Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4876 E. 2023/2295 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasçılar arasında terekeye dahil taşınmazların taksimi yapılıp yapılmadığı ve davacının miras payına düşen taşınmazların tespiti davası.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, yapılan keşif ve dinlenen tanık beyanları neticesinde mirasçılar arasında taksim yapıldığı, davacıya da taksimde payına düşen taşınmazları aldığı, hatta aldığı taşınmazların bir kısmını sattığı ve dava konusu taşınmazlarda herhangi bir hakkının kalmadığı tespit edilerek davanın reddine karar verilmiş; davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmeyerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece asıl ve birleştirilen davaların ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 02.06.2015 tarihli, 2014/10396 Esas, 2015/7139 Karar sayılı kararı ile bozulmuş, davacı vekilinin bu defa karar düzeltme talebinde bulunması üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 31.03.2016 tarihli, 2015/18382 Esas, 2016/3499 Karar sayılı kararıyla, bir kısım dava konusu taşınmazlar yönüyle davacı vekilinin karar düzeltme talebinin reddine, bir kısım dava konusu taşınmazlar yönüyle ise davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile kararın değişik gerekçe ile bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda asıl ve birleştirilen davaların ayrı ayrı reddine karar verilmiş; karar yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma günü olarak saptanan 11.04.2023 Salı günü için yapılan tebligatlar üzerine, temyiz edilen bir kısım davalılar vekili Avukat ... geldi, temyiz eden davacı vekili ile diğer davalılar gelmedi, yokluklarında duruşmaya başlandı. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, ... karara bırakıldı. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı ... vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalıların müşterek kök muris ... Pardı ile ...’nın eşi ...’nın mirasçıları olduğunu, dava konusu 201 ada 1, 3, 5, 6, 7, 8, 9, 10 ve 202 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar muris ...’dan gelmesine ve taşınmazlarda müvekkilinin 56/336 payı bulunmasına rağmen kadastro çalışmaları sırasında taşınmazların davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, yine 204 ada 9, 10, 11, 12, 13 ve 198 ada 20 parsel sayılı taşınmazlar muris ... ile ...’dan gelmesine ve taşınmazlarda müvekkilinin de miras payı bulunmasına rağmen kadastro çalışmaları sırasına taşınmazların davalılar adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının 56/336 pay oranında iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

2. Birleştirilen 2010/464 Esas sayılı davanın davacısı ... vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalıların müşterek kök muris ... Pardı ile ...’nın eşi ...’nın mirasçıları olduğunu, dava konusu 132 ada 1, 2, 5, 6, 8, 9; 146 ada 1, 2 ve 136 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar muris ...’dan gelmesine ve taşınmazlarda müvekkilinin 56/336 payı bulunmasına rağmen kadastro çalışmaları sırasında taşınmazların davalılar adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının 56/336 pay oranında iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

