"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/473 E., 2021/760 K.
HÜKÜM : Asıl ve Birleştirilen Dava Ret
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, asıl davada davacılar vekili, birleştirilen davada davacı vekili, asli müdahale talebinde bulunan ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Asıl davada davacı ... ..., dava konusu 304 ada 13 ve 305 ada 8 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakan annesi ...'den kaldığını, ancak kadastro çalışmaları sırasında davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, davalıların taşınmazlarda hakkı bulunmadığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, ölümü üzerine mirasçıları davaya devam etmişler, bilahare kök mirasbırakana ait olan taşınmazların taksim neticesinde ... ...'e kaldığını, taşınmazların tamamının dava konusu olduğunu bildirmişlerdir.
2. Birleştirilen davada davacı, dava konusu 297 ada 19; 300 ada 48; 304 ada 13, 170, 171, 190, 196; 305 ada 8 ve 30; 308 ada 47, 49, 85 ve 90 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakan babalarından intikal etmesi gerektiği halde davalıların hile ile kendi adlarına yazdırdıklarını, babalarının ölümü üzerine de mirası reddettiklerini, işlemlerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, muvazaalı işlemlerin iptali ile davalılar mirası reddettiklerinden, tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, bozma kararı üzerine, miras payı oranında iptal-tescil isteğinde bulunduğunu bildirmiştir.
3. Asli müdahale talebinde bulunan ..., asıl davada dava konusu taşınmazların mirasbırakan ...'den kaldığını ve kendisinin de miras hakkı bulunduğunu ileri sürerek, asli müdahil olarak davaya katılma talebinde bulunmuş, miras payı oranında tapu iptal-tescile karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
1. Mahkemece; her iki davada da davacılar tarafından adlarına tescil talep edildiği, asıl davada bir kısım, birleştirilen davada tüm davalıların mirası reddetmekle tereke dışı üçüncü kişi sıfatını haiz oldukları, tereke dışı davalılara karşı ancak tereke adına dava açılarak tereke adına tescil talep edilebileceği gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 03.05.2019 tarihli ve 2016/10102 Esas, 2019/3331 Karar sayılı kararıyla; davacılar ... ile ...'ün dava dilekçelerindeki çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptaliyle "adlarına" tesciline dair ifadeden miras paylarının mı yoksa taşınmazların tamamının mı adlarına tescilini istediklerinin anlaşılamadığından bahsedilerek, öncelikle davacılara mirasbırakanlarından intikal edecek miras payını mı yoksa taşınmazların tamamının mı adlarına tescilini talep ettiklerinin sorulması, tamamının adlarına tescilini talep ediyorlarsa dayandıkları hukuki sebebin (satış, bağış ya da taksim gibi) açıklattırılması, miras paylarını talep ediyorlarsa davacı ...'ün aktif dava ehliyetinin bulunmadığı, davacı ...'ün ise 297 ada 19, 304 ada 13, 171 ve 196, 305 ada 8, 308 ada 47, 90, 85, 300 ada 48 sayılı parsellerde ...'den intikal eden miras payının zaten adına tescil edildiğinin dikkate alınması, çekişmeli diğer 305 ada 30, 304 ada 170 ve 190, 308 ada 49 parsel sayılı taşınmazlarda ...'in terekesi borca batık olduğu gerekçesiyle diğer mirasçıların mirası hükmen reddetmiş olmalarının davanın mirasçılar arasında miras payına yönelik olduğu niteliğini değiştirmeyeceğinin göz önüne alınması, davacıların geçerli bir hukuki sebebe dayalı olarak taşınmazların tamamının adlarına tescilini talep etmeleri halinde işin esası hakkında araştırma ve inceleme yapılarak hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
