Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3616 E. 2022/7006 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından derneğe bağışlandığı iddia edilen ancak satış olarak devredilen taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ve tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmazları devretme iradesinin hile ile sakatlandığı iddiasını ispatlayamaması ve delillerin davacının bağış iradesiyle hareket ettiğini kanıtlamaya yeterli olmaması gözetilerek, yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, davalı Dernek yöneticilerinin iknaları sonucu 5419 parsel sayılı taşınmazını yurt yapılması için davalı derneğe bağışlamaya karar verdiğini, ancak bir süre sonra 5419 parsel sayılı taşınmazla birlikte 3 parça taşınmazının daha davalı Derneğe satış suretiyle devredildiğini öğrendiğini, işlem tarihinde rahatsızlığı ve ertesi gün yurt dışına gidecek olmasının verdiği telaşla bağış işlemi yapıp yapmadığını anlayamadığını, Tapuda görevli memurlarca da bilgilendirme yapılmadığını, taşınmazların karşılığında herhangi bir bedel almadığını, 5419 parseli satmak gibi bir amacı olmadığını, bağışlamak istediğini, diğer 3 parça taşınmazı ise devretme amacı olmadığını ileri sürerek, 4 parça taşınmazın tamamının tapusunun iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Dernek, satış işlemlerinin davacının iradesi ve isteği doğrultusunda gerçekleştirildiğini, aksinin yazılı delille kanıtlanması gerektiğini belirtip, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. TemyizYoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairece; ‘‘...Davacı tarafından delil listesi sunulduğu halde, Mahkemece davacıdan tanıkları sorulmamış, delilleri toplanmadan hüküm kurulmuştur. Hal böyle olunca; tarafların tüm delillerinin toplanması, tanıklarının hile iddiası yönünden dinlenmesi, yukarıda değinilen ilkeler doğrultusunda araştırma, soruşturma ve incelemenin noksansız tamamlanması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.’’ gerekçesi ile karar bozulmuştur.

3.Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemece; davacının yurt yapımına başlanmadığı için davalılara devirden sonra tekrar başvurduğu, davacının iradesinin taşınmazlar üzerine yurt yapılması yönünde olduğu ve yurdun yapıldığı davacının hile yoluyla iradesinin sakatlandığına ilişkin iddiasını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili duruşma istekli temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının en başından beri iradesinin bağış olduğunu belirttiğini, soruşturma dosyasında çelişkili bir beyanda bulunmadığını, tanık beyanlarından da bu hususun anlaşıldığını, dosyada davalı tanığı sıfatı ile dinlenen .... ile ......'nın davalı Derneğin kurucu üyesi olduklarını, haliyle tanık değil davalıyı temsile yetkisi olan ve tapuda işlem yapan kişiler olduklarını, beyanlarının tanık olarak hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, davalı tanık beyanlarının çelişkili olduğunu, Derneğin kurucu üyesi olan tanıkların satış bedelinin ödendiğini ancak ne kadar ödendiğini bilmediklerini ifade ettiklerini, satış bedelinin ödendiğinin kanıtlanamadığını, davalı derneğin olay tarihine yakın dönemlerdeki banka hesap hareketlerine göre hiçbir para çıkışının olmadığını, bu durumun davacının bağış iradesi ile hareket ettiğinin bir göstergesi olduğunu, davacının taşınmaz satmaya ihtiyaç duymayacak derecede maddi durumunun iyi olduğunu, Derneğin karar defterinde hiçbir surette yurt yapımına, yurt yapımı için uygun taşınmaz bakılmasına, bağış ya da satış yapılacağına dair karar bulunmadığını, davacının dava konusu taşınmazların bir başkasına satılmayacağı, takasa konu olamayacağı ve üzerine yurt yapılacağını düşünerek bağış yaptığını, tapuda satış olarak işlem yapıldığını ve yurt yapılacağına dair şerhin tapu kaydına işlenmediğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasındaki uyuşmazlık; hile hukuki nedenlerine tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunu'nun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

6.2.2. Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, def'i yahut dava yoluyla da kullanılabilir.

6.2.3. HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.",

6.2.4. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." hükümlerine yer verilmiştir.

6.3. Değerlendirme

Hükmüne uyulan (IV/2.) numaralı paragraftaki bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (IV/3.) numaralı paragrafta gösterilen şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacıların yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.