3. Birleştirilen 2010/735 Esas sayılı davanın davacısı ... vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalıların müşterek kök muris ... Pardı ile ...’nın eşi ...’nın mirasçıları olduğunu, dava konusu 201 ada 7 ve 204 ada 9 parsel sayılı taşınmazlar muris ...’dan gelmesine ve taşınmazlarda müvekkilinin 56/336 payı bulunmasına rağmen kadastro çalışmaları sırasında taşınmazların davalıların murisi ... adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının 56/336 pay oranında iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalılardan ... ve diğerleri müşterek cevap dilekçelerinde; murisleri ... ve eşi Havva’dan gelen taşınmazları 1975 yıllarında taksim ettiklerini, ... mevkinde bulunan taşınmazlar yönüyle, davacının bu mevkide bulunan taşınmazlardaki payını kardeşi ...’ya satıp zilyetliğini devrettiğini, bu mevkide bulunan İzzet ve ... adına kayıtlı taşınmazların tereke malı olmayıp kendileri tarafından imar-ihya edildiğini, İzzet’in bu taşınmazlardan birini kadastro çalışmaları sırasında oğlu İhsan adına yazdırdığını; Istarlı mevkinde bulunan taşınmazlar yönüyle, bu mevkide bulunan taşınmazların da taksim edildiğini, davacının bu mevkide bulunan taşınmazlardaki payını 1975 yılında kardeşi ...’ya satıp zilyetliğini devrettiğini; Darı Bükü mevkinde bulunan taşınmazlar yönüyle, bu mevkide bulunan İzzet adına kayıtlı taşınmazın tereke malı olmayıp kendisi tarafından imar-ihya edildiğini; Seki mevkinde bulunan taşınmazlar yönüyle, bu mevkide bulunan taşınmazların da taksim edildiğini, davacının taksimle kendisine düşen payı üzerine ev yaptırdığını ancak bu taşınmazın davacının eşi adına kayıtlı olduğunu; Karasay mevkinde bulunan taşınmazlar yönüyle, bu mevkide bulunan taşınmazların değerinin diğer mevkilerde bulunan taşınmazlara göre daha yüksek olduğunu, bu mevkideki taşınmazların da taksim edildiğini, davacıya taksimle düşen taşınmazın zaten adına kayıtlı olduğunu, davacının dava konusu taşınmazlarda hakkının ve zilyetliğinin bulunmadığını, herkesin taksimle kendisine düşen ve kendisi tarafından imar-ihya edilerek edindiği taşınmazları nizasız olarak zilyet ettiğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazların bir kısmının kadastro tespitinin henüz kesinleşmediğini, müvekkili adına kayıtlı 136 ada 1 ve 201 ada 9 parsel sayılı taşınmazların tereke malı olmayıp, müvekkili tarafından imar-ihya edilerek edinildiğini, tarafların murisinden gelen taşınmazların pay satışları sonrası 35 yılı aşkın süre önce taksim edildiğini, taksimle davacıya da taşınmaz düştüğünü, hatta davacıya düşen taşınmazların daha değerli bir mevkide bulunduğunu ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

3. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu 132 ada 1, 8 ve 146 ada 1 parsel sayılı taşınmazların müvekkiline ait olduğunu, söz konusu taşınmazlarda davacının veya murisinin hakkının bulunmadığını, taşınmazların müvekkilinin murisinden kendisine kaldığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

... 1. Asliye Hukuk Mahkemesince dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin 08.10.2013 tarihli, 2010/502 Esas, 2013/646 Karar sayılı kararıyla; davanın tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, davacı tarafından dava konusu taşınmazların tarafların kök murisinden kaldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle, asıl ve birleştirilen davaların ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 02.06.2015 tarihli, 2014/10396 Esas, 2015/7139 Karar sayılı kararıyla; “Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; davacı ..., miras payı olan 1/6 oranında tapu iptali ve tescil isteminde bulunduğu halde çekişmeli taşınmazların iptali istenilen 1/6 paylarının değeri üzerinden değil de çekişmeli taşınmazların tamamının değeri üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsizdir” gerekçesiyle bozulmuştur.

