"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece verilen davanın reddine ilişkin kararın, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ...ilçesi, ..... köyünde yapılan kadastro sonucu 101 ada 64 parsel sayılı 380.52 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın yeğeni davalı ... adına, 137 ada 6 parsel sayılı 1.037.80 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın kardeşi davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini ancak dava konusu taşınmazlar ile üzerinde kendisine ait ev olan dava dışı 101 ada 65 parsel sayılı taşınmazların muris sağ iken üç erkek kardeş arasında anlaşma yapılarak ev yapıldığını ve herkesin evinin bulunduğu taşınmazın kadastro sırasında kendisine yazıldığını, daha sonra dava dışı diğer mirasçı .... tarafından aleyhine açılan tespite itiraz davası sonucunda kendisine ait olan evin mülkiyetinin ... mirasçıları adına tescil ettirildiğini, mirasçılık haklarından yoksun bırakıldığını, davalıların haksız kazanç elde ettiklerini, dava konusu taşınmazların muris ...’a ait olduğunu ve muris öldükten sonra terekesinin taksim edilmediğini ileri sürerek davalılar adlarına olan tapu kayıtların iptali ile miras payları oranında ... mirasçıları adlarına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ..., davacının iddialarının yersiz olduğunu, dava konusu taşınmazın yarısının babası ...’a ait olduğunu diğer yarısını amcası.....’tan satın aldığını, taşınmaz üzerinde muris sağ iken üç katlı ev yaptırdığını, davacının muris ...’tan intikal eden taşınmazların taksimine yanaşmadığını, davacının haksız kazanç elde etmeye çalıştığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Sinanpaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 23/03/2016 tarihli ve 2014/336 E., 2016/103 K. sayılı kararıyla, çekişmeli taşınmazlar ile dava dışı 101 ada 65 parsel sayılı taşınmazın muris ...’a ait olduğu, muris sağ iken üç erkek evladı olan davacı ... ile davalılar.... ve......’in babası ......’ e ev yeri olarak verildiği, her üç taşınmaz üzerine ev yapıldığı, taşınmazların davalılar tarafından malik sıfatıyla kullanıldığı, kadastro tespitinden önce Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde yazılı zilyetlikle iktisap şartlarının davalılar lehine oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı temyiz dilekçesinde özetle, mülkiyeti babasına ait arsa üzerine babasının sağlığında davalılar ile birlikte kazandığı paralar ile üç parça ev yaptıklarını, davalıların evleri ve arsalarının kadastro sırasında ayrı ayrı yazıldığını, müşterek yapılan evlerin tapusunu herkesin aldığını ancak kendisine ait olan evin ise tüm mirasçılar adına hisseli olarak yazıldığını, bu durumu kabul etmediğini, kendi tanıklarının beyanlarını kabul ettiğini, davalı tarafın tanık beyanlarını ise kabul etmediğini, murisinin sağlık sorunu olmadığını şayet sağlık sorunu olsa idi rapor olması gerektiğini belirterek ve resen tespit edilecek sair sebeplerle ret kararının hükmen bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastrodan önceki hukuki nedenlere dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Kadastro sonucu .... ilçesi, ...... köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 64 parsel sayılı 380.52 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle .... ... adına, yine aynı kadastro çalışma alanında bulunan 137 ada 6 parsel sayılı 1.037,80 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
Dava dışı 101 ada 65 parsel sayılı 445.42 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davacı ... adına tespit edilmiş iken açılan dava sonucu hükmen ... mirasçıları adlarına miras payları oranında tapuya kayıt ve tescil edilmiştir.
3.2. İlgili Hukuk
Bilindiği üzere; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde;, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. "
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15. maddesinde; "Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise on dördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur.” hükümleri düzenlenmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 763'üncü maddesine göre; taşınır mülkiyetinin nakli için zilyetliğin devri gerekir.
Tapu siciline kayıtlı olmayan taşınmazlarda, zilyetlik mülkiyetin karinesidir. Zilyetliğin konusu taşınır, taşınmaz mallar ve haklardır. Taşınmaz mal tapulu olabileceği gibi, tapusuz da olabilir. Tapusuz taşınmazlarda zilyetliğin ayrı bir önemi ve işlevi bulunmaktadır. Tapuda kayıtlı taşınmazlarda tapu sicili mülkiyete karine teşkil ettiği halde tapusuz taşınmazlarda zilyetlik mülkiyetin karinesidir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 15.02.2012 gün, 2011/20-714 Esas, 2012/78 Karar)
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre (IV/3) numaralı paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 51.50 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/10/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.