"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2526 E., 2022/676 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul /Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Şanlıurfa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/281 E., 2021/548 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, bunun mümkün olmaması halinde tazminat istemine ilişkin davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar ... ve müşterekleri vekili dava dilekçesinde; kadastro çalışmaları sonucunda dava konusu 231 ada 6 parsel (eski 7 ada 6 parsel) sayılı taşınmazın müvekkillerinin mirasbırakanı olan ... adına tespit edildiğini ancak daha sonra bilinmeyen bir sebeple taşınmazın malik hanesinin boş bırakıldığını ve Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/172 Esas, 2001/1102 Karar sayılı kararıyla, taşınmazın 1958 yılından beri 20. Zırhlı Tugay Komutanlığı tarafından kullanıldığı gerekçesiyle 2942 sayılı Kanun’un 38 inci maddesi uyarınca Hazine adına hükmen tescil edildiğini, davalı idare tarafından taşınmazın müvekkillerinin mirasbırakanlarına ait olduğunun bilindiğini, tescil işleminin hukuki dayanaktan yoksun olmakla yolsuz olduğunu, bitişikteki taşınmazların tespit tutanağında da dava konusu taşınmazın mirasbırakana ait olduğunun belirtildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında müvekkilleri adına tescil edilmesini, bunun mümkün olmaması halinde ise tapu sicilinin tutulmasından Devlet sorumlu olduğundan taşınmazın güncel bedeli olan toplam 100.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkillerine verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın malik hanesinin boş bırakılması sebebiyle Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/172 Esas, 2001/1102 Karar sayılı kararıyla kanun gereğince hükmen idare adına tescil edildiğini, taşınmaz hükmen Hazine adına tescil edildiğinden tescilin yolsuz olduğundan bahsedilemeyeceğini, öte yandan taşınmazın tapuya tescil edildiği tarihten dava tarihine kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, idarenin tespit sırasında yapılan hatalardan sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. İhbar olunan ... tarafından davaya cevap verilmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamına göre dava konusu 231 ada 6 parsel (eski 7 ada 6 parsel) sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında ... oğlu ... adına tespit edildiği, tapu kütük sayfasında ise taşınmazın malik hanesinin boş bırakıldığı, bilahare Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/172 Esas, 2001/1102 Karar sayılı kararıyla Hazine adına hükmen tescil edildiği, kamulaştırma kararı davacıya usulüne uygun tebliğ edilmediği ve tezyidi bedel davasında kesinleşmiş bir kamulaştırmadan bahsedilemeyeceğinden tereke adına tapu iptali ve tescil istemiyle dava açılamayacağı, ancak kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davası açılabileceği, yöntemince emsal araştırması da yapıldığı gerekçesiyle davacıların tapu iptali ve tescil talebinin reddine, terditli tazminat taleplerinin ise taleple bağlı kalınarak kabulüne, dosyada mevcut Şanlıurfa Sulh Hukuk Mahkemesinin 1975/278 Esas, 1975/139 Karar sayılı veraset ilamındaki payları dikkate alınarak davacı Hafize için 40.000,00 TL, ..., ..., ..., ..., ... ve ...'nun her biri için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 100.000,00 TL tazminatın dava tarihi olan 24.04.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın hükmen Hazine adına tescil edildiğini, bu nedenle tescilin yolsuzluğundan bahsedilemeyeceğini, öte yandan Devletin tapu sicillerinin tutulmasından sorumlu olabilmesi için tapu müdürü veya memurunun hukuka aykırı bir işleminin bulunması ve bununla zararlı sonuç arasında nedensellik bağının bulunması gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporlarının yanlı ve tarafsızlıktan uzak olduğunu ileri sürerek istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın tümüyle reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu 231 ada 6 parsel (eski 7 ada 6 parsel) sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında ... oğlu ... adına tespit edildiği, tapu kütük sayfasında ise taşınmazın malik hanesinin boş bırakıldığı, akabinde taşınmazın hükmen Hazine adına tescil edildiği ve halihazırda taşınmazın Milli Savunma Bakanlığına tahsis edildiği sabit olduğundan davacıların hak kaybına uğradığı konusunda herhangi bir tereddüt bulunmadığı, Mahkemenin emsal araştırmasının da hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtip istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepleri tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil, bunun mümkün olmaması halinde tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 1 ve 27 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Kadastro çalışmaları sonucunda Şanlıurfa ili, Merkez ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 7 ada 6 parsel (yeni 231 ada 6 parsel) sayılı 6.963,00 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz ... oğlu ... adına tespit edilmiş, Urfa İl İdare Kurulu’nun 06.09.1971 tarihli kararıyla dava konusu taşınmaz ile dava dışı 46 adet taşınmazın Belediye imar planında askeri maksatlara ayrıldığı zikredilmediğinden, bu arazilerin 6830 sayılı İstimlak Kanunu’nun 5/d maddesine göre ... lehine istimlakine esas olmak üzere gerekli genel menfaatin bulunduğu kanaatine varıldığından menfaat kararı verilmesine, kararın aynı Kanun’un 6 ncı maddesine göre Valinin tasdikine müteakip Diyarbakır Askeri İnşaat Emlak Müdürlüğü’ne gönderilmesine karar verilmiş ve taşınmazın malik hanesi açık bırakılmıştır.
