Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4944 E. 2022/5726 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasçılığın gizlenmesi iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, davacıların dayandığı veraset ilamının iptaline ilişkin davanın derdest olması sebebiyle, hak düşürücü süreye göre davanın reddinin doğru olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların dayandığı veraset ilamının iptaline ilişkin davanın kesinleşmemiş olması ve mirasçılığın gizlenmesi nedeniyle kadastro hukukuna göre hak düşürücü sürenin uygulanamayacağı gözetilerek, yerel mahkemenin hak düşürücü süreye dayalı ret kararı ve Yargıtay’ın onama kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı Eğil Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 16/06/2016 tarihli ve 2003/27 E., 2016/141 K. sayılı kararın onanmasına ilişkin olan Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 01/12/2020 tarihli ve 2018/5211 E., 2020/5992 K. sayılı kararın düzeltilmesi davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; Eğil ilçesi Oyalı köyünde bulunan 296, 298 ve 302 parsel sayılı taşınmazlarda malik ...’in mirasçılarına intikal yapılırken veraset ilamına göre mirasçı olan davacılar adına intikal yapılmadığını belirterek, tapu kayıtlarının iptali ile payları oranında davacılar adlarına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacıların dosyaya ibraz ettikleri veraset ilamının yasal bir hükmünün bulunmadığını, ... Beni ...'un tek mirasçısının ... olduğunu gösteren veraset ilamının iptali için davacıların kardeşi tarafından açılan davanın reddine karar verildiğini, sonrasında 1981 tarihinde önceki veraset ilamı ve ret kararı gizlenmek sureti ile yeni bir veraset ilamı alındığını ve aradan 22 yıl geçtikten sonra yeniden dava açıldığını, dayanılan veraset ilamının gerçeği yansıtmadığını, ayrıca davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını belirterek, reddini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Eğil Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/06/2016 tarihli ve 2003/27 E., 2016/141 K. sayılı kararında, davalılar tarafından, davacıların dayanmış olduğu veraset ilamının iptali için açılan davanın kabulüne karar verildiği, bu nedenle yasal mirasçı olduklarını ispat edemedikleri, kaldı ki kadastro tespitlerinin 1978 yılında kesinleşmiş olması nedeniyle 10 yıllık hak düşürücü sürenin de geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemenin kararına dayanak ettiği veraset ilamının iptaline ilişkin Diyarbakır 2. Sulh Hukuk Mahkemesi kararının Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinde incelemesinin devam ettiğini, kararın kesinleşmediğini, emsal Yargıtay kararlarına göre veraset ilamının iptaline ilişkin dava, eldeki dava sonucunu etkileyeceğinden sonucunun beklenmesi gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

V. YARGITAY KARARI

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 01/12/2020 tarihli ve 2018/5211 E., 2020/5992 K. sayılı kararıyla; “ Dava konusu taşınmazların kadastro tespitlerinin kesinleştiği 1978 yılı ile davanın açıldığı 07.03.2003 tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş bulunduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün Onanmasına” karar verilmiştir.

VI. KARAR DÜZELTME

1. Karar Düzeltme Yoluna Başvuranlar

Yargıtayın onama kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından karar düzeltme yoluna başvurulmuştur.

2. Karar Düzeltme Nedenleri

Davacı vekili karar düzeltme dilekçesinde, temyiz dilekçesindeki taleplerini tekrar ile Mahkemenin dayanak yaptığı veraset ilamının iptaline ilişkin kararın Yargıtay 14. Hukuk Dairesi tarafından bozulduğunu belirterek, onama kararının kaldırılması ile hükmün bozulmasını talep etmiştir.

