Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3366 E. 2022/6600 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından senetlerde tahrifat yapılarak başlatılan icra takibi sonucu satılan taşınmazın tapu kaydının iptali ve davacı adına tescili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma kararında belirtilen hususlar doğrultusunda, ödenmeyen borç miktarı ve taşınmazın değeri üzerinden yapılan hesaplama ile tapunun kısmen davacı adına tesciline, kısmen davalıda kalmasına karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil-bedel istemli dava sonunda Küçükçekmece 9. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 10/02/2022 tarihli ve 2021/171 Esas ve 2022/51 Karar sayılı kararı yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmiş olmakla duruşma günü olarak saptanan 11.10.2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Avukat gelmedi. Temyiz edilen davacılar ... vd. v

ekili Avukat ... ... geldiler, duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı.

Süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, davacı ...’in davalıya olan borcundan dolayı her biri 5.000-USD olmak üzere toplam 30.000-USD tutarında altı adet senet imzalayıp verdiklerini, senetlerden üç tanesinin nakit olarak elden ödenip geriye alındığını, ancak geriye kalan senetlerin miktar kısmında davalının tahrifat yaparak aleyhlerine icra takibi başlattığını ve maliki oldukları 8964 parsel sayılı taşınmazı yapılan ihale ile alacağa mahsuben satın aldığını, bono üzerinde tahrifat yapmak ve kullanmak suçlarından davalı aleyhine İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesinde 2008/33 E sayılı dava açılıp yargılamanın halen devam ettiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile davacılardan ... adına tesciline, olmadığı takdirde rayiç bedelin tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı, takibe konu senetlerin davacılar tarafından verildiğini ve senetlerde tahrifat yapmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 21/05/2015 tarihli ve 2009/368 E., 2015/249 K. sayılı kararıyla; iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 02/10/2018 tarihli ve 2015/11776 E., 2018/13032 K. sayılı kararıyla; “ …Hemen belirtilmelidir ki; davacılar dava dilekçesinde, davalıya olan borçları nedeniyle 6 adet 5.000'er USD miktarlı senet verdiklerini, bunlardan üç adedini ödediklerini, ödenmeyen senetlerden ikisinde davalının tahrifat yaparak takibe koyduğunu ve bu takibe dayanarak dava konusu taşınmazdaki payın davalıya ihale suretiyle satıldığını iddia etmişler, mahkemece davacı tarafın davalıya ödenmeyen ne kadar borcu kaldığı ve taşınmazdaki ne kadar payın kalan borcu ödemeye yeteceği hususları araştırılmamıştır. Hal böyle olunca, davalıya ödenmeyen borç miktarının tereddüde yer bırakmayacak biçimde açıklığa kavuşturulması ve 8964 parsel sayılı taşınmazdaki çekişme konusu 4/15 payın ne kadarının belirlenen borç miktarını karşılayacağı saptanarak bu payın davalı üzerinde bırakılması ve kalan kısım için davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. ” gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen karar

Mahkemenin 10/02/2022 tarihli ve 2021/171 E., 2022/51 K. sayılı kararıyla; 30.12.2021 havale tarihli bilirkişi ek raporunda; dava tarihi itibariyle icra takibine konu senetler nedeni ile ödenmeyen borç tutarının işlemiş faizi ile birlikte 12.300.USD karşılığı 19.281,49.TL, bu tutarın dava tarihi itibariyle dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değeri olan 251.260,07.TL'ye oranının ise %7,67 olduğunun hesaplandığı, davalı adına kayıtlı olan dava konusu taşınmazdaki 4/15 payın %7,67'sine isabet eden payın ise mahkemece(4/15=40000/150000 olduğundan 40.000'in %7,67 ise 3.068 etmektedir.) şeklinde hesaplandığı, buna göre 3068/150000 hissenin davalı adına bırakıldığı, %92,33'e karşılık 36932/150000 hisse yönünden ise tapu iptal ve tescile karar verildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma ilamından sonra yapılan bilirkişi incelemesinin hatalı olduğunu, alınan rapora itiraz ettiklerini, ancak itirazlarının mahkemece yerinde görülmediğini ve hatalı bilirkişi raporu doğrultusunda karar verildiğini, ayrıca davacı borçluların, ikrarları ve beyanları, Yargıtay ilamındaki tespitler ve dosyadaki mevcut bilirkişi raporlarına göre taşınmazın icradan satışının yapıldığı tarih itibariyle müvekkiline borçlu olduklarının sabit olduğunu, dolayısıyla yapılan ihalenin yolsuzluğundan söz edilemeyeceğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”

6.2.2. Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.

6.2.3. TMK’nın 1023. maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/1. maddesinde; “ Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz.” 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.” 1024/3. maddesinde; “Böyle bir tescil yüzünden ayni hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.” düzenlemelerine yer verilmiştir.

6.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmüne uyulan ve (IV/2.) numaralı paragrafında belirtilen bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılmış olmasına göre (IV/3.) numaralı paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacılar vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davalıdan alınmasına, aşağıda yazılı 12.953,28 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 11.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.