Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5523 E. 2023/3985 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vakıf taşınmazının mutasarrıflarının gaipliği nedeniyle taşınmazın vakfa intikali ve kamulaştırmasız el atma bedeli üzerinden açılan davanın bedele dönüştürülmesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin bozma kararına uygun hüküm kurduğu, davacının daha önce temyiz etmediği hususları sonradan temyiz edemeyeceği ve kararda hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil - bedel davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, 1526 ada 7 (eski 855 ada 2) parsel sayılı taşınmazın... Vakfından olup, taşınmazın malikleri ...ve ...’ın gaip olduklarından 1998 yılında davalının kayyım tayin edildiğini, 10 yıllık kayyımla idare süresinin dolduğunu, yerin mahlulen vakfına intikal ettiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile mutasarrıflarının gaipliğine ve taşınmazın... Vakfı adına tesciline karar verilmesini istemiş, daha sonra 03.04.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı idare, çekişme konusu taşınmazla ilgili olarak görülen kamulaştırmasız elatma nedeniyle tazminat davasında verilen kararın kesinleştiğini bildirip, isteklerini kayıt maliklerinin gaipliğine karar verilmek suretiyle bedele dönüştürmüştür.

II. CEVAP

Davalı, kadastro tespitinden itibaren zaman aşımı süresinde davanın açılmadığını, 10 yıllık kayyımla idare süresi dolduğundan dava konusu taşınmazın Hazine adına tescili gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 28.12.2010 tarihli ve 2009/469 Esas, 2010/457 Karar sayılı kararı ile çekişme konusu taşınmazın aslının vakıf olup mutasarrıfları gaip olduğundan 1999 yılından beri kayyumla idare edildiği, yerin vakfına intikal ettiği, ... Medeni Kanunu'nun 588. maddesi gereğince kayıt maliklerinin gaipliğine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. İlk Bozma Kararı

Dairenin 28.04.2011 tarihli ve 2011/4029 Esas, 2011/5106 Karar sayılı kararıyla; "...Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 1526 ada 7 parsel sayılı taşınmazın malikleri ...ve ... davalının kayyım tayin edildiğinin 12.01.1999 tarihinde tapu kaydına şerh düşüldüğü, yine yerin tapu kaydında... Vakfından olduğu şerhinin de bulunduğu anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, 5737 sayılı Yasa'nın 17. maddesi hükmü uyarınca mutasarrıfların gaip olduklarının kanıtlanması durumunda taşınmazın aslına (vakfına) döneceği açıktır. Ne var ki, taşınmazın kayıt maliki kişilerin gaip olup olmadıkları yönünden Mahkemece bir araştırma yapılmadığı gibi, ... Medeni Kanunu'nun 588. maddesi gereğince gaipler hakkında en az iki kez usulüne uygun ilan yapılacağı öngörüldüğü halde bu hususun da gözetilmemiş olması doğru değildir. Hal böyle olunca, dava konusu taşınmazların mutasarrıflarının gaip olup olmadıkları bakımından gerekli araştırma ve soruşturmanın yapılması, nüfus kayıtlarının ve kayyımlık dosyasının temini, zabıta araştırması ile usuli dairesinde gerekli ilanların yapılması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

C. Mahkemece İlk Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 28.01.2014 tarihli ve 2013/347 Esas, 2014/34 Karar sayılı kararı ile davanın kabulü ile 178.750,00 TL'nin 05.08.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

D. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

E. İkinci Bozma Kararı

Dairenin 15.05.2014 tarihli ve 2014/5968 Esas, 2014/995 Karar sayılı kararıyla; " ...Bilindiği üzere; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda mahkeme yönünden o kararda gösterilen şekilde inceleme araştırma yapılarak yine bozma ilamında açıklanan hukuki esaslar çerçevesinde hüküm kurma yükümlülüğü doğar. Bu hukuki aşama usuli kazanılmış hak olarak adlandırılır. Somut olayda Mahkemece, bozma kararına uyulduğu ve davanın kabulüne karar verildiği halde gaiplik isteği hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. 6100 sayılı HMK'nın 297/2. maddesi uyarınca hüküm kısmında isteklerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmeleri zorunludur. Hal böyle olunca; Mahkemece gaiplik isteği konusunda değerlendirme yapılarak yukarda açıklanan ilkeler doğrultusunda hüküm oluşturulmak üzere karar bozulmalıdır. Kabule göre de, 3561 sayılı Yasa uyarınca atanan kayyımın yasal hasım konumunda olduğu gözetilmeden yargılama giderleri ve bu giderlerden sayılan vekalet ücretinden sorumlu tutulmuş olması da doğru değildir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