3.Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasındaki uyuşmazlık; ketmi verese hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

Uygulamada ve öğretide ketmi verese (mirasçılığın gizlenmesi) davalarında uyuşmazlığın çözümü, hasımlı veraset ilamı alınmak üzere açılacak bir dava sonucu, mirasbırakanın tüm mirasçılarının belirlenmesi ve davacının bu mirasçılar arasında yer alıp almadığının saptanmasına bağlıdır.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Dava konusu taşınmazlardan 296 parsel sayılı taşınmazın 2/3 payı ...Bini ...adına 1/3 payının ise dava dışı Hazine adına, 298 ve 302 parsel sayılı taşınmazların ise 2/3 payı ... adına 1/3 payı ise dava dışı Hazine adına tapuya kayıt ve tescil edilmiştir. Davalılar tarafından alınan 1967/22 Esas sayılı veraset ilamına göre ...’in tek mirasçısının ... olduğu belirtilmek suretiyle ... adına intikalleri yaptırılmıştır.

Davacılar dava dilekçesinde Diyarbakır Sulh Hukuk Mahkemesinin 1974/941 Esas sayılı veraset ilamında kendilerinin de mirasçı olduklarını belirterek, tapu kayıtlarının iptali ile veraset ilamındaki payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalılar ise davcıların dayanak veraset ilamı olan Diyarbakır Sulh Hukuk Mahkemesinin 1974/941 Esas sayılı veraset ilamının iptali için dava açtıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

3.3.2. Mahkemece; davacıların dayanmış olduğu veraset ilamının iptali için açılmış olan davanın kabulü ile dayanak veraset ilamının iptaline karar verildiği, bu nedenle davacıların yasal mirasçı olduklarını ispat edemedikleri, kaldı ki kadastro tespitlerinin 1978 yılında kesinleşmiş olması nedeniyle 10 yıllık hak düşürücü sürenin de geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

3.3.3. Davacıların dayanağı Diyarbakır Sulh Hukuk Mahkemesinin 1974/941 Esas sayılı veraset ilamının iptali için açılan davada davanın kabulü ile veraset ilamının iptaline karar verilmiş, verilen önce tarihli karar Yargıtay 7. Hukuk Dairesi tarafından, sonra tarihli karar ise Yargıtay 14. Hukuk Dairesi tarafından bozulmuş, bozma sonrasında Diyarbakır 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/1375 Esasına kaydı yapılmıştır. Mahkeme tarafından son olarak tekrar davanın kabulü ile dayanak veraset ilamının iptaline karar verilmiş ise de davalılar tarafından karar temyiz edilmiş, henüz Yargıtay incelemesine gönderilmediği ve kararın kesinleşmediği anlaşılmıştır.

3.3.4. Ketmi verese olgusu kadastro öncesi neden olmayıp, kadastro tespiti ile açığa çıkan bir durum olması nedeniyle 3402 sayılı Yasa'nın 12/3 maddesinin eldeki uyuşmazlığa uygulanma olanağı bulunmamaktadır.

3.3.5. Davacıların dayandığı veraset ilamının iptaline yönelik açılan davanın henüz derdest olduğu ve kesinleşmediği anlaşıldığından, Mahkemece söz konusu veraset ilamının iptali için açılan davanın sonucunun beklenmesi ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeler ile davanın reddine karar verilmesinde isabet bulunmadığı gibi, 296 parsel sayılı taşınmaz ...Bini ...adına kayıtlı olduğundan, Mahkemece bu taşınmazın ... ile bağlantısı araştırılmadığı gibi, davacıların bu taşınmaz ile ilgili taleplerinin açıklattırılmamış olması dahi isabetsizdir.

Hal böyle olunca, kararın bozulmasına karar vermek gerekirken, onanmasına karar verilmesinin doğru olmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

VII. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.un 440. maddesi uyarınca kabulüne, yukarıda belirtilen gerekçelerle Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 01/12/2020 tarihli ve 2018/5211 Esas - 2020/5992 Karar sayılı kararının ortadan kaldırılmasına, hükmün açıklanan nedenlerle 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz ve karar düzeltme aşamasında alınan peşin harcın davacılara iadesine, 14/09/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.