"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil - bedel - tenkis istemli dava sonunda İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 20.02.2020 tarihli ve 2019/188 Esas, 2020/119 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakan...'nin, 1957 ada 12 parseldeki 4 ve 5 no.lu dairelerini davalı yeğenleri ... ve ...’a, 1801 ada 13 parseldeki 11 no.lu dairesini davalı yeğenlerinin tanıdıkları davalı ...’a, 4266 ada 67 parseldeki 4 no.lu dairesini davalı yeğenlerine, onların da diğer davalılar ... ve ...’e satış suretiyle devrettiklerini, temliklerin mirasbırakanın ölümünden kısa süre önce gerçekleştiğini, murisin paraya ihtiyacının bulunmadığını, temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde bedelinin tahsiline veya tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar ..., ... ve ..., temliklerin muvazaalı olmadığını, davalı ..., davanın tarafları ve murisleri... ile yakınlığı bulunmadığını, 13 parsel sayılı taşınmazdaki 11 no.lu bağımsız bölümün bedeli karşılığı iyi niyetle satın alındığını, satışın gerçek olduğunu, diğer davalılar, 67 parseldeki 4 no.lu bağımsız bölümün kayıt malikleri davalılar ..., ... ve ...'dan bedeli karşılığı satın alındığını, iyi niyetli ikinci el olduklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 04.06.2013 tarihli ve 2003/137 E., 2013/292 K. sayılı kararıyla; muris tarafından davalı mirasçılara yapılan temliklerin muvazaalı olduğunun ispatlandığı, mirasçı olmayan diğer davalıların davalı mirasçılarla işbirliği halinde hareket ettiklerinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 12 parselde bulunan 5 no.lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptal ve tesciline, 67 parselde bulunan 4 no.lu bağımsız bölümün ise bedelinin tahsiline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davacılar ve davalılardan ... ve ... tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 13.06.2016 tarihli, 2014/18041 Esas ve 2016/7139 Karar sayılı kararı ile “... uyuşmazlığın çözümü için çekişme konusu bağımsız bölümlerin intikallerinin görülmesinin zorunlu bulunduğu gözetilerek, davalı tarafa delil avansını yatırıp yatırmayacaklarının sorulması ve gerçekleşen sonuç uyarınca karar verilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazların muristen intikal edip etmediği saptanmaksızın, temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesi ile 12 parseldeki 5 ve 67 parseldeki 4 no.lu bağımsız bölümler yönünden davanın kabulüne karar verilmesi doğru bulunmamıştır...” gerekçesiyle bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 08.06.2017 tarihli ve 2016/378 Esas, 2017/251 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakan tarafından davalı mirasçılara yapılan temliklerin muvazaalı olduğunun ispatlandığı, mirasçı olmayan diğer davalıların, davalı mirasçılarla işbirliği halinde hareket ettiklerinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalılardan ... ve ... tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
5. İkinci Bozma Kararı
Dairenin 27.09.2018 tarihli ve 2018/3466 Esas, 2018/12929 Karar sayılı kararı ile “…Dosya içeriği ve toplanan delillere, hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle mirasbırakanın davalı mirasçılarına yaptığı temliklerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu saptanarak yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davacılar vekilinin tüm, davalı ... v.d. vekilinin ise aşağıdaki bent dışındaki yerinde bulunmayan diğer temyiz itirazlarının reddine. Somut olayda, çekişme konusu 1952 ada 12 parsel sayılı taşınmazdaki 4 no.lu bağımsız bölüm bakımından dava reddedilmiş olmasına rağmen, davalı ... v.d. lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olması doğru değildir. Hal böyle olunca, 6100 sayılı HMK’nın 326. maddesi uyarınca 1952 ada 12 parsel sayılı taşınmazdaki 4 no.lu bağımsız bölüm bakımından davanın reddedildiği gözetilerek davada kendisini vekille temsil ettiren davalı ... v.d. yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken değinilen husus gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
6. Mahkemesince İkinci Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 20.02.2020 tarihli ve 2019/188 Esas, 2020/119 Karar sayılı kararıyla; davalı mirasçılara yapılan temliklerin muvazaalı olduğunun ispatlandığı, mirasçı olmayan diğer davalıların, davalı mirasçılarla işbirliği halinde hareket ettiklerinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabul-kısmen reddine karar verilmiştir.