F. Karar Düzeltme

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

G. Karar Düzeltme Talebi Üzerine Dairece Verilen Karar

Dairenin 17.03.2015 tarihli ve 2014/17546 Esas, 2015/3670 Karar sayılı kararıyla; " ...Mahkemece, tazminat isteğinin kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece 15.05.2014 tarihli ve 2014/ 5968 - 9959 sayılı kararla “ ... davanın kabulüne karar verildiği halde, gaiplik talebi hakkında olumlu veya olumsuz karar verimediği ... “hususuna değinilerek bozulmuş, taraflar karar düzeltme isteğinde bulunmuşlardır. Hemen belirtilmelidir ki; davalı vekilinin karar düzeltme dilekçesinde yazılı nedenler HUMK'un 440.maddesinde gösterilen dört halden hiçbirine uymamaktadır. Bu nedenle, 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3.maddesi yollamasıyla davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin REDDİNE, davacı vekilinin karar düzeltme isteği yönünden yapılan incelemede; anılan bozma kararında da belirtildiği üzere, talep edildiği halde gaiplik isteği yönünden bir karar verilmediği gibi yasal hasım konumunda olan kayyım yargılama giderleri ve bu giderlerden sayılan vekalet ücretinden sorumlu tutulduğu görülmektedir. Öte yandan, çekişme konusu taşınmaza kamulaştırmasız elatma nedeniyle davalı Kayyıma ödenen toplam bedelin ferileriyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir.” gerekçesi ilave edilerek karar bozulmuştur.

H. Mahkemece Bozma Kararlarına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 25.06.2015 tarihli ve 2015/146 Esas - 2015/239 Karar sayılı kararı ile TMK.nın 588 maddesi gereğince 1526 ada 7 parsel sayılı taşınmazda malikler ...ve Yarvant'ın gaipliğine, davacının davalı kayyım aleyhine açtığı davanın kabulü ile 284.878,51 TL'nin 05/08/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı kayyımdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

I. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

İ. Üçüncü Bozma Kararı

Dairenin 17.12.2015 tarihli ve 2015/13037 Esas, 2015/14784 Karar sayılı kararıyla; " ...Bilindiği ve bozma kararında değinildiği üzere; 5737 sayılı Yasa'nın 17. maddesinde “Tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk veya mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakfı adına tescil edilir.” hükmüne yer verilmiş olup, anılan yasal düzenleme uyarınca taşınmazın vakfı adına tesciline karar verilebilmesi için ya da bedelinin vakıflar idaresine ödenmesi için kayıt maliklerinin gaip olup olmadıkları, mirasçı bırakmadan ölüp ölmediklerinin saptanması gerektiği kuşkusuzdur. Öte yandan bozma kararına uyulmakla, taraflar yararına usuli kazanılmış haklar doğar ve mahkemece bozma ilamı çerçevesinde araştırma ve inceleme yapmak, usuli kazanılmış hakkın bir sonucudur. Somut olaya gelince, Dairenin 28.04.2011 tarihli ve 2011/4029-5106 Esas-Karar sayılı bozma kararının araştırma eksikliğine, sonraki bozma kararının ise usule ilişkin olduğu, ilk bozma kararına uyulmakla, bozma kararı çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılması gerektiği, ne var ki bozma kararına uyulmakla birlikte bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği, kayıt maliklerinin gaip olup olmadıkları, mirasçı bırakmadan ölüp ölmedikleri konusunda hükme yeterli araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca, dava konusu 1526 ada 7 (eski 855 ada 29) parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitine esas 12.12.327 tarihli ve 38 sıra sayılı tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile kayıt maliklerinin kimlik bilgilerinin tespitine yarar tüm belgelerin ve özellikle kadastro tutanağında atıf yapılan ... 9.Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.09.1943 tarihli ve 1943/674 sayılı veraset ilamının temini ile bu belgelerdeki verilerden yararlanmak suretiyle nüfus kayıtlarının temini bakımından Nüfus Müdürlüğünden araştırma yapılması, adı geçenlerin mirasçı bırakmadan ölüp ölmedikleri ya da gaip olup olmadıklarının açıklığa kavuşturulması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken anılan hususların gözardı edilmiş olması doğru değildir. Kabule göre de, taşınmazın kamulaştırılması nedeniyle kayyuma ödenen bedel olan 178.750.TL'nin ferileriyle birlikte tahsiline karar verilmesi gerekirken, bunun dışındaki bedelleri de kapsayacak şekilde hüküm kurulmuş olması ve davalı kayyımın yasal hasım olması nedeniyle karar ve ilam harcının davacıdan tahsili gerekirken davalı kayyımın harçtan muaf olduğu gerekçesiyle harç alınmasına yer olmadığına karar verilmesi de isabetsizdir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

