Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3391 E. 2023/7271 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi zilyetliğe dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasında, dava konusu taşınmazların zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı ve kamu malı niteliğinde olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazlar üzerinde davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının, taşınmazların kamu malı niteliği kazanmasından önce oluştuğu, ancak taşınmazların kanal vasfıyla kamu malı niteliğinde olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/41 E., 2022/61 K.

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul-Kısmen Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Iğdır 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/252 E., 2018/406 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil, terditli olarak mülkiyetin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Iğdır ili, Merkez ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro tespiti sırasında 107 ada 84 parsel kanal vasfıyla Hazine adına tespit edilmiş, askı ilan süresinde açılan dava sonucunda hükmen ifrazen oluşan çekişmeli 107 ada 385 ve 391 sayılı parseller ile 109 ada 114, 483 ve 634 sayılı parseller kanal vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiş; davacı ... irsen intikal eden zilyetliğe dayalı olarak çekişmeli taşınmazlar hakkında tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde mülkiyetin tespitini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı Hazine vekili; aşamalarda sunduğu yazılı ve sözlü beyanlarında çekişmeli taşınmazların kamu yararı kararı uyarınca hizmet malı niteliğine büründüğü ve zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

2.Davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekili; dava konusu taşınmazları kapsayacak biçimde DSİ tarafından 1980 yılında kanal geçirildiğini, taşınmazın fiilen kanal niteliği aldığı tarih göz önüne alındığında dava açılması için kanunda belirlenen sürelerin dolduğunu, taşınmazların kamu emlakine dönüştüğünü ve özel mülkiyete konu edilemeyeceğini belirterek davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; zilyetlikle iktisap koşullarının bir kısım taşınmaz üzerinde el atma tarihi itibariyle oluştuğu gerekçesiyle çekişmeli 107 ada 385 ve 391 parseller yönünden ispatlanamayan davanın reddine, çekişmeli 109 ada 114 parselde 109 ada 115 parselin uzantısı olan 12.12.2017 tarihli fen bilirkişi krokili raporunda (A) harfi ile gösterilen 409,36 metrekare, çekişmeli 109 ada 483 parselde 109 ada 454 parselin uzantısı olan (C) harfi ile gösterilen 301,93 metrekare ve çekişmeli 109 ada 634 parselde 109 ada 757 parselin uzantısı olan (E) harfi ile gösterilen 269,21 metrekarelik taşınmaz bölümlerinin kamulaştırmasız el atma tarihi itibariyle mülkiyet hakkının davacı adına tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde; DSİ kanalı geçmeden önce çekişmeli taşınmazlar üzerinde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğuna dair dosyada somut kanıt bulunmadığını, dava konusu taşınmazın evveliyatı itibariyle Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, zilyetlikle kazanım koşullarının oluşmadığını, sulama kanalları geçmesi nedeniyle taşınmazın toprak yapısının tarımsal üretimde verimli hale geldiğini ve ancak bu şekilde tarımsal amaçla kullanımın mümkün olduğunu, öte yandan eldeki davanın açılması hususunda 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; istinaf konusu 109 ada 114, 483 ve 634 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde davacı lehine 4721 TMK’nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve devam eden maddelerinde düzenlenen kazandırıcı zamanaşımı zilyetlikle edinim koşullarının davacı yararına oluştuğu, ancak fiili durum itibariyle taşınmazın su kanalı niteliğinde olduğu belirlenerek İlk Derece Mahkemesince mülkiyetin tespiti kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği gerekçesiyle başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ile istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil ile terditli olarak mülkiyetin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü maddesi

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Somut olayda temyize konu 109 ada 114, 483 ve 634 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde, davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının taşınmazların kamu emlakine dönüştüğü tarihten evvel oluştuğu, ne var ki bu taşınmazların kanal vasfıyla kamu malı niteliği kazandığı, bu nedenle yazılı şekilde mülkiyetin aidiyetinin tespitine hükmedilmesinin isabetli olduğu görülmüştür.

3. Hal böyle olunca temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere uygun olup davalı Hazine vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazının reddi ile usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13 üncü maddesinin (j) bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.12.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.