Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4507 E. 2023/2297 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki sebebe dayanarak açılan tapu iptali ve tescil davasında hak düşürücü sürenin geçmiş olup olmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının, davada taraf olmayan Hazine’ye yer verilmesi suretiyle oluşan maddi hatanın düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 11.04.2023 Salı günü için yapılan tebligatlar üzerine, temyiz eden davacı vekili Avukat ...ile Hazine vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... Belediye Başkanlığı vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, ... karara bırakıldı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenerek gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili dava dilekçesinde; dava konusu 109 ada 5 parsel sayılı taşınmazın evveliyatı itibariyle ... köyü tüzel kişiliğine ait olup, yaklaşık 40 yıl boyunca köy tüzel kişiliği tarafından kullanıldıktan sonra köy heyeti tarafından 1993 yılında müvekkiline satıldığını ancak taşınmazın davalı ... Belediye Başkanlığı adına tapuya tescil edildiğini, taşınmaz müvekkili ve ailesi tarafından kullanılırken karakol komutanlığı tarafından taşınmaza fiili olarak el atılması sebebiyle taşınmazdaki zilyetliklerinin kesildiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ... Belediye Başkanlığı vekili tarafından davaya cevap verilmemiş; davalı vekili 25.03.2021 tarihli duruşmada, zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, dava konusu taşınmazın vekil eden belediyeye ait olduğunu, davacının taşınmazda korunması gereken herhangi bir üstün hakkının olmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği 26.11.1993 tarihinden, davanın açıldığı tarihe kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle; davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmaz yaklaşık 40 yıl boyunca köy tüzel kişiliği tarafından kullanıldıktan sonra köy heyeti tarafından 1993 yılında müvekkiline satıldığını ancak taşınmazın davalı ... Belediye Başkanlığı adına tapuya tescil edildiğini, taşınmaz müvekkili ve ailesi tarafından kullanılırken karakol komutanlığı tarafından taşınmaza fiili olarak el atılması sebebiyle taşınmazdaki zilyetliklerinin kesildiğini, taşınmaz 2014 yılında davalı Belediye adına tescil edildiğine göre, 10 yıllık hak düşürücü sürenin de bu tarihten itibaren başlaması gerektiğini ileri sürerek, istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği 26.11.1993 tarihinden, davanın açıldığı tarihe kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, İlk Derece Mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırılık görülmediği gerekçesiyle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun ...nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirtilen sebepleri tekrarla, Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, eldeki davada 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmediğini ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmünü içermektedir.

3. Değerlendirme

1. Kadastro sonucunda ... ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 109 ada 5 parsel sayılı 14.800,00 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... köyü tüzel kişiliği adına çayır vasfıyla tespit ve 26.11.1993 tarihinde tescil edilmiş; taşınmaz bilahare tashihen devir nedeniyle 18.04.2014 tarihinde ... Belediyesi adına tescil edilmiştir.

2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, eldeki dava kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği 26.11.1993 tarihinden, eldeki davanın açıldığı 26.11.2020 tarihine kadar, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşıldığına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ne var ki, davacı tarafından eldeki dava, dava konusu taşınmazın tapu kayıt maliki olan ... Belediye Başkanlığı aleyhine açılmış, Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş, Mahkemece gerekçeli kararın davada taraf sıfatı olmayan Hazineye de tebliğ edilmesi üzerine, karar Hazine vekili tarafından, Mahkemece davanın reddine karar verildiği halde Hazine lehine vekalet ücretine hükmedilmediği ileri sürülerek istinaf edilmiş, Mahkemenin 17.06.2021 tarihli ek kararıyla, eldeki davada Hazinenin taraf sıfatı bulunmadığından istinaf başvuru isteminin reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin istinaf yoluna başvurusu üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince yapılan inceleme sonunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş ancak davada taraf sıfatı bulunmayan Hazineye, Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli karar başlığında yer verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince, gerekçeli kararın Hazineye tebliğ edilmiş olması ve yine Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli karar başlığında maddi hata sonucunda Hazineye yer verilmiş olması, Hazineye taraf sıfatı kazandırmaz. Anılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370. maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine,

Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçeli karar başlığının “davalılar” kısmında yer alan, “2. Hazineyi Temsilen Mal Müdürlüğü – .../ ...” ibaresinin çıkarılmasına ve kararın bu hali ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,

Hazinenin davada taraf sıfatı bulunmadığından duruşmaya katılan Hazine vekili lehine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.