Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5386 E. 2022/8085 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın mal kaçırma kastıyla yaptığı satış işlemlerinin muvazaalı olup olmadığı, tapu iptali ve tescil ile tazminat taleplerinin akıbeti.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, Yargıtay’ın bozma ilamına uygun olarak davacıların tazminat taleplerini kabulüne ve tapu iptali ve tescil talebi bozmaya konu edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına dair kararı, usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında Kocaeli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil, tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece; Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen karara, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; tapu iptali ve tescil talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, tazminat talebinin ise kabulüne ilişkin karar, yasal süre içerisinde bir kısım davalılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 29/11/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden bir kısım davalılar vekili ..... geldi. Davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacılar vekili ve diğerleri gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakan dedeleri ...'ın kız torunlarını mirastan mahrum bırakmak amacıyla maliki olduğu 123 ada 328, 353, 356, 141 ve 173 ile 103 ada 94 ve 133 ada 1 parsel sayılı taşınmazlarını satış göstermek suretiyle davalılara devrettiğini, 328 sayılı parselin halen davalılar adına kayıtlı olduğunu, diğer parsellerin ise üçüncü kişilere temlik edildiğini ileri sürerek, dava konusu 328 no.lu parselin tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tesciline, diğer taşınmazlar yönünden ise şimdilik 5.000,00 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı ..., taşınmazın bedelinin kendisi ve diğer davalıların murisi ... tarafından fazlasıyla ödendiğini, davalılar ....ve ..., devirlerde muvazaa yapılmadığını, bedelin ödendiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 12.11.2019 tarihli ve 2017/485 E., 2019/403 K. sayılı kararıyla; davaya konu taşınmazların mirasbırakan tarafından devredilmesinin muvazaalı olduğunun tam ve net olarak ispatlanamadığı, ayrıca davaya konu taşınmazların devir tarihleri, muris ...'ın ölüm tarihi, davanın murisin ölümünden yaklaşık 25-26 yıl sonra açılmış olması gibi nedenlerle davacıların eldeki davayı açmalarının 4721 sayılı TMK'nın 2. maddesi anlamında hakkın kötüye kullanılması olarak da değerlendirilmesi gerektiği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve bir kısım davalılar (... ve ...) vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

2.1.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; muris muvazaası hukuki nedenine dayalı davalarda zamanaşımının söz konusu olmadığını, işlemin muvazaalı olması durumunda üzerinden belli bir zaman geçmesi halinde geçerli hale gelmeyeceğini ve herhangi bir süreye bağlı olmaksızın her zaman dava açılabileceğini, bu iddianın ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmadığını, yargılama sırasında dinlenen tanıklarının murisin mal satmaya ihtiyacı olmadığını, devirler sonrasında murisin davalılardan herhangi bir para almadığını, davalıların bu yeri almaya yetecek ekonomik güçleri olmadığını beyan ettiklerini, davalı tanıklarının ise olayı hiç bilmediklerini, murisin son zamanlarında bakımı ile kızı ...’nin ilgilendiğini, toplanan deliller itibariyle iddialarını ispatlamalarına rağmen davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.2.Bir kısım davalılar (... ve ...) vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava değerinin toplam 1.252.151,67 TL olduğunu, peşin harcın da buna göre yatırıldığını, maddi hataya düşülerek sadece tapu iptali istenen taşınmaz üzerinden vekalet ücreti hesaplandığını bildirerek, vekalet ücreti yönünden kararın düzeltilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 25.09.2020 tarihli ve 2020/690 E., 2020/724 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın .... adlı tek çocuğunun bulunduğu, onun ise 6 kız 3 erkek olmak üzere 9 çocuğunun olduğu, mirasbırakanın dava konusu taşınmazları sadece erkek torunları ve erkek torunun eşine tapuda satış göstermek suretiyle temlik ettiği, bu durumda erkek torunların kayırıldığı, kız torunlarından mal kaçırmak kastıyla hareket ettiği, muvazaayı ileri sürmenin bir süreye bağlı olmadığı, bir kısım tanıkların da muvazaayı doğruladığı, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçeleri ile davalıların istinaf başvurusunun reddine, davacıların istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm tesisi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 12.01.2022 tarihli ve 2020/3760 E., 2022/172 K. sayılı kararıyla; ''... Somut olayda, tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller itibariyle, murisin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak çekişme konusu taşınmazlarını davalılara temlik ettiği anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmesinde kural olarak isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalıların işin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.

Ancak, davalılar tarafından üçüncü kişilere devredilen ve bu nedenle tazminat talebinde bulunulan taşınmazlar yönünden, davacılar ile davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan her bir davacının lehine hükmedilen bedel miktarının açıkça belirtilmesi ve hangi davalının hangi miktar ve oranda sorumlu tutulacağının gösterilmesi gerektiği hususlarının göz ardı edilmesi doğru olmadığı gibi, yargılama giderlerinden de davalıların payları oranında sorumlu olacakları hususunun gözetilmemesi ve gerek hükmedilen tazminat miktarının gerekse de yargılama giderlerinin müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesi doğru değildir.

Hal böyle olunca, 6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesi gereğince hüküm kurulması, hangi davalının hangi miktarda tazminat bedelinden ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulacağının belirtilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.'' gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.

3. Bölge Adliye Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin 24.05.2022 tarihli ve 2022/400 E., 2022/767 K. sayılı kararıyla; Yargıtay kararında belirtildiği üzere davalılar tarafından üçüncü kişilere devredilen ve bu nedenle tazminat talebinde bulunulan taşınmazlar yönünden, davacılar ile davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, her bir davacının lehine hükmedilen bedel miktarının açıkça belirtilmesi suretiyle tazminat talebinin kabulüne, tapu iptali ve tescil davası bozmaya konu edilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Bölge Adliye Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılar (....,...,ve .....) vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalılar (...,... ve ....) vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozmadan önce davacılar lehine 76.625,31 TL vekalet ücretine, bozmadan sonra ise davacılar lehine bu kez 174.777,00 TL vekalet ücretine hükmedildiğini, bu yönüyle kararın aleyhe bozma yasağı ve usuli kazanılmış hak ilkelerine aykırı olup önceki karara göre 76.625,31 TL vekalet ücretinin davalılara bölünmesi suretiyle hüküm kurulması gerektiğini, teselsül iddia edilerek 955.989,89 TL alacağın tüm davalılardan talep edilmiş olması karşısında davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin yasa ve usule aykırı olduğunu, yeni ve sağlıklı bir rapor temini ve bunun üzerinden sonuca gidilmesi yönündeki itirazlarının dikkate alınmadığını, banka genel merkezine yazı yazılarak araştırma yapılmasına dair talebin de değerlendirilmediğini, bozmadan sonraki taleplerinin neden değerlendirilmediğine ilişkin gerekçeli kararda herhangi bir belirtme olmayıp kararın bu yönüyle de gerekçeden yoksun kaldığını, bozmadan önceki kararın davalılardan ... yönünden kesinleştiği kanaatinde olduklarını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile tazminat istemlerine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

6.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde oluşuna, (V/2.) nolu bentte yer verilen hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılmasına, (V/3.) nolu bentte yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davalıların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi hükmünün ONANMASINA, temyiz edilen davacılar vekili duruşmaya katılmadığından lehine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda yazılı 38.700,00 TL bakiye onama harcının hükmü temyiz eden davalılardan alınmasına, 12/12/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.