Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4324 E. 2022/7572 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, davalı tarafından hile yoluyla kandırılarak taşınmazlarını düşük bir fiyata sattıklarını iddia ederek tapu iptali ve tescil talep etmişlerdir.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı ile davacıları kandırdığı iddia edilen kişi arasında ticari ilişki bulunması, davalının davacıların kat karşılığı inşaat sözleşmesinden haberdar olması, benzer bir hile iddiasıyla açılan başka bir davada da davalının kardeşinin aleyhine karar verilmiş olması gibi hususlar, davalı tarafın hile yaptığına dair emareler olarak değerlendirilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : KARACABEY 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen hile nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istekli dava sonunda Karacabey 1. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen kararın davacılar vekili tarafından istinafı üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne ilişkin karar, yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; davacıların murislerinden intikal eden 99 ada 17 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak daha önceden tanıdıkları ve komşuları olan .....'a güvendikleri için ..... Gayrimenkul ve İnşaat San. ve Tic. A.Ş. ile 18.12.2015 tarihli satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yaptıklarını, şirket yetkilisi ....un 2016 yılı Mart ayı başında müvekkillerine gelerek 18.12.2015 tarihli sözleşme gereği gerekli resmi izinleri almak, proje ve diğer inşaat işlemlerine başlamak ve inşaatı bir an önce yapıp bitirmek için dava konusu taşınmazın devrinin kendisine yapılması hususunda davacıları ikna ettiğini, iyiniyetli ve bu konuda tamamen bilgisiz olan müvekkillerinin taşınmazı sözleşmeye dayanarak ....'a devrettiklerini, Karacabey Tapu Sicil Müdürlüğü'nde yapmış oldukları dava konusu taşınmaza ilişkin incelemede taşınmazın ... isimli bir şahıs adına kayıtlı olduğunu tespit ettiklerini, müvekkillerinin .....'un hileli davranışları ile kandırıldığını ve kat karşılığı inşaat sözleşmesini şirket yetkilisi olarak imzalayan ...'un taşınmazı da vekaleten başkası üzerine aldığının açıkça ortada olduğunu, 24/04/2017 tarihinde hile ile kandırıldıklarını öğrenen müvekkillerinin 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içerisinde işbu davayı açtıklarını ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ve davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; harcın tamamlanmadığını, davacıların .....'la yaptıkları noterlikçe resen düzenlenen taşınmaz satım vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ile davacıların kendi imzaları ile resmi memur huzurunda yaptıkları ve davalı ...'a taşınmazın satışına dair resmi satış sözleşmesinin birbiriyle bağı ve irtibatı bulunmadığını, davacı iddialarının temelsiz olduğunu, hukuki dayanağı olmadığını, davalının iyi niyetli malik sıfatıyla mülkiyet edindiğini, davacılar ile dava dışı ..... arasında geçmişte hangi hukuki ilişki ya da ihtilafların var olduğunu bilmediğini ve bilebilecek durumda da olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Karacabey 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 31/10/2018 tarihli ve 2017/557 Esas, 2018/1089 Karar sayılı kararıyla, davacı tarafın hile iddiasını usulünce ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili, dava konusu taşınmaza ilişkin müvekkillerinin dava dışı üçüncü kişi olan ... ile yaptıkları sözleşmeye dayanarak inşaat işlerine bir an önce başlanması için tapuda taşınmazı ...'a devrettiklerini, müvekkillerinin bu sözleşme gereği arsa üzerine yapılacak binadan 3 adet daire alacaklarını, bugünün şartlarında aynı civardaki bir dairenin 200-300 bin lira ettiğini, kendilerine 3 adet daire verilen ve bilirkişi raporları ile değerinin (satış tarihi itibariyle 205.878,00TL ve dava tarihi itibariyle 242.000,00 TL eden) bir taşınmazı neden satma gereği duyacaklarını, kaldı ki satsalar da neden 36.000.00TL'ye satacaklarını, birinci şart yanıltmanın gerçekleştiğini, ...'un hem müvekkileri ile işbu sözleşmeyi yaptığını ve hem de dava konusu taşınmazı müvekkillerinden başkası adına satın aldığını, davalı ile ...'un birlikte haraket ettiklerini ve müvekkillerinin daha önce yaptıkları kat karşılığı inşaat sözleşmesinin gereği olan taşınmazı satış vaadini yerine getiriyormuş izlenimi yaratarak kandırdıklarını, müvekkillerinin iradesinin davalının vekili .....’un hileli davranışları ile sakatlandığını ve aldatıldıklarını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 11/03/2022 tarihli, 2020/64 Esas, 2022/417 Karar sayılı kararıyla, dava konusu taşınmazın davacılar adına kayıtlı olduğunun Tapu Müdürlüğünden yapılacak basit bir araştırma ile anlaşılabileceği, davalı tanığı Fasih Yıldız'ın davalının abisi olduğu, ... ile aralarında ticari ilişki olduğu ve ...'un davacılar ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapmış olduğunu ...'dan duyduğu, davalı ile ...'un tanışık oldukları ve davacılar ile yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinden de haberdar olduğu, ayrıca dosyada davacı tanığı olarak dinlenen ... tarafından (Karacabey 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/791 Esas 2020/93 Karar sayılı dosyasında) ....'ın davalı ...'ın kardeşi .....ve .....'a temlik edilen başka bir taşınmaz ile ilgili olarak açılan davanın da kabulle sonuçlandığı, istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 2021/55 Esas 2021/1289 Karar 15/09/2021 tarihli kararı ile dosya davalıları ..... ve .... vekillerinin istinaf talebinin esastan reddine karar verildiği, dosyanın temyiz incelemesinin henüz yapılmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebi kabul edilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili, baştan sona tapu müdürlüğü huzurunda davacı asillerin vekaleten değil asaleten bizzat yaptıkları işlem esnasında hile iddiasına dayandıkları, resmi makam huzurunda yapılan işlemin aksinin aynı güçte bir delille ispatlanması gerektiğini, öte yandan ...'a satış yetkisi içeren bir vekaletname veren davacıların, taşınmazın şirket adına devredilmesi için şahsen tapuya gitme ihtiyaçları bulunmadığını, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahiplerinin hisselerinin bir kısmını kendi üzerinde tuttukları ve inşaat karşılığı bir kısmını yükleniciye devrettikleri halde davada davacıların hisselerinin bir kısmını değil tamamının müvekkile devredildiği göz önüne alındığında yapılan işlemde hile bulunduğu iddiasının hiç bir tutarlı yanının bulunmadığı, 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği ve hiç kimsenin kendi muvazaasına dayanarak hak iddia edemeyeceği, taraf teşkilinin sağlanmadığı, ...'un da davaya dahil edilmesi gerektiği belirtilerek kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

Bilindiği üzere, "hile" (aldatma); genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun(TBK) 36/1. (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun(BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı gibi; taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse, yanılma(hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf bu hakkını kullanarak hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

Öte yandan, TBK'nın 39. maddesi hükmüne göre aldatma (hile) iddialarının aldatmayı öğrenme tarihinden itibaren bir yıl içerisinde ileri sürülmesi zorunludur. Hak düşürücü süre niteliğindeki bu sürenin hakim tarafından re'sen gözetilmesi gerekir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinin yerinde bulunmasına göre, Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) nolu paragraftaki gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 12.398,26 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 16/11/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.