"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ERZURUM BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : VAN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu taşınmazın 50 yılı aşkın süredir davacının zilyetliğinde bulunduğunu, davacının , zilyetlik süresi dikkate alınarak, taşınmazın kendisine öncelikli satışı konusunda milli emlak müdürlüğüne başvuruda bulunduğunu, davacıya verilen ilk cevabın olumlu olduğunu, bu cevaba rağmen bu zamana kadar herhangi bir işlem yapılmadığını, rayiç bedeller tespit edilerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının satış yolu ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davanın süresinde açılmadığını, dava konusu taşınmazın değerinin düşük gösterildiğini, kadastro sırasında tespit harici bırakıldığını ve Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, taşınmaz üzerinde davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluşup oluşmadığı hususunun araştırılması gerektiğini, Hazine yasal hasım olduğundan aleyhine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini belirterek, davanın reddini ve taşınmazın Hazine adına tescilini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, dava konusu taşınmaz üzerinde davacının atasından gelme zilyetliği bulunduğunu, davacının dava konusu taşınmazın kadastro sırasında kendi adına tespit edilmediğinden haberdar olmadığını, taşınmazı satın almak üzere Milli Emlak Müdürlüğü’ne başvuruda bulunduğunu, hak düşürücü sürenin öğrendiği tarih olarak dikkate alınması gerektiğini belirtmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu 346 parsel yönünden kadastrodan önceki sebeplere dayanarak 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açıldığı belirlenerek davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; aşamalardaki ve istinaf dilekçesindeki iddialarını yineleyip dava konusu parsellerin davacıya ait olduğununu kanıtlayan iki adet yapı kayıt belgesi dosyaya ibraz edilmesine rağmen Yerel Mahkemece ve İstinaf aşamasında bu hususun değerlendirilmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi şu şekildedir:
“Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyeüiğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi şu şekildedir:
“Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazlan yerinde görülmemiştir.
2. Davanın kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu ve davada 3402 sayılı Yasa'nın 12. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, davacı vekili dava dilekçesinde ve yargılama sırasındaki beyanlarında dava konusu taşınmazı Hazine’den satın almak istediğini, kendisine olumlu yanıt verilmesine rağmen ihalesinin yapılmadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın satış yoluyla adına tescilini talep etmiştir. Adli hukuk yargılamasında idareyi idari işlem yapmaya zorlayacak kararlar verilmesi mümkün değildir. Talebin bu gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekirken 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi gereğince ret kararı verilmesi doğru değil ise de sonucu itibarıyla doğru bulunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesi değiştirilerek ve düzeltilerek onanması, 6100 sayılı Kanun’un 370. maddesinin dördüncü fıkrası hükmü gereğidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesine yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile sonucu itibarıyla doğru olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesi değiştirilerek ve DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.12.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.