Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5045 E. 2022/7835 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, davalının hileli davranışları nedeniyle yaptığı taşınmaz satışının iptali ve adına tescili istenmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının hile iddiasını ispatlayamaması ve bozma kararına uygun bir şekilde tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda davanın reddine karar verilmiş ve bu karar, usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda Körfez 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 17/05/2022 tarihli ve 2022/8 Esas, 2022/93 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, adına kayıtlı 21 parseldeki 9 ve 10 no.lu bağımsız bölümlerin satışı konusunda davalı ile 100.000,00 TL bedel karşılığı anlaştıklarını, 17.500,00 TL'nin peşin olarak ödendiğini, ancak bakiye için verilen çeklerin karşılıksız çıktığını ve senet bedellerinin ödenmediğini, kandırıldığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, dava konusu taşınmazı bedelini peşin ödeyerek satın aldığını, çek, senet vermediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, dava dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/314 Esas sayılı dosyasında verilen çeklerin sahte olduğunun tespit edildiğini ve resmi evrakta sahtecilikten mahkumiyet kararı verildiğini ve bu kararın Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiğini, davalı ile mahkum olan Yalçın Tıktık arasında olan bu olaya ilişkin olarak fiili ve hukuki irtibatın söz konusu olduğunu, zaten satışta da Yalçın'ın vekil sıfatı ile hareket ettiğini, Yalçın ile Veysi'nin el ve işbirliği içerisinde müvekkilini zarara uğrattığını, Mahkemece yeterli araştırma yapılmadan tanıklar dinlenmeden karar verilmesinin de hukuka aykırı olduğunu belirterek, Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 02.06.2021 tarihli ve 2021/504 E., 2021/727 K. sayılı kararıyla; temlikin iradi olduğu, hile iddiasının kanıtlanamadığı, uyuşmazlığın bedelden kaynaklandığı sonucuna varıldığı, davacının ise bedel isteğinin de bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 15.11.2021 tarihli ve 2021/2512 Esas, 2021/6831 Karar sayılı kararıyla “…Somut olaya gelince; dava 1086 s. HUMK zamanında açılmış, davacı iddialarını ispat edebilmek için tanık deliline dayanmış, tanık isimlerini sunduğu halde bildirdiği tanıklar dinlenmeden ve bu hususta değerlendirme yapılmadan hukuki dinlenilme hakkını ihlal edecek şekilde eksik inceleme ile yetinilmiştir. Hal böyle olunca, davacının bildirdiği tanıkların hile iddiası yönünden dinlenilmesi, toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.” gerekçesi ile bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 17.05.2022 tarihli ve 2022/8 Esas, 2022/93 Karar sayılı kararıyla; Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/314 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde davalının beraatine karar verilmiş olduğu, davacının bildirmiş olduğu tanıklarının alınan beyanlarında da hile olgusunu destekler nitelikte bir anlatımın bulunmadığı, dosya bir bütün olarak değerlendirildiğinde davalının hile kastıyla hareket ettiğine yönelik delil elde edilememiş olduğu, iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, dava dilekçesinde ve aşamada ileri sürdüğü iddialarını yineleyip, Mahkemece yeterli araştırma yapılmadan ve mevcut deliller yeterince değerlendirilmeden hukuka aykırı bir şekilde karar verildiğini, Ağır Ceza Mahkemesi dosyasında Yalçın Tıktık’ın dolandırıcılık suçundan mahkumiyet cezası aldığını, davalı ile Yalçın Tıktık arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hile nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunu’nun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

6.2.2. Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.

6.2.3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."

6.2.4. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir." düzenlemelerine yer verilmiştir.

6.3. Değerlendirme

(V/2.) no.lu paragrafta belirtilen hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (V/3.) no.lu paragraftaki gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK'un 438. maddesi gereğince ONANMASINA, temyiz karar harcı peşin yatırıldığından harç alınmasına yer olmadığına, 30.11.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.