"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : SEFERİHİSAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli dava sonunda, Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/12/2019 tarihli, 2014/331 Esas, 2019/496 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekili tarafından adli yardım istekli istinafı üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 23/02/2022 tarihli, 2020/820 Esas, 2022/451 Karar sayılı kararıyla, istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılması ile davanın kabulüne dair yeniden hüküm kurulmasına ilişkin verilen karar, yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından adli yardım talepli ve duruşma istekli temyiz edilmiş olup Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf incelemesi aşamasında davalının adli yardım talebinin kabulüne karar verildiği anlaşılmakla; duruşma günü olarak saptanan 25/10/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... Avukat ... ile temyiz edilen davacılar ... v.d. vekili Avukat ... .... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacı ... vekili v.d. gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, süresinde verilen ve kayıt olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı ...., 85 yaşında olup hiç evlenmediğini, çocuğunun bulunmadığını, varlıklı ve hayırsever bir kişi olduğunu, etrafındaki bazı kişilerin yönlendirmesi ve yeğeni .....’un oğlunun da zeka engelli olmasının etkisiyle 27/06/2013 tarihinde tüm malvarlığının yarısını davalı ..., diğer yarısını da kendisi ile birlikte yaşayan dava dışı bekar kardeşi ...’ye vasiyet ettiğini ve aynı tarihte kardeşi ...... ile davalı Vakıf arasında bağış protokolü imzaladıklarını, protokol gereğince davaya konu 158 parsel sayılı taşınmazını davalı ... bağış yoluyla devrettiğini, devrin akabinde davalı Vakfın kendisine ve kardeşi ...’ye olan yükümlülüklerinin hiçbirini yerine getirmediği gibi kendilerinden çeşitli isteklerde bulunduğunu, daha sonra 01/10/2013 tarihinde aralarında yeni bir protokol yaptıklarını ancak davalının yine edimlerini yerine getirmediğini, bağıştan dönme şartlarının gerçekleştiğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescil istemiş; yargılama sırasında ölümü üzerine davayı mirasçıları takip etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, hak düşürücü sürenin geçtiğini, ilgili yükümlülüklerin yerine getirilmesine ilişkin bağışçıdan kaynaklanan bir imkânsızlık olduğunu, davacının bağıştan dönmesini gerektirir yeterli ve geçerli bir sebebinin bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/12/2019 tarihli, 2014/331 Esas, 2019/496 Karar sayılı kararıyla, davalı Vakfın sözleşmede belirtilen edimlerini yerine getirmediği, bağıştan dönme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davalı vekili, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, gerekçeli kararda, davalı Vakıf ismine .... isminin yazılmadığını, davalı Vakfın dava açılana kadar yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davanın vakıf başkanına olan kızgınlıktan dolayı açıldığını, kendi edimini ifa etmeyen bağışçının Vakıftan yüklemeleri yerine getirmesini istemeye hakkının olmadığını, davacı tanıklarının savunmalarını destekler nitelikte beyanda bulunduklarını, eksik inceleme ile karar verildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini istemştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 23/02/2022 tarihli, 2020/820 Esas, 2022/451 Karar sayılı kararıyla, davanın kabulüne ilişkin karar usul ve esas yönünden hukuka uygun ise de, dava konusu taşınmaz 3402 sayılı Yasa'nın 22/a maddesi gereğince yenileme işlemine tabi tutulmuş olup, 228 ada 1 parsel (eski 158) numarasını aldığından, hükümde eski parsel numarasının gösterilmesi ve atıf yapılan mirasçılık belgesinin mahkeme adının, esas-karar numarasının gösterilmemesi nedeni ile hükmün infaz kabiliyeti bulunmadığından davalının istinaf talebinin kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın 353/1.b.2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü yönünde yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili, savunmalarını yineleyerek, istinaf aşamasında dosyaya sundukları uzman görüşünün Bölge Adliye Mahkemesince dikkate alınmadığını, davacıya bağıştan dönme hakkını veren bir durum olmadığını, taşınmazın imar durumuna ilişkin kayıtların getirtilmediğini, mahkeme gerekçesinin çelişkili olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilip diğer yandan davanın aynı şekilde kabul edilmesinin ve istinaf başvurusu kabul edildiği halde davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bağıştan dönme (rücu) hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
Bilindiği üzere, bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye yürürlü (makable şamil) olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece 818. sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) 241. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 291. maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de BK. nin 244/3. TBK. nin 295. maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir.
Hemen belirtmek gerekir ki; bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin, kapsamının yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti büyük önem taşır. Bu itibarla salt kullanılan sözlerin değil, tarafların gerçek iradelerinin ve bağışlayanın asıl amacının ortaya çıkarılması gerekir. Ayrıca amacın gerçekleşmeyeceğinin kesin biçimde anlaşılması tarihi ile bu tarihten itibaren BK. nin 246. TBK. nin 297. maddesine göre bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde bağıştan dönme (rücu) hakkının kullanılıp kullanılmadığının araştırılması da zorunludur.
Öte yandan, TBK'nun 297. maddesine göre; bağışlayan, geri alma sebebini öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde bağışlamayı geri alabilir.
Bağışlayan bir yıllık süre dolmadan ölürse, geri alma hakkı mirasçılarına geçer ve mirasçıları bu sürenin sona ermesine kadar bu hakkı kullanabilirler. Bağışlayan sağlığında geri alma sebebini öğrenememişse, mirasçıları ölümünden başlayarak bir yıl içinde bağışlamayı geri alma hakkını kullanabilirler.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre, Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) no.lu paragraftaki gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 156.035,09 TL onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 03/09/2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacılar ... vd. vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davalıdan alınmasına, 25.10.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.