7. İkinci Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
8. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, Yargıtay 1. Hukuk Dairesince verilen bozma kararı sonrası usulüne uygun olarak sundukları dilekçelerinde; davalarını miras payı oranında tescil edilen taşınmazların dışında bedeline hükmedilen taşınmaz açısından murisin vefat ettiği tarih olan 13.01.2001 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ıslah ettiklerini bildirdiklerini, ancak Mahkemece hüküm duruşması olan 20.2.2020 tarihli celsede, hükmü artık geçersiz hale gelen 04.02.1948 tarihli 10/3 sayılı İBK'ya dayanarak bozmadan sonra ıslahın mümkün olmadığı gerekçesiyle ıslah taleplerinin haksız bir şekilde reddedildiğini, davalı ... ve ... ile ...’nun muvazaası sabit olduğu için lehlerine artık vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini, yine diğer davalılar ... ile ... Yahşi vd. yararına hükmedilen vekalet ücretinin de haksız olduğunu, zira bu kişilerin iyiniyetli üçüncü kişi konumunda olup olmadıklarının dava açılırken davacılar ve vekilleri tarafından bilinemeyeceğini belirterek, kararın bozulmasını ya da düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.
9. Gerekçe
9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel, o da olmazsa tenkis istemine ilişkindir.
9.2. İlgili Hukuk
9.2.1. Muris muvazaasında; 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
9.2.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
9.2.3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir." düzenlemelerine yer verilmiştir.
9.2.4. HMK'nın 297/2. maddesinde; “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince de hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır.
9.2.5. Aynı Yasa'nın ıslahı düzenleyen 176. maddesi "Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir." şeklindedir.
Islahın ne zaman yapılacağına ilişkin düzenleme ise YİBGK.nın 1944/10 E., 1948/3 K. sayılı 04.02.1948 tarihli kararı ve bu içtihadın değiştirilmesine gerek bulunmadığına ilişkin 06.05.2016 tarihli 2015/1 E., 2016/1 K. sayılı YİBBGK kararı ile yapılmış ve "bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı" kabul edilmiştir.
9.3. Değerlendirme
9.3.1. (IV/5) numaralı paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (IV/6.) no.lu paragrafta yer verilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
9.3.2. Ne var ki; dava konusu 1957 ada 12 parsel sayılı taşınmazdaki 5 no.lu bağımsız bölümde davalılar ... -... ve ... adlarına kayıtlı payların davacıların miras payları oranında iptali ve tesciline, kalan payların ise davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde, taşınmazın tamamının tapusunun iptaline karar verilmesi ve davalılar adlarına yeniden tescil hükmü kurulması doğru değildir.
9.3.3. Bilindiği üzere, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında açılan tapu iptali ve tescil davalarında dava değeri, çekişme konusu taşınmazın dava tarihindeki değeri üzerinden davayı açan mirasçının miras payına isabet eden kısım olup, davanın reddi halinde davalı lehine bu değer üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir.
9.3.4. Öte yandan, harç kamu düzeni ile ilgili olduğundan temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re’sen gözetilmesi gereken hususlardan olup, pay oranında açılan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı davalarda dava değerinin, davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin miras payına isabet eden değer olacağı ve her bir davalının da kendisine temlik edilen taşınmazda dava edilen pay değeri dikkate alınarak karar ve ilam harcından ayrı ayrı sorumlu tutulmaları gerektiği açıktır.
