Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4465 E. 2024/351 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi satın alındığı iddia edilen taşınmazlar üzerinde davacının mülkiyet hakkı iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davalı mirasçılar lehine yapılan tespitin iptali ve davacı adına tescilin gerekip gerekmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı, taşınmazları satın aldığını ispatlayamadığı ve davalı mirasçıların asıl zilyet oldukları, davacının ise feri zilyetliğini ispatlayamadığı gözetilerek, davalı mirasçıların kabul beyanı haricindeki kısımlar yönünden davanın reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına, ancak davalı mirasçıların kabul beyanları nedeniyle vekalet ücretine hükmedilmemesi isabetsiz görülerek kararın bu yönden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/113 E., 2022/203 K.

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ayancık Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/83 E., 2021/177 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; ... köyü çalışma alanında bulunan 113 ada 378 parselin tamamı ile 113 ada 346 parsel sayılı taşınmazın bir kısmını ...’dan satın aldığını, ancak kendisinin Ankara‘da bulunması nedeniyle taşınmazları amcaları ve çocuklarının idare ettiğini, taşınmazların kadastro çalışmalarında amcaları adına tespit ve tescil edildiğini, tespitin hatalı olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ...; dava konusu 378 sayılı taşınmaz ile 346 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının davacı ... ile mirasbırakan babası ... tarafından 1992 yılında ...’dan satın alındığını, taşınmaz bedelinin 10.000 TL‘sinin ... tarafından, 8.000 TL‘sinin ise davacının ...’tan aldığı borç karşılığı ödendiği, 346 parsel sayılı taşınmazda evin bulunduğu yerin ise kök mirasbırakan... ...’ın yeri olduğunu, kadastro çalışmalarında ...’dan satın alınan yerin bir kısmının 346 parsel sayılı taşınmaza dahil edildiğini, geri kalan kısmın ise 378 parsel olarak tespit gördüğünü, 346 parsel sayılı taşınmaz içindeki ev ve ahırın ... tarafından yapıldığını, taraflar arasında fiili taksim yapılmadığını, davacının uzun yıllar Ankara’da yaşayıp parsellerde fiili zilyetliği bulunmadığından tapu kaydının babası ... adına tespit gördüğünü belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Dahili davalılar ... mirasçıları ..., ... ve ...; taşınmazlardaki tüm haklarını davacıya devrettiklerini belirterek davanın kabulüne karar verilmesini istemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Ayancık Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.09.2019 tarihli ve 2016/14 Esas, 2019/273 Karar sayılı kararı ile; davacının dava konusu taşınmazları satın aldığına dair somut delil bulunmadığı, davacının hak iddia ettiği taşınmazda kadastro tespitinin yapıldığı 27.01.2006 tarihine kadar ekonomik amaca uygun aralıksız 20 yıl süren zilyetliğinin bulunmadığı, davacı tarafından dava konusu taşınmazın hiç kullanılmadığı, davacı tarafça iddianın ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından istinafı üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince, dahili davalılar ... mirasçıları ..., ... ve ...’in verdikleri iki ayrı cevap dilekçelerinde tüm haklarını davacıya devrettiklerini, davaya bir diyeceklerinin bulunmadığını, davanın kabulüne karar verilmesini talep ettikleri halde Mahkemece beyanların kabul olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceğinin tartışılmadığı, öte yandan taraflar arasındaki uyuşmazlığın çekişmeli taşınmaz bölümlerinin üçüncü kişi durumundaki ...’dan kimin tarafından satın alındığı hususunda olduğu ve keşifte alınan bir kısım beyanlarda bu taşınmazların davacı tarafından satın alındığı belirtilmiş olmasına, bir kısım beyanlarda ise davacı ve davalıların mirasbırakanının birlikte satın aldıklarının belirtilmiş olmasına, bu haliyle keşifte alınan beyanlar çeliştiği halde yüzleştirme yapılmak suretiyle beyanlar arasındaki çelişkilerin giderilmediği, ayrıca davacı bu kısımların amcası ve onun çocukları olan davalılar tarafından kendisi adına feri zilyet olarak kullanıldığını iddia etmesine rağmen bu hususun da araştırılmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Mahkemece, kaldırma kararı sonrasında yeniden yapılan yargılama sonucunda yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı ... mirasçıları yönünden kabul beyanı gereğince davanın kabulüne, taşınmazda 1/2 paya sahip davalı ... mirasçıları yönünden davacının taşınmazı tek başına kadastro öncesinde haricen satın aldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığı, davalıların taşınmaz üzerinde asil zilyet oldukları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, tanık ...’ın, babası ...’ın taşınmazları davacı ...’a sattığını, davacının Ankara’da yaşadığını, taşınmazların davacının amca çocukları olan davalılar adına yazıldığını duyduğunu beyan ettiğini, davacının uzun yıllar Ankara’da marangozluk yaptığından ve davalıların babası da yurtdışında, davalılar da köyde yaşadığından davacının almış olduğu yerleri onların kullanımına verdiğini, mahalli bilirkişi ve tanıkların davalılar ile aynı köyde ikamet etmeleri nedeniyle davalıları korumaya çalıştıklarını, satış işleminin aslını tanık ...’ın bildiğini, ayrıca bir kısım davalıların davayı kabul etmesi nedeniyle davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, Mahkemece taşınmazların tamamı yönünden kabul kararı verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 17.02.2022 tarihli ve 2022/113 Esas, 2022/203 Karar sayılı kararıyla; çekişmeli taşınmazların davalı ... mirasçılarının ve kök mirasbırakan ...'un asli zilyetliğinde olduğu, çekişmeli taşınmazları kök mirasbırakan ... ve davacının birlikte satın aldıklarının mahallinde yapılan keşifte alınan mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından anlaşıldığı, ispat yükü kendisinde olan davacının davalı mirasbırakan ... ve onun mirasçılarının taşınmazların tamamındaki zilyetliklerinin kendisi adına feri zilyet olduklarını ispatlayamadığı, bu nedenle ... mirasçıları yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davacı dışındaki diğer İbrahim mirasçılarının beyanlarının davayı kabul niteliğinde olduğu, bu davalıların kendilerine dava dilekçesinin tebliğinden hemen sonra davayı kabul dilekçelerini sunduğu, bu nedenle vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamalarında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun, HMK'nın 353/1-b.1 inci maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçesindeki taleplerinin tekrarı ile kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü ve 14 üncü maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ıncı ve 713/1 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Kadastro sonucu ... köyü çalışma alanında bulunan 113 ada 346 parsel ile 113 ada 378 parsel sayılı taşınmazlar senetsizden, ... evlatları ... ve ...'ın ceddinden intikalen ve verese arasında taksimen gelme malları olup 20 yılı aşkın zamandan beri nizasız ve fasılasız malik sıfatıyla zilyet ve tasarrufunda bulunduğu belirtilerek 1/2‘şer paylarla ... ve ... mirasçıları adına tespit edilmiş, tutanaklar 27.01.2006 tarihinde kesinleşmiştir.

2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı ... mirasçıları adına kayıtlı 1/2 pay yönünden davacının iddiasının ispatlanamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Davacı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarına gelince;

Mahkemece, dava konusu taşınmazlarda ... adına kayıtlı 1/2’şer paylar yönünden ... mirasçısı olan davalıların kabul beyanı gereği davanın kabulüne karar verilmesi nedeniyle, kabul edilen bu kısım yönünden anılan davalılarca ön inceleme duruşmasından önce kabul beyanında bulunulduğu da gözetilerek davacı vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davacı vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi isabetsizdir.

4. Ne var ki anılan bu husus yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı vekilinin işin esasına yönelik yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine,

2- Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının değinilen yönlerden kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1 inci maddesi uyarınca Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, Ayancık Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/83 Esas, 2021/177 Karar sayılı, 25.06.2021 tarihli hükmünün; 8. paragrafında yer alan “Davacı taraf kendisini bir vekil ile temsil ettirmiş ise de davanın açılmasına ... mirasçıları neden olmadığı ve kabul beyanları nedeniyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına” cümlesinin hüküm yerinden çıkartılarak yerine, “ Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin ... mirasçısı olan davalılar ..., ... ve ...'dan tahsili ile davacıya ödenmesine” cümlesinin yazılmasına, İlk Derece Mahkemesine ait hükmün 6100 sayılı HMK’nın 370/2 nci maddesi uyarınca bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.01.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.