"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/591 E., 2022/604 K.
DAVA TARİHİ : 06.10.2016
HÜKÜM/KARAR : Kabul/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yüksekova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/699 E., 2018/756 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; Hakkari ili, Yüksekova ilçesi, Kamışlı köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 8 parsel, 102 ada 19 ve 20 parsel sayılı taşınmazların davacıların mirasbırakanlarından intikal ederek taksimen davacılara kaldığını ve davacıların taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerinin eklemeli olarak 80-90 yıldır devam ettiğini belirterek taşınmazların tapu kaydının iptali ile 101 ada 8 parsel sayılı taşınmazın davacı ..., 102 ada 19 parsel sayılı taşınmazın davacı ... adına, 102 ada 20 parsel sayılı taşınmazın ise davacı ... adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davanın soyut iddialara dayandığını, bu iddiaların somut belgelerle kanıtlanması ve davacıların senetsizden edindiği taşınmazların araştırılması gerektiğini, davaya konu taşınmazların 1963 tarihli Toprak Tevzi Komisyonunun 8 parsel sayılı taşınmazından revizyon gören ve Hazinenin özel mülkiyetinde bulunan taşınmazlardan olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazların mera veya kamuya tahsisli yerlerden olmadığı, evveliyatından itibaren tarımsal amaçlı kullanıldığı, 1963 tarihli tapu kaydı öncesinde zilyetlik koşullarının davacılar lehine oluştuğunun ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile 101 ada 8 parsel sayılı taşınmazın davacı ..., 102 ada 19 parsel sayılı taşınmazın davacı ..., 102 ada 20 parsel sayılı taşınmazın davacı ... adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacıların önceki zilyetlerden kendilerine olan geçişleri somut belgelerle ispatlaması gerektiğini, aynı çalışma alanı içerisinde zilyetlikle iktisap edilen taşınmazların araştırılmadığını, taşınmazların 1936 yılından bu yana Hazinenin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğunu, 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü ve 46 ncı maddelerine göre belirlenen zilyetlik koşullarının davacı lehine gerçekleştiğinin ispatlanamadığını ileri sürerek hükmün kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırılık görülmediği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesindeki hususları tekrarlamıştır.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13, 14, 15, 17, 20 ve 46 ncı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190 ıncı maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1. Dosyanın incelenmesinden; davaya konu 102 ada 20 parsel sayılı 5.621,63 m2 yüz ölçümündeki taşınmazın 1963 yılında Toprak Tevzi Komisyonunca 1937 tarih 27 tahrir numaralı 20.000 m2 yüz ölçümlü vergi kaydına istinaden 07.11.1963 tarihli ve 15 cilt, 84 sayfa, 324 sıra numaralı tapu kaydı ile 8 parsel sayılı taşınmaz olarak Hazine adına tespit yapıldığı, 101 ada 7 ila 14 ve 102 ada 18 ila 20, 23, 25, 28, 31, 34, 37, 41 parselleri kapsamı içerisine aldığı ve ... oğlu ...’in işgalinde olduğu belirtilerek Hazine adına; davaya konu 102 ada 19 parsel sayılı 3324,61 m² yüz ölçümündeki taşınmazın aynı gerekçeyle ... oğlu ... işgalinde olduğu belirtilerek Hazine adına; davaya konu 101 ada 8 parsel sayılı 7.192,44 m² yüz ölçümündeki taşınmazın aynı gerekçeyle ... oğulları ...ve ... işgalinde olduğu belirtilerek Hazine adına tespit edildiği, kadastro tespitinin 22.08.2008 tarihinde kesinleştiği, taşınmazların son zilyetleri adına tespit edilmemesi nedeniyle yerel bilirkişilerin tutanakları bu yönde şerh koyarak imzaladığı anlaşılmıştır.
2. Mahkemece 1963 tarihli tapu kaydı öncesinde zilyetlik koşullarının davacılar lehine oluştuğunun ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli değildir. Davaya konu taşınmazların 8 numaralı toprak tevzi parseline tekabül ettiği belirtilmiş ve dosya arasındaki tablendikatif dikkate alınmış ise de toprak tevzi çalışmasına ilişkin belirtmelik tutanağında 27 numaralı vergi kaydının Hazine adına belirtilen 4 numaralı toprak tevzi parseline uygulandığı, 8 numaralı parsele ise ... adına olan 21 numaralı vergi kaydının uygulandığı, bu hususun kadastro tutanağının edinme sebebi ile çeliştiği anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılan yargılamada toprak tevzi haritası kadastro paftasıyla çakıştırılarak davaya konu taşınmazların hangi toprak tevzi parseline denk geldiğinin belirlenmemesi, ayrıca dayanak tapu kaydının davaya konu taşınmazlardan daha geniş bir alanı kapsadığı dikkate alınmayarak mahallinde alınan yüzeysel beyanlarla tapu kaydının uygulanamadığı yönündeki denetime elverişli olmayan teknik bilirkişi raporuna itibar edilmesi ve komşu taşınmazların kadastro tespit tutanak ve dayanaklarından yararlanılmaması isabetsizdir.
