Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5138 E. 2023/2252 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın taşınmazını davalıya satış yoluyla yaptığı temlikin muvazaalı olup olmadığı ve mirasçının miras payı oranında tapu iptali ve tescil talebinin kabul edilip edilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın temlikteki gerçek iradesinin, malvarlığı durumunun, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının ve davalının iyiniyetli olup olmadığının yeterince araştırılmadan hüküm kurulduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil - bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakan annesi...'in 1062 ada 34 parseldeki 3 no.lu bağımsız bölümünü davalı ...'e satış suretiyle temlik ettiğini, ...'in de taşınmazı diğer davalı ...'e devrettiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek miras payı oranında iptal - tescile, mümkün olmazsa bedele karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ..., davaya konu bağımsız bölümün arsa payını 1995 yılında 300.000.000,00 Liraya satın aldığını, satış bedelini mirasbırakan annesine elden ödendiğini, ancak aralarındaki güven nedeniyle resmi olarak satın alma işlemini ileriye bıraktıklarını, bağımsız bölümün tamamını kendisinin inşa ettirdiğini, daha sonra bedeli karşılığında diğer davalı ...'ye devrettiğini, temliklerde muvazaanın bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı ..., taşınmazı emlakçı aracılığıyla 3.500.000.000,00 Lira bedelle satın aldığını, eşi ile birlikte yaklaşık 19 yıldır dava konusu taşınmazda yaşadıklarını, tapu siciline güvenerek işlem yapan iyiniyetli 3. kişi konumunda olduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 18/06/2019 tarihli ve 2017/650 Esas, 2019/374 Karar sayılı kararıyla; muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili, dosya kapsamı ile muvazaa iddialarının sabit olduğunu, ancak Mahkemece sadece davalıların delillerinin ve tanıklarının beyanlarının dikkate alındığını, davalının taşınmazın bedelini ödediğini ispatlayamadığını, terditli bedel isteklerinin dikkate alınmadığını, davalılar aleyhine hükmedilen vekalet ücretinin fahiş ve haksız olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 25.03.2022 tarihli ve 2019/2527 Esas, 2022/795 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itiraz nedenlerini yineleyerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muris muvazaası hukuki sebebine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa bedel isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.

Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de ... Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., ... Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1936 doğumlu mirasbırakan...'in 03.10.2014 tarihinde öldüğü, geriye mirasçıları olarak çocukları olan davacı ... ile davalı ...'in kaldığı, mirasbırakanın 1062 ada 34 parseldeki 3 no.lu bağımsız bölümünü (mesken) 03.03.1998 tarihinde davalı ...'e satış suretiyle temlik ettiği, ...'in de 15.05.1998 tarihinde diğer davalı ...'ye devrettiği anlaşılmaktadır.

2. Somut olayda, mirasbırakanın 1062 ada 34 parseldeki dava dışı 1 ve 2 no.lu meskenlerini de 20.03.2017 tarihinde davalı ...'e devrettiği sabit olup, diğer yandan davalının mirasbırakan ile birlikte yaşadığı, sosyal ekonomik durumu dikkate alındığında taşınmazı satın alabilecek ekonomik durumunun olmadığı anlaşılmakla, mirasbırakanın mal satmaya ihtiyacının olup olmadığının, temlik tarihinde başkaca taşınmazının bulunup bulunmadığının araştırılması, tarafların sosyal ekonomik durumu gözetilerek mirasbırakanın temlikteki kastının tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, temlikin muvazaalı olduğu kanaatine varılır ise son kayıt maliki olan davalı ...'nin ediniminin iyiniyetli olup olmadığının, 4721 sayılı TMK'nın 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanıp yararlanamayacağının tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.