"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/222 E., 2022/412 K.
DAVA TARİHİ : 03.12.2014
HÜKÜM/KARAR : Davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/466 E., 2017/435 K.
Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil istekli davada Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili, ... ili, ... İlçesi, ... Mahallesi 119 ada 4, 120 ada 5, 121 ada 3 ve 132 ada 29 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları ile davacıların kardeşi olan davalı adına tespit edildiğini, ancak taşınmazların tarafların ortak mirasbırakanına ait olduğunu ve mirasbırakan adına tespit edilmesi gerektiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında sunduğu 13.12.2017 tarihli dilekçesinde ise dava konusu taşınmazların esasen davacıların babaları İdris'e ait iken miras paylaşımı neticesinde anneleri Neslihan Yapıcı'ya verildiğini bildirmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, mirasbırakanın ölümü ile irsen mirasçılarına intikal eden taşınmazların mirasçılar arasında taksim edildiğini, bu paylaşım sonucu dava konusu dört taşınmazın davalıya isabet ettiğini, davacıların ise ayrı ayrı tarla ve arsa niteliğinde üçer tane taşınmaz aldığını, fiili paylaşım sonucu tarafların kendilerine isabet eden taşınmazları kadastro çalışmaları sırasında adlarına tespit ve tescil ettirdiğini, tarafların kendi aralarında serbest iradeleri ile yaptıkları ve uzun yıllar aynen uydukları fiili paylaşım ve anlaşmalarının kendileri yönünden korunması gerektiğini, hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ ve BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; 2007 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmazların tarafların annesi olan Neslihan Yapıcı tarafından kullanıldığı ve Neslihan Yapıcı’ya eşinden taşınmaz kalmadığı, bu nedenle dava konusu taşınmazların Neslihan Yapıcı adına tespit edilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 01.11.2018 tarihli, 2018/476 Esas, 2018/599 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazların mirasçıların aralarında yaptıkları fiili taksim sonucunda davalıya isabet ettiği ve taksimin yapıldığı tarihten beri davalının zilyetliğinde olduğu gerekçesi ile HMK’nın 351/1-b-2 nci maddesi uyarınca davalının istinaf isteminin kabulüne İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 01.11.2018 tarihli, 2018/476 Esas, 2018/599 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 08.12.2021 tarihli, 2021/3469 E., 2021/7675 K. sayılı kararıyla; mirasbırakan İdris’in terekesinin tespiti maksadıyla dosyaya getirtilen kadastro tutanakları ve tapu kayıtlarından, tüm mirasçılar adına ayrı ayrı 3’er parça taşınmaz tespit edildiği, davalı adına da dava konusu taşınmazlar hariç 3 parça taşınmaz tespit edildiği, anne Neslihan adına eşi İdris’ten dolayı herhangi bir taşınmaz tespitinin yapılmadığı, taşınmazların kök mirasbıranın vefat tarihi olan 1993 yılından anne Neslihan’ın vefat tarihi olan 2014 yılına kadar Neslihan tarafından kullanıldığı çekişmeli taşınmazların tapusuz olup menkul hükmünde oldukları, tarafların terekeye ait malların taksim edildiğine ilişkin beyanı ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında mirasbırakan İdris'in terekesinin taksim edildiği, çekişmeli taşınmazların mirasbırakanın eşi, tarafların annesi Neslihan'a kaldığı anlaşıldığından davacıların miras payları oranında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, aksi gerekçe ile reddine karar verilmiş olmasında isabet bulunmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; bozma kararında belirtilen gerekçeler benimsenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı temyiz dilekçesinde özetle; 1993 yılında mirasçıların mirasbırakanlarından intikal eden taşınmazları taksim ettiklerini ve 2007 yılında da kadastro tespitinin aralarında yaptıkları taksime uygun olarak yapıldığını, annesi Neslihan’nın da bu hususa ilişkin bir itirazının bulunmadığını, dava konusu taşınmazları 1993 yılından ölene kadar kullanmasının davacılar eldeki davayı açmaları için bir hak vermediğini, taşınmazların köyde yaşayan annesi tarafından kullanıldığını ancak kendisi tarafından ekilip biçildiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 15 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Dava konusu ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi’nde bulunan 119 ada 4, 120 ada 5, 121 ada 3 ve 132 ada 29 parsel sayılı taşınmazların 02.04.2007 tarihinde senetsizden ırsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile davalı adına tespit edildiği, tespitin 01.06.2007-02.07.2007 tarihleri arasında askı ilanında kalarak 03.07.2007 tarihinde itiraz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.
2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, uyuşmazlığın esasının 3402 sayılı Kanun'un 41 inci maddesine dayalı düzeltme işleminden değil bilakis kadastro öncesi mülkiyet iddiasından kaynaklandığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
4. Ancak, hüküm altına alınan karar ve ilam harcı ile hükmün infaz edilebilir olup olmaması hususları kamu düzeninden olup re'sen incelenmesi gerekir.
5. Doğru sicil oluşturma ilkesi uyarınca davacıların miras payı oranında iptal ve tescile, kalan payın ise davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken davalı yönünden de tapu iptali ve tescil hükmü kurularak dava konusu olmadığı halde davalı uhdesinde kalan payın tescil nedeninin değiştirilmesi isabetli değildir.
6. Ne var ki, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK'nın 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle,
Davalının temyiz itirazının değinilen yönden kabulü ile 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının 1. fıkrası hükümden tamamen çıkarılarak yerine 1. fıkra olarak “1-Davanın KABULÜNE,
... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi 119 ada 4, 120 ada 5, 121 ada 3 ve 132 ada 29 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının davacıların payları oranında ayrı ayrı İPTALİ ile her bir taşınmaz toplam 5 pay kabul edilerek; 1/5 paylarının davacı ..., 1/5 paylarının davacı ... ve 1/5 paylarının davacı ... adına TESCİLİNE, bakiye 2/5'er paylarının davalı ... uhdesinde bırakılmasına,” cümlesinin yazılmasına, hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgilisine iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04/10/2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi