"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 23. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince, davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, 6 no.lu bağımsız bölüm yönünden iptal - tescile, 5 no.lu bağımsız bölüm yönünden 50.833,33‘er TL’nin davalılar ... ve ...’dan tahsiline, davalı ... yönünden davanın esastan reddine dair verilen kararın vekalet ücretine hasren davacı tarafından istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince,davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, vekalet ücreti yönünden düzeltilerek yeniden kurulan hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan annesi ...’in davalı kızı ...’i vekil kılarak , 486 ada 61 parsel sayılı taşınmazdaki 5 no.lu bağımsız bölümü davalı torunları ... ve ...’a, 4376 parsel sayılı taşınmazdaki 6 no.lu bağımsız bölümü ise davalı torunu ...’a satış suretiyle temlik ettiğini, ... ve ... tarafından da 5 no.lu bağımsız bölümün davalı ...’a devredildiğini, işlemlerin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde bedele karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalılar ..., ... ve ..., mirasbırakanın davacıyı tek oğlu olması nedeni ile sürekli gözetip kolladığını, dava konusu 5 no.lu bağımsız bölümün satın alınmasında ...’ın katkıları bulunduğunu, mirasbırakana yapılan bakım, hizmet, maddi ve manevi desteklerin karşılığı olarak dava konusu taşınmazların temlikinin yapıldığını, mirasbırakanın davacı adına da taşınmaz satın aldığını, dava dışı kızı ...’e de maddi yardımlarda bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
2. Davalı ..., dava konusu taşınmazı satış ilanı üzerine emlakçı aracılığı ile 300.000,00 TL bedelle satın aldığını, halen dava konusu taşınmazda ikamet ettiğini, satış işleminin gerçek olup iyiniyetli olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, temliklerin mal kaçırma amacıyla yapılmadığı, mirasbırakan tarafından davacı lehine de tasarruf ve kazandırmalarda bulunulduğu, davalı ...’a yapılan temlikin muvazaalı olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Kaldırma Kararı
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 19/02/2019 tarihli ve 2018/2057 E., 2019/255 K. sayılı kararıyla; mirasbırakan tarafından sağlığında tüm mirasçılarına kazandırılan taşınır ve taşınmaz mallar ile hakların araştırılarak, tapu kayıtları ve diğer delil ve belgelerin merciinden getirtilmesi, her bir mirasçıya nakledilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında rapor alınması, hakça ve dengeli bir paylaşım olup olmadığının araştırılması gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesince verilen karar kaldırılarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
3. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesince; temliklerin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapıldığı, davalı ... yapılan satış işleminin gerçek olup,....’ın iyi niyetli olduğu, vekil olarak işlem yapan davalı ...’ın taraf ehliyetinin bulunmadığı gerekçesi ile, davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, 6 no.lu bağımsız bölüm yönünden iptal - tescile, 5 no.lu bağımsız bölüm yönünden 50.833,33‘er TL’nin davalılar ... ve ...’dan tahsiline, davalı ... yönünden davanın esastan reddine karar verilmiştir.
4. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
5. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili; İlk Derece Mahkemesince davanın esası hakkında verilen kararın doğru olduğunu, davalı ... yönünden davanın esastan reddine karar verildiğini, ancak bu davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, 13.608,33 TL nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını, davalı ... yönünden de pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi nedeniyle lehine maktu vekalet ücretine hükmedildiğinin belirtilmesine rağmen, 7.044,12 TL nispi vekalet ücretine hükmedildiğini belirterek, kararın bu yönlerden bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 29/03/2022 tarihli ve 2021/1519 Esas, 2022/564 Karar sayılı kararıyla; davalı ... .... yönünden davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verildiği, davalı ... lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nispi vekalet ücretine hükmedildiği, davalı ... yönünden ise davanın esastan reddedildiği, davanın niteliği gereği nispi harca ve ücreti vekalete tabi olduğu, bu davalı yönünden dava değerinin davacının 5 nolu parsel yönünden payına isabet eden miktarın 101.666,66 TL olduğu, bu miktar üzerinden nispi ücreti vekaletin 13.608,33 TL olduğu, mahkemenin de bu miktara hükmettiği, bu davalı yönünden vekalet ücretine yönelik istinaf başvurusunun yerinde olmadığı, HMK'nın 305/A maddesi gereğince tavzih talebinin kabul edilmesi gerektiği, tavzih talebinin reddine dair ek karara karşı her ne kadar istinaf başvurusunda bulunulmamış ise de, asıl karara karşı vekalet ücreti yönünden tavzih talep edilirken dilekçede kabul edilmemesi halinde dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesinin talep edildiği, böylece istinafa başvuru iradesinin beyan edildiği, bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca ortadan kaldırılarak, vekalet ücreti yönünden düzeltilerek yeniden hüküm kurulmuş ve davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, 6 no.lu bağımsız bölüm yönünden iptal - tescile, 5 no.lu bağımsız bölüm yönünden 50.833,33‘er TL’nin davalılar ... ve ...’dan tahsiline, davalı ... yönünden davanın esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili; davalı ... yönünden davanın esastan reddine karar verilmesine rağmen, bu davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek, bu yönden hükmün bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillere ve yasaya uygun nedenlere göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/6.) no.lu paragrafta yer verilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, temyiz karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 02/11/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.