Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4872 E. 2023/7740 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tescil harici bırakılan taşınmazın zilyetlik ve imar-ihya yoluyla kazanıldığı iddiasıyla açılan tescil davasının reddine ve Hazine adına tesciline karar verilmesi üzerine, davalı idare lehine hükmedilen vekalet ücretinin miktarına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı idare lehine hükmedilen vekalet ücretinin, dava değerine göre nispi olarak hesaplanması gerekirken, maktu olarak hesaplanmasının hatalı olduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/60 E., 2022/732 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Adıyaman 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2012/415 E., 2018/145 K.

Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili dava dilekçesinde özetle; Adıyaman ili, Merkez ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve sınırları dava dilekçesinde belirtilen tescil harici taşınmaz bölümünün davacı tarafından imar-ihya edilerek 23 yılı aşkın süreden beri buğday, arpa, tütün ve mercimek gibi ürünler ekilmek suretiyle kullanıldığını, 1989 yılında imar ve ihya çalışmalarını bitirerek ekimini yaptığını öne sürerek taşınmazın davacı adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın dere yatağı olduğunu, özel mülkiyete konu olamayacağını, zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini istemiş, yargılama sırasında davaya konu taşınmaz bölümlerinin Hazine adına tescilini talep etmiştir.

2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın uygulama imar planı dışında ancak belediye sınırları içinde olduğunu, kadastro çalışmalarında dere ve devamı olarak kullanılan bir yer olduğundan tescil dışı bırakıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; soyut tanık ve yerel bilirkişi anlatımlarına ve zemin durumunun zirai faaliyet alanı olmasına itibar edilmediği, bilimsel verilere dayalı ve gerekçeli bilirkişi raporlarına göre davaya konu taşınmazda 1985 ve 1992 yıllarında herhangi bir kullanımın tespit edilemediği, 1999 yılında ise (A) ve (B) harfi ile gösterilen bölümler yönünden imar ve ihyanın bulunduğunun tespit edildiği, buna göre davacının dere yatağı olan taşınmazı imar ve ihyaya 1992 yılından sonra başladığı ve dava tarihi itibariyle kazandırıcı zamanaşımı koşullarının davacı lehine oluşmadığı, ayrıca davaya konu taşınmazın dere yatağı vasfında olduğu gerekçesiyle davalı Hazinenin tescil talebi nazara alınarak davanın reddine, davaya konu taşınmaz bölümlerinin davalı ... adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili ile davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı ... vekili istinaf başvurusu dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazların imar-ihyasına 1989 yılında başlanarak 1992 yılında taşınmazın ilk ekiminin yapıldığını, hava fotoğrafında davaya konu alanların aynı mahiyette olduğunun açıkça görüldüğünü, Adıyaman ili çevresinde tarımsal iklimin kısa sürmesi nedeniyle 1992 tarihli hava fotoğrafının çekildiği mevsime bağlı olarak kullanımın görülmemiş olabileceğini, yerel bilirkişi beyanları ile ziraat bilirkişi raporunun lehe olduğunu, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmediğini, hava fotoğraflarının çok ciddi ve tek delil olarak değerlendirilmesinin isabetsiz olduğunu, dava tarihinde 20 yıllık zilyetlik süresinin tamamlandığını, ayrıca davalı ... yasal hasım olduğundan davalı lehine yalnızca maktu vekalet ücretine hükmedilebileceğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2.Davalı ... vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı İdare lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bilirkişilerce yapılan hava fotoğrafı incelemesi ve jeoloji bilirkişi raporu ekindeki fotoğraflar dikkate alındığında davacının taşınmazlar üzerinde imar-ihya tamamlandıktan sonra dava tarihine kadar 20 yıllık ekonomik amaca uygun zilyetliğinin bulunduğunun ispat edilemediği ve Mahkemece harçlandırılan değer üzerinden hükmedilen vekalet ücretinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı ... vekili ile davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı ... vekili temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesindeki hususları tekrarlamıştır.

2.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; harçlandırılan dava değerinin 545.144,00 TL olduğunu, davalı İdare lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesinin 1 inci fıkrası ve 6 ncı maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190 ıncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Dosyanın içeriğinden, ilgili çalışma alanında 1988 yılında başlayarak 20.10.1989 tarihinde kesinleştirilen kadastro çalışmalarında davaya konu taşınmaz bölümlerinin bulunduğu yerin paftasında "Feleket deresi" olarak belirtildiği, davanın 22.06.2012 tarihinde imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak açıldığı anlaşılmıştır.

2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3.Ne var ki, Mahkemece görülen tescil davası sonucunda davanın reddine karar verilmiş, davalı ... vekili hükmü vekalet ücreti yönünden istinaf ve temyiz etmiştir. HMK'nın 323 üncü maddesinin ilk fıkrasının (ğ) bendinde "Vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti" nin de yargılama giderleri arasında olduğu düzenlenmiş; AAÜT'nin 13 üncü maddesinde "hukuki yardımın konusu para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.

4.Somut olayda; dava değerinin davaya konu taşınmazın dava tarihindeki değerine eşit olduğu, Mahkemece 05.08.2014 tarihinde yapılan keşif üzerine dava tarihine en yakın tarihte düzenlenen bilirkişi heyeti raporuna göre davaya konu taşınmazların toplam değerinin 190.800,40 TL olduğu, bu değer üzerinden davalı ... lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olması isabetsizdir.

5.Ne var ki, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı ... vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (6) numaralı bendinde yer alan “2.180,00 TL” ibaresinin çıkartılarak yerine “17.398,08 TL” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,

Temyiz eden davalı ... harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.12.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.