B. Kabul- Değişik Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından karar düzeltme başvurusunda bulunulmuştur.

2. Kararın, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 31.03.2016 tarihli, 2015/18382 Esas, 2016/3499 Karar sayılı kararıyla; “Davacı ... vekilinin karar düzeltmeye konu 132 ada 1, 8 ve 146 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara yönelik karar düzeltme isteminin incelenmesinde; dosya içeriğine, Mahkeme kararında belirtilip, Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere ve çekişmeli taşınmazların kayıt maliki ... terekeye göre üçüncü kişi konumunda olup mirasçı sıfatı taşımadığı, TMK'nın 701 ve devamı maddelere göre de bir mirasçının üçüncü kişi konumunda olan davalıya karşı miras payının tescili istemiyle tek başına dava açması mümkün olmadığına göre davacı vekilinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin reddine; davacı ... vekilinin karar düzeltmeye konu 132 ada 2, 5, 6, 9; 136 ada 1; 146 ada 2; 201 ada 1, 3, 5, 6, 7, 8, 9, 10; 202 ada 1; 204 ada 9, 10, 11, 12 ve 13 parsel sayılı taşınmazlara yönelik isteminin incelenmesine gelince; mahkemece, davacı tarafın çekişmeli taşınmazların müşterek murislerden intikal etttiği veya mirasçılar arasında taksim yapıldığı hususlarını ispat edemediği, taksim sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması gerektiği ve davacının davasında haksız olduğu kabul edilerek karar verilmiş ise de; mahkemece varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmadığı gibi yapılan araştırma ve inceleme de karar vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazların tarafların müşterek murislerinden intikal ettiği dosya kapsamı ile sabittir. Ancak sınırlarının taraflarca genişletilip genişletilmediği ve mirasçılar arasında taksim edilip edilmediği hususları ihtilaflı olup her ne kadar dava dilekçesinde taksim sözü geçse de, davacı vekilince çekişmeli taşınmazların taksim edilmediği ileri sürülerek bu yerlere ait tapu kayıtlarının davacının yasal miras payı oranında iptali ile davacı adına tescilinin istendiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliği itibariyle yöntemince taksim araştırmasının yapılması zorunludur. Bu amaçla; çekişmeli taşınmazların mirasçılar arasında yöntemince taksim edilip edilmediği, taksim edilmişse taksimin nerede, ne zaman, kimler arasında ve nasıl yapıldığının saptanması zorunlu bulunmaktadır. Mahkemece bu hususlarda yöntemince araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları ve uzman fen bilirkişi hazır olduğu halde mahallinde yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte; çekişmeli taşınmazların öncesinde kime ait olduğu, ortak murislerden kalan taşınmazların sınırlarının davalılar tarafından genişletilip genişletilmediği; mirasçılar arasında yöntemince taksim yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa hangi tarihte ve kimler arasında yapıldığı, taksime tüm mirasçıların veya yetkili temsilcilerinin katılıp katılmadıkları, taksimde çekişmeli taşınmazların kim veya kimlerin payına düştüğü, her bir mirasçının payına karşılık ne aldığı, taşınmaz almayan mirasçıların paylarına karşılık ne aldıkları, taşınmaz alanların aldıkları taşınmazların akibetlerinin ne olduğu; yapılan taksimin kadastro tespit gününe kadar bozulup bozulmadığı gibi hususlar tek tek ve olaylara dayalı olarak sorulup saptanmaya çalışılmalıdır. Bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalıdır. Bilirkişi ve tanıkların sözleri dosya içine getirtilecek ilgili taşınmazlara ait tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ile denetlenmelidir. Keşfe katılacak fen bilirkişiden keşif ve uygulamaları izleyip denetlemeye olanak verir, bilirkişi ve tanıklarca gösterilen taşınmazlar ve sınırlar işaretli ayrıntılı rapor alınmalıdır. Bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin karar düzeltme istemleri belirtilen nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile Dairenin 02.06.2015 tarihli, 2014/10396 Esas, 2015/7139 Karar sayılı bozma ilamına yukarıda açıklanan gerekçe ilave edilerek bozulmasına” karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar

... 1. Asliye Hukuk Mahkemesince bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin 13.10.2021 tarihli, 2016/960 Esas, 2021/443 Karar sayılı kararıyla; davanın tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca araştırma ve inceleme yapıldığı, mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, kök muris ... ile ...’dan intikal eden taşınmazların mirasçıları arasında taksim edildiği, dava konusu 132 ada 2 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının davalı ... tarafından tarıma açıldığı, dava konusu 132 ada 9, 136 ada 1 ve 201 ada 9 parsel sayılı taşınmazların tamamının ... tarafından tarıma açıldığı, dava konusu 201 ada 8 parsel sayılı taşınmazın tamamının ... tarafından tarıma açıldığı, dava konusu 201 ada 10 parsel sayılı taşınmazın tamamının ... tarafından tarıma açıldığı, dava konusu 146 ada 2 parsel sayılı taşınmazın davalı ... tarafından teyzesinden satın alındığı, 198 ada 20 parsel sayılı taşınmazın davalı ... tarafından anneannesinden satın alındığı, 202 ada 1 parsel sayılı taşınmazın muris Havva’dan geldiği, murisin vefatından sonra terekesinin çocukları arasında taksim edildiği, davacıya Karasay mevkinde yaklaşık 10 dönüm taşınmaz, halen evinin bulunduğu taşınmaz ve Istarlı mevkindeki taşınmazlarda hisse verildiği, davacının Karasay mevkinde bulunan taşınmazını ... isimli kişiye sattığı, murislerinden kalan diğer taşınmazlardaki hisselerini de kardeşlerine sattığı, davacının murislerinin vefatından sonra dava konusu taşınmazları hiç kullanmadığı, dava sürecinin başladığı son zamanlara kadar taşınmazların kullanımı hususunda herhangi bir niza bulunmadığı, yerel bilirkişilerin ve davacı tanığı ...'ün beyanlarına göre, davacının da bu taksimi kabul ettiği, taksimin kadastro tespitine kadar bozulmadığı, davalıların taksimle kendilerine düşen yerleri ayrı ayrı kullandıkları, diğer taşınmazların ise terekeye dahil olmayıp davalılar tarafından imar-ihya edildiği gerekçesiyle, asıl ve birleştirilen davaların ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan yargılama sonuda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkemece beyanları hükme esas alınan ...'ün, hükmün gerekçesinde davacı tanığı olduğundan bahsedilmiş ise de adı geçenin davalı tarafın tanığı olduğunu, delillerinin yeterince incelenmediğini, her ne kadar mahallinde yapılan keşifte dinlenen bir kısım yerel bilirkişi ve tanıklar tarafından, müvekkiline Karasay mevkinden 15 dönüm yer verildiği ifade edilmiş ise de bu mevkide 15 dönüm miktarında bir taşınmaz bulunmadığını, dosyaya sunulan “tarla taksim senedi” başlıklı belgeyi kabul etmediklerini, bu belgedeki müvekkilinin imzasının sahte olduğunu, Seki mevkindeki yerin müvekkilinin eşine evlenirken verilen ve yörede "indirmelik" olarak tabir edilen hediye mahiyetinde olduğunu ve kadastro çalışmaları sırasında taşınmazın direkt olarak müvekkilinin eşi adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

a) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. maddesi; "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."

b) 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 6. maddesi; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."

c) 3402 sayılı Kadastro Kanun'un 15. maddesi; “Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise ondördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur. Taşınmaz mal tapuda kayıtlı olsun veya olmasın, onun ayrılması mümkün bir kısmının veya belirli bir payının, bu Kanunda zilyet lehine kabul edilen sebeplerle iktisabı caizdir. İştirak halinde mülkiyet hükümlerinin söz konusu olduğu hallerde, iştirakçilerinden biri veya birkaçının belirli bir taşınmaz maldaki hissesinin diğer iştirakçilere devir ve temliki; tapulu taşınmaz mallarda yazılı, tapusuzlarda ise her türlü delille ispat edilebilir. Kadastrodan önce hissedarlar veya mirasçılar arasında ayırma veya birleştirme suretiyle taksime konu edilmiş ve sınırları doğal veya yapay işaret ya da tesislerle belirlenmiş taşınmaz malların, imar plânı bulunmayan yerlerde zeminde fiilen oluşmuş sınırlarına göre tespiti yapılır.” hükmünü içermektedir.

3. Değerlendirme

1. Kadastro çalışmaları sonucunda ... ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 132 ada 6 parsel sayılı 800,11 metrekare, 201 ada 7 parsel sayılı 2.729,31 metrekare ve 204 ada 9 parsel sayılı 4.698,95 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına; 132 ada 2 parsel sayılı 8.975,04 metrekare, 132 ada 9 parsel sayılı 12.123,06 metrekare, 136 ada 1 parsel sayılı 6.475,87 metrekare, 146 ada 2 parsel sayılı 6.817,52 metrekare, 198 ada 20 parsel sayılı 1.306,97 metrekare, 201 ada 3 parsel sayılı 1.693,55 metrekare, 201 ada 5 parsel sayılı 4.234,74 metrekare, 201 ada 9 parsel sayılı 797,88 metrekare, 204 ada 10 parsel sayılı 637,39 metrekare ve 204 ada 12 parsel sayılı 6.378,46 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına; 132 ada 1 parsel sayılı 2.465,39 metrekare, 132 ada 8 parsel sayılı 1.159,40 metrekare ve 146 ada 1 parsel sayılı 2.796,60 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına; 201 ada 10 parsel sayılı 3.147,34 metrekare, 204 ada 11 parsel sayılı 1.968,75 ve 204 ada 13 parsel sayılı 1.786,17 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına; 132 ada 5 parsel sayılı 460,94 metrekare, 202 ada 1 parsel sayılı 9.009,66 metrekare, 201 ada 6 parsel sayılı 4.984,91 metrekare ve 202 ada 1 parsel sayılı 3.354,06 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına; 201 ada 8 parsel sayılı 14.495,97 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve hükmen tescil edilmiştir.

2. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın, HMK'nın Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK'un 438. maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacı taraftan alınmasına,

03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince duruşmaya gelen temyiz edilen bir kısım davalılar ... ve müşterekleri vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacı taraftan alınmasına,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

13.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.