"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : TRABZON 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, asıl ve birleştirilen davada davalılar vekilinin istinafı üzerine, Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin karar, asıl ve birleştirilen davada davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak saptanan 18.10.2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar ... v.d. vekili Avukat ... geldi. Davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacı ... vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulü ile önceki günlü geri çevirme kararı ile getirtilen evraklarla birlikte dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü.
I. DAVA
Davacı, asıl davada; mirasbırakan babası ...’ın diğer çocuklarından mal kaçırmak amacıyla maliki olduğu ve malvarlığının tamamını teşkil eden 134 ada 11, 12, 15, 26, 45, 71, 72, 75, 80, 81, 83, 84, 85, 87, 89, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 100, 104 ve 105; 135 ada 10, 13, 14, 22, 23, 26, 27, 28, 29, 32, 33 ve 35 ile131 ada 19 parsel sayılı taşınmazlarını oğulları davalı ... ve ...’ya (bir kısım davalıların mirasbırakanı) eşit olarak tapuda satış göstererek temlik ettiğini, muvazaa iddiasının daha önce kız kardeşler tarafından açılan Trabzon 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/1209 Esas, 1991/31 Karar sayılı dava dosyası ile sabit olduğunu, anılan davanın görüldüğü yıllarda il dışında çalıştığı için davadan haberdar olamadığını ve davaya katılamadığını ileri sürere,k tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiş, birleştirilen davada; davalı ...’nin mirasbırakan babası ....’dan muvazaalı olarak temlik aldığı 135 ada 10, 13, 14, 22, 23, 26, 27, 28, 29 ve 32; 134 ada 11, 12, 80, 81, 83, 87, 89, 92, 93, 96, 104 ve 105 parsel ile 131 ada 19 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını oğlu olan davalı ...’a devrettiğini, İlhan’ın temlikin muvazaalı olduğunu bilen kişilerden olduğunu ileri sürerek, miras payı oranında tapu iptali ve tescil istemiştir.
II. CEVAP
1. Asıl davada davalılar, muvazaanın bulunmadığını, daha önce verilen mahkeme kararını eldeki davada kesin hüküm oluşturmayacağını, davacının davayı açmakta iyiniyetli olmadığını, bir kısım taşınmazların mirasbırakanla bir ilgisinin bulunmadığını 3. kişilerden satın alındığını belirtip, davanın reddini savunmuşlardır.
2. Birleştirilen davada davalı ..., aleyhine açılan davada kendisine tebligat yapılmaksızın birleştirme kararı verildiğini, savunma hakkından mahrum bırakıldığını, satışların gerçek olduğunu, taşınmazı iyiniyetli edindiğini belirtip, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Trabzon 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.10.2021 tarihli ve 2021/289 Esas, 2021/354 Karar sayılı kararıyla; 134 ada 45, 71, 72, 75, 94 ve 95 parsel ile 135 ada 33 parsel sayılı sayılı taşınmazlar yönünden asıl davanın feragat nedeniyle reddine, 134 ada 11, 12, 15, 26, 80, 81, 84, 85, 96 ve 100 parsel sayılı taşınmazlar yönünden takipsiz bırakılması nedeniyle asıl ve birleştirilen davanın açılmamış sayılmasına, 135 ada 10, 13, 14, 22, 23, 26, 27, 28, 29, 32, 35; 134 ada 83, 87, 89, 92, 93, 97, 104, 105; 131 ada 19 parsel sayılı taşınmazlar yönünden muvazaa iddiasının sabit olduğu gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların kabulü ile davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında davacı adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davalılar vekili, eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğini, verilen kararın hak ihlali ortaya çıkardığını, ispat yükü üzerinde olan davacının iddiasını ispatlayamadığını, mirasbırakanın asıl irade ve amacının araştırılmadığını, Mahkemece 30 yıl önce kız çocukları tarafından açılan davada verilen kararın dikkate alınarak hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, sözü edilen kararın hukuka aykırı olduğunu, erkek ve en küçük çocuk olması nedeniyle davacının mirasbırakanın en çok kayırdığı kişi olduğunu, ondan mal kaçırmasını gerektirecek bir durum bulunmadığını, temlik tarihinde davalı ...’nin ve diğer davalıların mirasbırakanı ...’nın taşınmaz alabilecek ekonomik güce sahip olduklarını, satış bedellerinin ödendiğinin tanık beyanları ile ispatlandığını, taşınmazların resmi satış senedindeki devir bedeli ile keşfen saptanan gerçek bedeli arasında fark bulunmasının tek başına muvazaayı ispata yeterli olmadığını, davacı tanıklarının yanlı beyanda bulunduklarını, davanın kötüniyetle açıldığını, davalı ...’