"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/127 E., 2022/387 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul / Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/289 E., 2021/677 K.
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile hüküm ortadan kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; dava konusu ... Ada 15 ve 175 ada 20 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakan babası ...'in malik sıfatıyla zilyetliğinde olduğu halde kadastro sırasında davalı adına tespit ve tescil edildiğini, ancak kadastro tespitinin hatalı olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; dava konusu taşınmazların mirasbırakanla ilgisinin bulunmadığını, taşınmazları bedelini ödeyerek satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.02.2019 tarihli ve 2016/1023 E. 2019/143 K. sayılı kararıyla; davalının dava konusu taşınmazlarda hiç zilyet olmadığı, taşınmazların tarafların mirasbırakanı ...'in zilyetliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 10.05.2019 tarihli ve 2019/378 E. 2019/375 K. sayılı kararıyla; eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiği, yeniden keşif yapılarak taşınmazların öncesinin kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, mirasbırakanın ne zamana kadar kullandığı, davalının kadastro tespitinden önce zilyetliğinin bulunup bulunmadığı tanıklara etraflıca sorulup sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davalının dava konusu taşınmazlarda malik sıfatıyla zilyet olmadığı, her iki taşınmazda da tarafların mirasbırakanın malik sıfatıyla 20 yılı aşkın zilyetliğinin bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazları bedelini ödeyerek satın aldığını, kadastro tespitinden önce ve sonrasından itibaren de aralıksız kendisinin taşınmazlarda çiftçilik yaptığını, bankalardan ve tarım kredi kooperatifinden kredi kullandığının dosyada toplanan delillerle sabit olduğunu, eksik inceleme sonucunda karar verildiğini belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından, dava konusu taşınmazlarda mirasbırakan ...'in malik sıfatıyla zilyet olduğu, davalının sadece tarlaların ekilip biçilmesinde mirasbırakana yardım ettiği, zilyetliğin davalıya devredilmediği, mirasbırakan ... lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile edinme koşullarının gerçekleştiği, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığı ancak dava konusu 175 ada 20 parsel sayılı taşınmazın toplulaştırma sonrası oluşan yeni 285 ada 12 parseldeki davalının payı yönünden iptal-tescile karar verilmesi gerekirken eski tapu kaydı üzerinden infaza elverişsiz biçimde karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 353/1.b.2 maddesi uyarınca hüküm ortadan kaldırılarak yeniden hüküm verilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazları mirasbırakan babasından ayrı olarak o dönemki maliklerinden bedelini ödeyerek satın aldığını, kadastro tespiti öncesi ve sonrasında taşınmazda zilyet olduğunu ve çiftçilik yaptığını, bankalardan ve tarım kredi kooperatifinden kredi kullandığını, kadastro tespitinin hatalı olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalının temyiz itirazlarının reddinin gerektiğini, ancak hem İlk Derece Mahkemesi ve hem Bölge Adliye Mahkemesince lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Dava konusu ... ada 15 ve 175 ada 20 parsel sayılı taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tespit ve tescil edildiği, kadastro tespitinin 29.08.2006 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup özellikle davacı tarafından istinaf edilmeyen vekalet ücretine ilişkin hususun temyiz konusu da yapılamayacağı gözetilerek tarafların temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan, 1.112,60 TL onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
...