3. Mahkemenin 17.11.2021 tarihli ve 2019/473 Esas, 2021/760 Karar sayılı kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, asıl davada davacı tarafın dava konusu taşınmazların, kök mirasbırakan ...'den intikal ettiğini, taksim sonucunda mirasbırakanları ...'e bırakıldığını, davalıların hak sahibi olmadıklarını beyan ettikleri, mahalli bilirkişi ve tanıkların taksim hususunu ve bu taşınmazların kök mirasbırakan ...'den intikal ettiğini doğruladığı, ancak taksim sonucunda dava konusu taşınmazların davalılar mirasbırakanı ...'e bırakıldığı, taksimden sonra taşınmazların ...'in mirasçıları tarafından kullanıldığı, yine bu taksim neticesinde ...'e de başkaca taşınmaz kaldığını beyan ettikleri, dava konusu taşınmazların taksim sonucu ...'e de bırakılmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine; asıl davaya katılma talebinde bulunan ...'in talebinin, asıl davada davacının talebi ile çatıştığı ve katılma talep tarihi itibariyle 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle (bozmadan sonraki yargılama sırasında) müdahale talebinin reddine; birleştirilen dava yönünden ise, mirasbırakan ...'in güncel veraset ilamına göre taşınmazların 2/8 payının davacı adına, 2/8 payının ise dava dışı ... adına tescilinin talep edildiği, ... tarafından usulüne uygun açılan dava bulunmadığından, bu talebin dikkate alınmadığı, davalı tanıklarının, ...'in sağlığında taşınmazlarını çocuklarına hibe ettiğini ve zilyetliğini devrettiğini söyledikleri, taşınmazların mirasbırakan ... tarafından davacı ve davalı çocuklarına bağışlandığı ve taşınmazların ... terekesine ait olmadığı gerekçesiyle birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacılar vekili, birleştirilen davada davacı vekili, asli müdahale talebinde bulunan ... tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Asıl davada davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, gerekçesiz olduğunu, gerekçe olarak dayanılan hususlar ile dosya gerçeklerinin örtüşmediğini, mahalli bilirkişi ve tanıkların yetersiz bilgisine, çelişkili beyanlarına itibar edildiğini, mirasçılık belgesinin dikkate alınmadığını, kararda dayanılan hususların doğru olmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini, keşfin eksik ve raporların yetersiz olduğunu, hatalı değerlendirme yapıldığını, taşınmazların zilyetliği, kullanımı, evveliyatı üzerinde hiçbir şekilde durulmadığını, mahalli bilirkişi ve tanıkların beyanlarındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulduğunu, yargılama gideri, harç ve vekâlet ücretinin de hatalı olarak hesaplandığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Birleştirilen davada davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, ... ...'ün sağlığında taşınmazları çocuklarına hibe ettiği kanaatine varılsa bile bu işlemin muvazaalı olduğunu, ... ...'ün öldüğü tarihte taşınmazların maliki olduğunu, bu nedenle taşınmazların terekesine ait olduğunu ve davalı tarafların da mirası reddetmeleri sebebiyle taşınmazların mirası reddetmeyen diğer mirasçılar arasında paylaşımının yapılması gerektiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
3. Asli müdahale talebinde bulunan ... temyiz dilekçesinde özetle; talebinin reddedildiğini ve beyanda bulunma hakkının kısıtlandığını, dava konusu taşınmazların kök mirasbırakandan geldiğinin sabit olduğunu, hibe, taksim gibi iddiaların tanıkla ispat edilemediğini bildirerek mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi ve sonrası nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; asıl davada davacı ...,... ve ...'ün çocukları olduğu, mirasbırakanı ...'nin 1987 yılında öldüğü, davacı dışında ... ve... adlı çocukları bulunduğu, asli müdahale talebinde bulunan ve talebi reddedilen ...'in ise...'nin oğlu olduğu, asıl davada dava konusu 304 ada 13 parsel ve 305 ada 8 parsel sayılı taşınmazların irsen intikal(ler), bağış(lar), kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar ... (birleştirilen davada davacı), ..., ..., ..., ..., ... ve... adlarına tespit edildiği ve kadastro tespitlerinin 2006 ve 2007 yıllarında kesinleşmesi ile adı geçenler adına tescil edildiği; mirasbırakan ...'ün 24.06.1951 yılında öldüğü, nüfus kayıtlarına göre ...'in (davalıların mirasbırakanı) ...'