ın da taşınmazları bedelini ödeyerek satın aldığını, davalıların 3. kişilerden satın aldığı taşınmazların tapu kayıtlarının da iptaline karar verilmesinin kamu düzenine aykırılık oluşturduğunu, taleple bağlılık ilkesine aykırı olacak şekilde karar verildiğini, kabul ve ret oranı dikkate alındığında mahkeme yargılama gideri ve vekalet ücretinin paylaştırılmasında fahiş hatalar olduğunu ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç:
Trabzon Bölge Adliye Mahkemesinin 25.03.2022 tarihli ve 2022/210 Esas, 2022/406 Karar sayılı kararıyla; dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, İlk Derece Mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalılar vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalılar vekili, istinaf dilekçesindeki itirazlarını yinelemiş, ayrıca İlk Derece Mahkemesi kararında davalılar arasında sayılmayan istinaf dilekçelerinde de adı zikredilmeyen ... Saraç’ın Bölge Adliye Mahkemesi kararında, davalılar arasında 3. sırada yer almasının hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve birleştirilen dava, muris muvazaası hukuki sebebine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk:
3.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere, görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
3.2.2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesinde taleple bağlılık ilkesi düzenlenmiş olup buna göre, “Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Hakimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır”. Aynı Kanun’un, 119. maddesinde dava dilekçesinin içeriğinin ne şekilde olması gerektiği düzenlenmiş olup 119/ğ bendinde açık bir şekilde talep sonucunun dava dilekçesinde yer alması gerektiği, ve 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği” belirtilmekle talep konusu hakkında hüküm kurulması gereğine işaret edilmiştir.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Hemen belirtilmelidir ki, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, muvazaa iddiasının kanıtlandığı gözetilerek asıl ve birleştirilen davada dava konusu edilen 20 parça taşınmaz yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Asıl ve birleştirilen davada davalılar vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine karar vermek gerekir.
3.3.2. Asıl ve birleştirilen davada davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 1911 doğumlu mirasbırakan ...’ın 13.12.1986 tarihinde öldüğü, geride miraçıları olarak ilk eşi .....’dan olma çocuğu... ( asıl davada davalı) ve kendisinden önce (2001 yılında) ölen oğlu ...’dan torunları (asıl davada davalılar) ile ikinci eşi Hava’dan olma çocukları ..... (asıl ve birleştirilen davada davacı), ...., ... ve ...’in kaldığı; birleştirilen davada davalı ...’ın, mirasbırakanın oğlu...’den torunu olduğu anlaşılmaktadır.
Mirasbırakan ....’ın davay.a konu, 15 parça taşınmazını 03.03.1978 tarihinde, Dairemizin geri çevirme kararı sonucu dosya içerisine getirtilen kayıtlardan 5 parça taşınmazdaki paylarını 04.01.1979 tarihinde, yarı yarıya davalı ... ile bir kısım davalıların mirasbırakanı ...’ya satış suretiyle temlik ettiği, her iki satışta da alıcı ... adına vekaleten davalı ...’nin i.şlem yaptığı sabittir.
Mirasbırakanın dava dışı kızları ..., ... ve ... tarafından taşınmazları mirasbırakandan temlik alan kardeşleri ... ve... aleyhine muris muvazaası hukuki nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil, terditli tenkis davası açıldığı, Trabzon 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/1209 Esas, 1991/31 Karar sayılı 30.01.1991 tarihli kararı ile davanın kabulü ile miras payları oranında iptal tescile karar verildiği, kararın kesinleşmesi sonucu tapuda infaz edildiği görülmektedir.