... tarafından 2942 sayılı Kanun’un 38 inci maddesine dayalı olarak dava konusu taşınmazın Hazine adına tescili istemiyle açılan davanın yapılan yargılaması sonunda Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.12.2001 tarihli, 2001/172 Esas, 2001/1102 Karar sayılı kararıyla, dava konu taşınmazın 1958 yılından beri 20. Zırhlı Tugay Komutanlığının kullanım alanı içerisinde bulunduğu, taşınmaza el atılma tarihi ile dava tarihi arasında 20 yıldan fazla zaman geçtiği ve gerekli ilanların yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 231 ada 6 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, temyiz edilmeksizin 28.12.2001 tarihinde kesinleşmiş ve 01.02.2002 tarihinde tapuya tescil edilmiştir.
Eldeki davadan önce... 'nın, eldeki davada ileri sürülen sebeplerle dava konusu taşınmazın tapu kaydının muris ...’dan gelen miras payı oranında iptali ile adına tescili istemiyle açtığı davanın yapılan yargılaması sonunda Şanlıurfa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.02.2018 tarihli, 2016/397 Esas, 2018/148 Karar sayılı kararıyla, davacının ayni hakkını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince yapılan yargılama sonunda davalı Hazinenin mirasbırakan ... terekesine karşı 3. kişi olduğu ve 3. kişiden miras payının istenemeyeceği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
2. Mahkemece davacı tarafça tapu iptali ve tescil davası açılamayacağı ancak kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davası açılabileceği kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Bilindiği üzere; kadastro (tapulama) faaliyetinin biri geometrik diğeri de hukuksal olmak üzere iki yönü vardır. Diğer bir anlatımla kadastro (tapulama) kanunlarının amacı, memleketin kadastral topoğrafik haritasına dayalı olarak taşınmaz malların sınırlarını arazi ve harita üzerinde belirterek hukukî durumlarını tespit etmek ve bu suretle Medeni Kanun’un öngördüğü tapu sicilini kurmaktır. Bu amaç doğrultusunda kadastro (tapulama), tapusuz taşınmazları tapulamak, tapulu olanların kayıtlarını yenilemek, taşınmazlar hakkında kadastro planları hazırlamak, taşınmazların gerçek hak sahiplerini belirlemek için yapılmaktadır. Öte yandan, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun muhtelif hükümleri uyarınca tapulama faaliyetinin nihai amacının tapu sicilini oluşturma ödevi olduğu, bir taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği tarihten o taşınmaz hakkında tapu kütüğünün usulüne uygun biçimde oluşturulduğu ana değin doğacak uyuşmazlıkların kadastro mahkemeleri önünde çözüleceği, kadastro mahkemelerinin sicil oluşturma ödevinin bulunduğu açıkça belirlenmiştir.
Somut olayda; davacılar ... ve müşterekleri, kadastro çalışmaları sonucunda dava konusu 231 ada 6 parsel (eski 7 ada 6 parsel) sayılı taşınmazın mirasbırakanları ... adına tespit edildiğini ancak daha sonra bilinmeyen bir sebeple taşınmazın malik hanesinin boş bırakıldığını ve hükmen Hazine adına tescil edildiğini ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır. Dosya arasında bulunan Şanlıurfa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/397 Esas, 2018/148 Karar sayılı dava dosyası ve tüm dosya kapsamından, dava konusu eski 7 ada 6 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının celbi için yazışmalar yapıldığı ancak taşınmazın kadastro tutanağı ve eklerinin bulunamadığı, taşınmazın tapu kaydının malik hanesinin neden boş bırakıldığının da anlaşılamadığı ve dolayısıyla taşınmazın tespitinin kesinleşip kesinleşmediğinin belirlenemediği anlaşılmıştır. Dava konusu eski 7 ada 6 parsel sayılı taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği ancak tespitin kesinleştiği kanıtlanamadığına göre uyuşmazlığın temelini teşkil eden taşınmazın kadastro tespitinin kesinleşmediği sonucuna varılmalıdır.
Hal böyle olunca; Mahkemece 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 27 nci maddesi uyarınca görevsizlik kararı verilmeli, görevli olan Kadastro Mahkemesince de Şanlıurfa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/397 Esas, 2018/148 Karar sayılı dava dosyası arasına alınan Kadastro Müdürlüğü’nün 05.12.2017 ve 25.01.2018 tarihli yazı cevapları, Tapu Müdürlüğünün 10.11.2016 ve 13.12.2016 tarihli yazı cevapları, eldeki davada dosya arasına alınan Tapu Müdürlüğünün 69262864-622.03 sayılı yazı cevabı ile Kadastro Mahkemesinin 28.11.2019 tarihli yazı cevabı değerlendirilerek komşu taşınmazların da akibeti araştırılmak suretiyle taşınmazın kadastro tutanak aslı bulunabileceği yerlerden araştırılmalı, bulunamaması durumunda kadastro tutanağının ihya edilmesi yoluna gidilmeli, askı ilanı yapılıp yapılmadığı da tespit edilerek yapıldığı kanıtlanamadığı takdirde tutanağın yeniden askı ilanı yaptırılmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu husus göz ardı edilerek görevsizlik kararı verilmesi yerine esasa ilişkin karar verilmiş olması isabetsiz olup davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün, bozma nedenine göre sair yönler incelenmeksizin bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
3. Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.