıf yetkilileri ile yapılan görüşmede vakfın Antalya'da hiçbir faaliyetlerinin olmadığı, şubenin kapatıldığının beyan edildiğini, bağışlamanın gerekçesinin ortadan kalktığını ve taşınmazın bağışlama şartına aykırı kullanıldığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı, hakdüşürücü süre yönünden davanın reddedilmesi gerektiğini, davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, bağıştan dönmenin şartlarının oluşmadığını, davacı ile akdedilen sözleşme gereği yıllarca taşınmazda ''... Kız Kuran Kursu'' olarak faaliyet gösterildiğini, vakfın Antalya şubesinin kapatılması üzerine, bağışlama şartının ve bağış konusu edimin gereği gibi ifasının devamı adına yine Kuran Kursu olarak kullanılmaya devam edilmesi şartıyla taşınmazın bila bedel ...'nün kullanımına bırakıldığını, halen de müftülüğün kullanımında olduğunu, bu hususun davacı tarafça da bilindiğini belirterek, davanın Diyanet İşleri Başkanlığı'na ve ...'ne ihbar edilmesini istemiş, davanın usulden ve esastan reddini savunmuştur.

2. İhbar Olunan, bağışlanan taşınmazda faaliyet göstermek üzere ... Kız Kuran kursunun açılmasının kararlaştırıldığını, kursun 1996-1997 öğretim yılından itibaren hizmete açılacağının bildirildiğini, akabinde kursun 1997-1998 öğretim yılından itibaren gerekli izinlerin alınmasıyla yatılıya çevrildiğini ve bu şekilde faaliyet göstermeye başladığını, ... Kız Kuran kursunun halen aktif olduğunu ve çok kalabalık bir öğrenci ve öğretici mevcudu ile yoğun bir taleple hizmet vermeye devam ettiğini, davacının kursun faaliyet göstermediğine ve bağışlama şartının yerine getirilmediğine yönelik iddialarının tamamen mesnetsiz olduğunu, bağışlamayı geri alabilmesi için TBK'nın 297. maddesinde öngörülen 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde davasını ikame etmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 02/02/2021 tarihli ve 2019/222 E., 2021/115 K. sayılı kararıyla; icra edilen keşifte taşınmazdaki binanın girişinde "..Kız Kur'an Kursu" tabelasının bulunduğu, bina içindeki faaliyetin bilirkişi raporunda açıklandığı, bir kısım bölümlerin kreş olarak kullanıldığı belirtilmiş ise de devamında keşif esnasında bu sınıfların iki tanesinde 3-5 yaş grubu kız-erkek karışık çocukların Kur'an dersi yönünde etkinlik yaptıklarının görüldüğü, binanın bir bütün olarak Kur'an eğitimi amacıyla kullanıldığının görüldüğü, taşınmazda yatılı eğitim de verilmiş ise de yatılı kursa ara verilerek gündüz eğitimli olarak devam edildiği, bağışlamanın amacının Kur'an Kursu olarak kullanılması ve başka bir hizmet için kullanılmaması olduğu, her ne kadar yatılı olarak belirtilmiş ise de yatılı veya gündüzlü eğitim şeklinin bağışlamanın amacına aykırı olmasının düşünülemeyeceği, bağıştan rücu koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın davalı tarafça başka bir faaliyete yönelik olarak kullanılmaya başlandığını ve belirli bir koşula bağlı akdedilen bağışlama sözleşmesine aykırı davranıldığını, icra edilen eğitim ve faaliyetin kızlara özgü olmadığı gibi yatılı da olmadığını, verilen hizmetin salt kuran kursu değil, maddi kazanç gayesiyle erkek ve kız çocularına yönelik çocuk bakım ve kreş hizmeti olduğunu, faaliyetin Yatılı Kız Kur'an Kursu olmaktan uzak olduğunu, eldeki davada imkansızlık değil, keyfilik bulunduğunu, imkan ve ihtiyaç olduğu halde bağışlamaya aykırı hareket edildiğini, hem davalının kendi malvarlığı üzerinde yapmış olduğu şartlı bağışlama tasarrufunun keyfi olarak ihlal edildiğini, hem de bu keyfi ihlale rağmen davalıya ceza mahiyetinde 65.800,00 TL vekalet ücretine hükmedildiğini, eksik inceleme ve hatalı gerekçelendirme ile karar verildiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla ilk derece mahkemesi kararının vekalet ücreti de dahil olmak üzere kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 03/02/2022 tarihli ve 2021/897 E., 2022/124 K. sayılı kararıyla; bağışlama amacına aykırı kullanım da söz konusu olmadığından, ilk derece mahkemesince verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip, kararın haksız, usul ve yasaya aykırı olduğunu, orta yaşlı kadınlara kuran kursu verildiği iddiasının ispatlanamadığını, bağışlama konusu taşınmazda kuran kursunun verilmiyor olması bir yana; bağışlamadaki koşulun orta yaşlı kadınlara veya erkek çocuklarına değil, ''Yatılı olacak bir şekilde Kızlara Kur'an Kursu'' eğitimi verilmesi ''Bunun dışında başka bir amaç için kullanılmaması şartına'' ilişkin olduğunu, bağışlayanın koymuş olduğu kayıt ve şartların yerine getirilmediğini, bağış amacına aykırı kullanım gerçekleştirildiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla vekalet ücreti de dahil olmak üzere kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bağıştan dönme (rücu) hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

Bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye etkili (makable şamil) olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece 818. sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) 241. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 291. maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de BK.nın 244/3. TBK.nın 295. maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir. Hemen belirtmek gerekir ki; bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin, kapsamının yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti büyük önem taşır. Bu itibarla salt kullanılan sözlerin değil, tarafların gerçek iradelerinin ve bağışlayanın asıl amacının ortaya çıkarılması gerekir. Ayrıca amacın gerçekleşmeyeceğinin kesin biçimde anlaşılması tarihi ile bu tarihten itibaren BK.nın 246. TBK.nın 297. maddesine göre bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde bağıştan dönme (rücu) hakkının kullanılıp kullanılmadığının araştırılması da zorunludur.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde oluşuna, (III.) no.lu paragrafta yer verilen İlk Derece Mahkemesi kararının, (IV./3.) no.lu paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçelere göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, onama harcı peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 12/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.