3. Davacılar lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluşup oluşmadığına dair yapılan incelemede ise taşınmazın eski tarihli hava fotoğraflarından yararlanılmaması; öte yandan, kadastro tutanaklarının edinme sebebinde taşınmazların ... oğullarından Adil’in de işgalinde olduğunun belirtilmiş olmasına rağmen bu yöndeki beyanın sebebinin aydınlatılmaması ve kadastro tutanaklarının edinme sebebi ile mahallinde alınan beyanlar arasındaki çelişkinin giderilmemesi doğru değildir. Diğer taraftan; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü maddesinde senetsizden kazanılabilecek azami taşınmaz miktarları düzenlenmiş olup davacılar ve eklemeli zilyetliğine dayanılan mirasbırakanları adına usulüne uygun senetsiz araştırması yapılmadan ve davacılar ve mirasbırakanlarının edindiği taşınmaz miktarının yasal sınırı aşıp aşmadığı belirlenmeden davanın kabulüne yönelik hüküm kurulması da doğru değildir.
4. Hal böyle olunca, Mahkemece doğru sonuca ulaşılabilmesi için davacılar ve mirasbırakanları tarafından aynı çalışma alanı içerisinde senetsizden edinilen taşınmaz miktarları tapu müdürlüğü ve adliye yazı işleri müdürlüğünden sorularak araştırılmalı, davaya konu taşınmazların tapu tarihinden ve kadastro tespiti tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıllık durumlarını gösteren hava fotoğrafları dosya arasına alınmalı, fen bilirkişisinden toprak tevzi haritası ile davaya konu taşınmazların bulunduğu kadastro paftasını çakıştırarak davaya konu taşınmazların hangi toprak tevzi parseline denk geldiğini açıklayan rapor tanzim etmesi istenmeli, ilgili toprak tevzi parseline ait tapu kaydı ve varsa dayanak vergi kaydı ile davaya konu taşınmazların komşu taşınmazlarının tutanak ve dayanakları getirtilmeli, dosya bu şekilde tekemmül ettirildikten sonra mahallinde fen, 3 kişilik jeodezi ve fotogrametri, 3 kişilik ziraat bilirkişi heyetiyle ve mümkün olan en eski doğum tarihli yerel bilirkişiler ve tespit bilirkişileri refakatinde mahallinde yapılacak keşifte ilgili tapu kaydı ve vergi kaydının sınırları uygulanmalı, beyan edilen sınırlar ve zeminde yerel bilirkişilerce gösterilen emareler fen bilirkişisi tarafından denetlenmeli ve düzenlenecek raporda geniş pafta üzerine işaretlenmeli, komşu taşınmazların kadastro tutanakları ve dayanaklarından da yararlanılarak davaya konu taşınmazların toprak tevzii tapusu kapsamında kalıp kalmadığı duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmelidir. Taşınmazların tapu kaydının kapsamında olduğunun anlaşılması halinde tapu kaydından önce, aksi halde kadastro tespitinden önce davacılar lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi bakımından yerel bilirkişilerden taşınmazın hangi tarihten itibaren kim tarafından ne şekilde kullanıldığı, zilyetliğin davacılara hangi suretle devredildiği, mirasbırakanları ile davacılar arasında herhangi bir akdi ilişki veya taksim olgusunun bulunup bulunmadığı sorulmalı, davaya konu taşınmazların kadastro tutanaklarında taşınmazların ... oğlu ...tarafından da işgal edildiğinin belirtildiği vurgulanarak bu yöndeki beyanların sebebi aydınlatılmalı, 3 kişilik ziraat bilirkişi heyetinden taşınmazların niteliği kullanım biçimi hakkında rapor alınmalı, tapu kaydı uygulamasının sonucuna göre zilyetlik koşullarının inceleneceği zaman aralığı belirlenerek hava fotoğrafları getirtildikten sonra davacıların taşınmaz üzerinde kesintisiz zilyetliğinin bulunup bulunmadığı 3 kişilik jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi heyetinin hazırlayacağı rapor ile denetlenmeli ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü maddesinde belirtilen sınırlar da gözetilerek toplanan tüm deliller değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.