"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : PAMUKOVA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakanı ...’ya ait dava konusu 175 ada 98 parsel sayılı taşınmazı dava dışı mirasçısı ... ...'in Pamukova Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/75 E., 2008/86 K. sayılı veraset ilamına dayanarak adına intikal suretiyle tescil ettirdiğini, daha sonra ise davalı oğluna satış suretiyle devrettiğini, bir takım mirasçıları ketmederek, hakikate aykırı beyanlarla alınan veraset ilamının Pamukova Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/188 E., 2021/53 K. sayılı kararı ile iptal edildiğini ileri sürerek davalı lehine yapılan tescil işleminin iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, dava konusu taşınmazı iyi niyetle iktisap eden üçüncü kişi konumunda bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davalı kayıt malikinin terekeye karşı üçüncü kişi konumunda bulunduğu, davacının ise mirasbırakandan intikal eden dava konusu taşınmaz yönünden miras payı oranında iptal tescil talebinde bulunduğu, eldeki dava yönünden davacının pay oranında tescil talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının mirasbırakan ... ...’in yasal mirasçısı olduğunu, dava konusu taşınmazın davalı adına yolsuz olarak tescil edildiğini, Mahkemece hukuki nitelendirmenin yanlış yapıldığını, somut uyuşmazlığın muvazaa ve yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı olduğunu, aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesinin 28.04.2022 tarihli ve 2021/1939 Esas, 2022/644 Karar sayılı kararıyla; somut uyuşmazlık bakımından davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki iddialarını tekrarlayarak kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, (ketmi verese) yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Ketmi verese (mirasçılığın gizlenmesi) davalarında uyuşmazlığın çözümü, hasımlı veraset ilamı alınmak üzere açılacak bir dava sonucu, mirasbırakanın tüm mirasçılarının belirlenmesi ve davacının bu mirasçılar arasında yer alıp almadığının saptanmasına bağlıdır.
3.2.2. Mirasbırakanın ölüm tarihi itibariyle terekesi elbirliği mülkiyetine tabidir. Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve elatmanın önlenmesi gibi davalar dışında ehliyetsizlik, yolsuz tescil, vekâlet görevinin kötüye kullanılması vs. gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan birisinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların muvafakatlarının sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (T.M.K. 640 md.) tartışmasızdır.
3.2.3. Diğer taraftan; elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumudur.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 701 ila 703 maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı da yoktur. Mülkiyet bir bütün olarak ortaklardan tümüne aittir. Başka bir anlatımla ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp, hak sahibi ortaklıktır. Değinilen mülkiyet türünde malikler mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu kural, TMK'nın 701. maddesinde (...Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.) biçiminde açıklanmıştır. Elbirliği (iştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Şayet yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oy birliğiyle karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu vardır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, (IV./3.) numaralı paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinin yerinde bulunmasına göre; yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, temyiz karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 10/11/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.