ün ...'den olma oğlu olduğu, ...'in ise 03.11.2006 tarihinde ölümü üzerine ...'den olma çocukları birleştirilen davada davacı oğlu ... ile dava dışı kızı ...'in; davalılar olan eşi ..., ...'den olma çocukları ..., ..., ..., ... ve...'nın mirasçıları olarak kaldığı, davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve...'nın mirası reddettikleri, Küçükçekmece 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/1242 Esas, 2014/1411 Karar sayılı veraset ilamında ... ve ... mirası reddetmiş iseler de, paylarının ...'in çocukları ... ve ..., ...'in çocuğu ...'a geçeceğinden bahsedilerek, ...'in mirasçılarının, mirası reddetmeyen çocukları birleştirilen davada davacı oğlu ... ile dava dışı kızı ..., (torunları) ... ve ... olarak belirlendiği, birleştirilen davada dava konusu 297 ada 19; 300 ada 48; 304 ada 13, 170, 171, 190, 196; 305 ada 8 ve 30; 308 ada 47, 49, 85 ve 90 parsel sayılı taşınmazların irsen intikal(ler), taksim, bağış(lar), miras yoluyla gelen hak ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenleriyle, 304 ada 13, 171, 196, 305 ada 8, 308 ada 47, 85, 90, 300 ada 48 ve 297 ada 19 parsel sayılı taşınmazların ... mirasçıları olan birleştirilen davada davacı ... ile dava dışı ..., davalılar ..., ..., ..., ... ve... adlarına; 304 ada 190, 305 ada 30 ve 308 ada 49 parsellerin ..., ...,... ve ... mirasçıları ... vd adlarına; 304 ada 170 parsel sayılı taşınmazın ise ... adına tespit ve tescil edildiği, 304 ada 190, 305 ada 30, 308 ada 49 parsellerdeki ... adına kayıtlı paylar ile 304 ada 170 parsel sayılı taşınmazın 16.04.2007 tarihinde birleştirilen davada davacı ... ile dava dışı ..., davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve...'ya intikal ettiği kayden sabittir.
2. Hemen belirtmek gerekir ki; temyizen incelenen Mahkeme kararının asıl dava yönünden ve birleştirilen davada dava konusu 304 ada 13, 171, 196, 305 ada 8, 308 ada 47, 85, 90, 300 ada 48 ve 297 ada 19 parsel sayılı taşınmazlar yönünden bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz edenlerin asıl dava yönünden ve birleştirilen davada dava konusu 304 ada 13, 171, 196, 305 ada 8, 308 ada 47, 85, 90, 300 ada 48 ve 297 ada 19 parsel sayılı taşınmazlar yönünden temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler yerinde görülmemiştir.
3. Birleştirilen davada dava konusu 304 ada 170 ve 190, 305 ada 30, 308 ada 49 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin temyiz itirazlarına gelince; dosya içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, kadastro öncesi neden yanında kadastro sonrası nedene de dayanıldığı, mirasbırakan ... mirasçılarından ...,...,...ve...'nın mirası reddettikleri, ancak anılan taşınmazların (taşınmazlardaki ... adına kayıtlı payların) ... mirasçılarıymış gibi ...,... ve...'ya da intikal ettiği, ...'in mirasçıları olmadıkları halde yapılan intikalen devrin hukuki dayanaktan yoksun olduğu, adı geçen kişiler adına olan tescilin yolsuz hale geldiği sonucuna varılmaktadır.
4. Hal böyle olunca; birleştirilen davada dava konusu 304 ada 170 ve 190, 305 ada 30, 308 ada 49 parsel sayılı taşınmazlar (taşınmazlardaki ... adına kayıtlı paylar) yönünden, mirasçılar ... ve ... mirası reddetmiş iseler de, anılan kişilerin altsoyları bulunduğu da gözetilmek suretiyle, mirası diğer reddeden ..., ..., ... ve...'ya mirasbırakanları ...'den yolsuz olarak intikal eden payların, davacının miras payı (2/8) oranında iptali ile yine aynı oranda birleştirilen davada davacı ... adına tesciline karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Birleştirilen davada davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının, diğer temyiz edenlerin tüm temyiz itirazlarının reddine,
2. Birleştirilen davada davacı vekilinin değinilen yönden ve 304 ada 170, 190; 305 ada 30; 308 ada 49 parsel sayılı taşınmazlar yönünden yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harçlarının istek hâlinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
21.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.