9.3.5. Somut olayda; Mahkemece kabul hükmü kurulan 1957 ada 12 parsel sayılı taşınmazdaki 5 ve 4266 ada 67 parsel sayılı taşınmazdaki 4 no.lu bağımsız bölümlerin dava tarihi itibariyle keşfen belirlenen değerleri toplamının 155.000 TL, davacıların (10/18) miras paylarına düşen değerin 86.111,11 TL olduğu, bu değer üzerinden alınması gerekli harç miktarının ise 5.882,25 TL olduğu gözetilmeksizin fazla harca hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, Mahkemece ret kapsamına alınan, davalı ... adına kayıtlı 1801 ada 13 parsel sayılı taşınmazdaki 11 no.lu bağımsız bölüm ( dava tarihi itibariyle keşfen belirlenen değeri 40.000 TL olup, davacıların 10/18 payına düşen 22.222,22 TL üzerinden hesaplanan vekalet ücreti olan 3400 TL’ye hükmedilmesi gerekirken), dava dışı ... adına kayıtlı 1957 ada 12 parsel sayılı taşınmazdaki 4 no.lu bağımsız bölüm ( dava tarihi itibariyle keşfen belirlenen değeri 50.000 TL olup, davacıların 10/18 payına düşen 27.777,77 TL üzerinden hesaplanan 4.166,55 TL’ye hükmedilmesi gerekirken) ve tapu iptali ve tescil talebi reddedilen, davalılar ... ve ... adlarına kayıtlı 4266 ada 67 parsel sayılı taşınmazdaki 4 no.lu bağımsız bölüm ( dava tarihi itibariyle keşfen belirlenen değeri 105.000 TL olup, davacıların 10/18 paylarına düşen 58.333,33 TL üzerinden hesaplanan 8.383,29 TL’ye karar verilmesi gerekirken) yönünden davalılar lehine fazla vekalet ücretine hükmedilmiş olması da doğru değildir.
9.3.6. Ancak; değinilen bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.
V. SONUÇ
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulü ile;
1- Hükmün 4. bendinin hüküm yerinden çıkarılarak yerine 4. bent olarak; “Fatih ilçesi, Ördek Kasap Mahallesi Akkoyunlu Sokak, 432 pafta, 1957 ada 12 parsel, 3.kat 5 no.lu bağımsız bölüm yönünden açılan davanın kabulü ile;
Davalılar ..., ... ve ... adlarına kayıtlı 1/3’er payın mirasbırakan... ...’un Beyoğlu 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2001/328 E. -2001/522 K. sayılı veraset ilamı, yargılama aşamasında ölen davacı ...’un Lüleburgaz 1. Noterliğinin 24.06.2014 tarihli, 3459 yevmiye numaralı mirasçılık belgesi, yine yargılama aşamasında ölen davacılar ...’in İstanbul 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/1344 E. - 2005/8 K. sayılı ile ...’un İstanbul 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2003/890 E. - 2003/1174 K. sayılı veraset ilamları gereğince davacıların miras payları oranında iptali ile davacılar adlarına tesciline, kalan payların davalılar üzerinde bırakılmasına,
2- Hükmün 7. bendinin hüküm yerinden çıkarılarak yerine 7. bent olarak; “Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 5.882,25 TL harçtan peşin alınan 270,00 TL ve tamamlama harcı olarak alınan 1.752,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 3.860,25 TL harcın davalılar ..., ... ve ...’dan tahsiline,
3- Hükmün 9. bendinin hüküm yerinden çıkarılarak yerine 9. bent olarak; “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kendisini vekille temsil ettiren davalılar ... için 3.400,00 TL, ..., ..., ..., ... ve ... için 8.383,29 TL, ... ve ... için 4.166,55 TL ücreti vekaletin davacılardan alınarak bu davalılara verilmesine,” cümlelerinin yazılmasına, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harçların temyiz edenlere geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.