J. Mahkemece Üçüncü Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 22.12.2021 tarihli ve 2016/409 Esas - 2021/485 Karar sayılı kararı ile davanın kabulü ile dava konusu 1526 ada 7 parsel sayılı taşınmazda malikler ...ve Yarvant'ın gaipliğine, tamamının mahlulen ilgili "Sultan Orhan Vakfına" geçtiğinin tespiti ile vakıf hakkı bedele dönüştüğünden taşınmazın kamulaştırma bedeli olan 178.750,00 TL'nin işlemiş faiz ve ferileriyle birlikte davalı kayyım hesabından alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

K. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

L. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, Mahkeme tarafından, gerekçeli kararın “Değerlendirme ve Gerekçe” kısmının son paragrafında …davanın bedele dönüştüğü, davalı kayyım tarafından tahsil edilen 178.750,00 TL'nin davacıya ödeme tarihi olan 05/08/2011 tarihinden işleyecek yasal faizi ve ferileriyle birlikte ödenmesi gerektiğinden davanın kabulüne karar vermek gerektiğinden aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiş bulunmaktadır.” denildiğini, ancak “Hüküm” kısmında kamulaştırma bedeli olan 178.750,00 TL’nin hangi tarihten itibaren işlemiş faiz ve fer’ileriyle birlikte davalı kayyım hesabından alınarak davacıya verilmesi gerektiği hususuna yer verilmediğini, taşınmaz mutasarrıfının gaiplik ilanlarının yapıldığını ve taşınmazın mahlulen vakfına intikal ettiğini, mahluliyet anında vakfına intikal eden taşınmazın kamulaştırmasız el atma bedelinin tüm fer’ileriyle birlikte müvekkili idareye ödenmesi gerektiğini, ayrıca davalı kayyımın yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

I. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 5737 sayılı Yasa'nın 17.maddesine dayalı gaiplik ve tapunun iptali ile vakfı adına tescili isteğine ilişkin olup, yargılama sırasında tapu iptali ve tescil talebi tazminata dönüştürülmüştür.

2. İlgili Hukuk

5737 sayılı Vakıflar Kanunu′nun 17. maddesi; ″Tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk veya mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakfı adına tescil edilir.″ düzenlemesi yer almaktadır.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozma kararına uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararına uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla ve özellikle Mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen bir önceki 2015/146 E., 2015/239 K. sayılı kararda davalının yasal hasım olarak kabul edildiği ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verildiği, bu kararın sadece davalı tarafından temyiz edildiği, davacının bu hususları o tarihte temyize getirmediği, dolayısıyla temyizen incelenen son kararda da bu hususları temyiz edemeyeceği gözetilerek davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

05.07.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.