Asıl davada davalı ... ve diğer davalıların mirasbırakanı ... mirasbırakandan temlik aldıkları 15 parça taşınmazda 1/2’şer paylarla paydaş iken, belirtilen Mahkeme kararının infazı sonucu ....., ... ve ...’in 267 (134 ada 92), 272 (134 ada 83), 276 (134 ada 93), 279 (135 ada 26), 280 (135 ada 27), 282 (135 ada 29), 287 (135 ada 22), 289 (135 ada 23), 290 (134 ada 97), 296 (134 ada 104), 297 (134 ada 105), 299 (135 ada 32), 306 (135 ada 13), 312 (134 ada 87) ve 315 (134 ada 89) parsel sayılı taşınmazlarda 18/96’şar pay sahibi oldukları, ... ve...’nin her birinin 21/96 payının kaldığı, ...’in, hükmen edindiği payların tamamını 20.09.2002 tarihinde davalı ...’ye satış suretiyle temlik ettiği, payların tevhidi sonucu...’nin taşınmazların her birinde 39/96 payının olduğu ve paylarının tamamını 26.07.2005 tarihinde oğlu olan birleştirilen davada davalı ...’a devrettiği, ...’nın taşınmazlardaki paylarının ise ölümü üzerine mirasçılarına intikal ettiği, netice itibariyle taşınmazların, 7/256’şar payının ... mirasçıları olan asıl davada davalılar adlarına, 39/96’şar payının birleştirilen davada davalı ... adına, geriye kalan 36/96 payın ise ... ve ...’in paylarını devralan dava dışı ... adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Asıl davada davalı ... ve diğer davalıların mirasbırakanı ... mirasbırakandan temlik aldıkları 324 (135 ada 10) ve 326 (131 ada 19) parsel sayılı taşınmazlarda 1/15’er paylarla paydaş iken yukarıda belirtilen Mahkeme kararının infazı sonucu ... ve ...’in taşınmazlarda 18/720’şer pay sahibi oldukları, ... ve...’nin her birinin 21/720’şer payının kaldığı, ...’in, hükmen edindiği payların tamamını 20.09.2002 tarihinde davalı ...’ye satış suretiyle temlik ettiği, payların tevhidi sonucu...’nin taşınmazların her birinde 39/720 payının olduğu ve paylarının tamamını 26.07.2005 tarihinde oğlu olan birleştirilen davada davalı ...’a devrettiği, ...’nın taşınmazlardaki paylarının ise ölümü üzerine mirasçılarına intikal ettiği anlaşılmaktadır.
Asıl davada davalı ... ve diğer davalıların mirasbırakanı ... mirasbırakandan temlik aldıkları 310 (135 ada 14), 281 (135 ada 28) ve 284 (135 ada 35) parsel sayılı taşınmazlarda 3/12’şer paylarla paydaş iken yukarıda belirtilen Mahkeme kararının infazı sonucu .... ve ...’in taşınmazlarda 108/1152’şer pay sahibi oldukları, ... ve...’nin her birinin 126/1152’şer payının kaldığı, ...’in, hükmen edindiği payların tamamını 20.09.2002 tarihinde davalı ...’ye satış suretiyle temlik ettiği, payların tevhidi sonucu...’nin taşınmazların her birinde 234/1152 payının olduğu ve 284 (135 ada 35) parsel sayılı taşınmaz dışında kalan 2 parça taşınmazdaki paylarının tamamını 26.07.2005 tarihinde oğlu olan birleştirilen davada davalı ...’a devrettiği, ...’nın taşınmazlardaki paylarının ise ölümü üzerine mirasçılarına intikal ettiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacı sadece mirasbırakan tarafından davalılara satış yoluyla temlik edilen taşınmazları dava konusu yaptığı halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26. maddesinde düzenlenen "taleple bağlılık" ve "talepten fazlasına karar verilemeyeceği" ilkeleri gözardı edilerek, mirasbırakandan davalılara temlik edilmeyip dava dışı mirasçı ... tarafından temlik edilen taşınmaz paylarının da kabul kapsamına alınması hatalıdır.
VI. SONUÇ
(V/3.3.2.) no.lu paragrafta açıklanan nedenlerle asıl ve birleştirilen davada davalılar vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1. maddesi uyarınca Tranzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesinin kararının 6100 saylılı HMK’nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, dosyanın karar veren Trabzon 2. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin yatırılan temyiz karar harçlarının talep halinde temyiz eden davalılara iadesine, 03/09/2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalılar vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacıdan alınmasına, 07/12/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.