"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/48 E., 2022/453 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Of Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/495 E., 2021/257 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar; ... Mahallesi sınırları içerisinde bulunan 114 ada 8 parsel sayılı taşınmazın babaları ...’a ait iken mirasçılar arasında yapılan taksim sonucu kendilerine kaldığını, taşınmazın nizasız ve fasılasız malik sıfatıyla 40 - 50 yıldır zilyet ve tasarruflarında bulunduğunu, ancak taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile 1/2’şer paylarla adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı Hazine temsilcisi, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Of Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.01.2018 tarihli ve 2015/565 Esas, 2018/51 Karar sayılı kararı ile; davacı tarafın dayandığı tapu kaydının çekişmeli taşınmaza uymadığı, ancak davacılar yararına zilyetlikle mülk edinim koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, kararın davalı Hazine temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 01.10.2018 tarihli ve 2018/955 Esas, 2018/1115 Karar sayılı kararı ile; yapılan inceleme ve araştırmanın hüküm vermeye yeterli bulunmadığı, dava konusu taşınmazın doğu sınırında dere bulunmasına rağmen Mahkemece taşınmaz başında yapılan keşfe jeolog bilirkişi götürülmediği, taşınmazın evveliyatı, kullanım süresi ile niteliğini ve varsa üzerindeki imar - ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafları olduğu halde Mahkemece hava fotoğrafları getirtilerek bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmadığı, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının doğruluğunun hava fotoğrafları ile denetlenmediği, eksik araştırma ile hüküm tesisinin doğru olmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Mahkemece kaldırma kararı sonrasında yeniden yapılan yargılama sonucunda, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; harita yüksek mühendisi tarafından hazırlanan ek raporda 2004 tarihli hava fotoğrafı üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirme sonucu taşınmazın tamamen dere yatağı içerisinde kaldığı, üzerinde herhangi bir zirai ya da tarımsal faaliyetin olmadığının belirtildiği, bu durumda davacılar yararına zilyetlikle mülk edinim koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, taşınmazın 1955 ve devamı yıllarda yeşil alan olup fındık tarımı yapıldığını, mahalli bilirkişilerce dava konusu taşınmazın eskiden beri davacıların olduğu yönünde beyanda bulunulduğunu, Mahkemece sadece 2004 yılı hava fotoğrafında taşınmazın tamamının dere yatağı içinde kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilse de, sadece o yıl meydana gelen sel felakati nedeniyle taşınmazın dere yatağında kaldığını, 2009 yılında DSİ tarafından yapılan ıslah çalışmaları sonucu taşınmazın dere yatağının etkisinden tamamen kurtulduğunu, taşınmazın sadece bir dönem dere etkisinde kalması nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 07.04.2022 tarihli ve 2022/48 Esas, 2022/453 Karar sayılı kararıyla; mahallinde yapılan keşif ve uygulama sonucunda davacının dayanak tapu kaydının taşınmaza uymadığının anlaşıldığı, dinlenen mahalli bilirkişilerin davacının ve mirasbırakanının ekonomik amaca uygun zilyetliği bulunduğunu doğrulamadıkları, jeolog bilirkişi raporuna göre taşınmazın dere yatağında bulunduğu, ziraat bilirkişi raporunda taşınmazda herhangi zirai faaliyet bulunmadığının belirtildiği, davacıların, taşınmaz üzerindeki ekonomik amaca uygun zilyetliklerini ispat edemediği, Mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 inci maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 inci,
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 303 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kadastro sonucunda; ... köyü çalışma alanında bulunan 114 ada 8 parsel sayılı taşınmazın ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit edildiği, askı ilan süresi içerisinde dava açılmaması üzerine kadastro tespitinin 02.05.2007 tarihinde kesinleştiği, taşınmazın halen aynı vasıfla davalı Hazine adına tapuda kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Alınması gereken 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
...