"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın bedel isteği yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalı ... vekili tarafından adli yardım istekli istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı ... vekili tarafından adli yardım istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, 8483 ada 7 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, boşanma aşamasında olduğu davalılardan ...’in komşu parseller ile ilgili bir takım problemler olduğunu, bu nedenle dava açmaları gerektiğini söylemesi üzerine ... 16.Noterliğinin 28.05.2012 tarihli ve 16618 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile davalılardan ...’ı vekil tayin ettiğini, ... 1.Aile Mahkemesinin 2015/109 E. sayılı dava dosyası ile 10.09.2013 tarihinde boşanma davası açtığını, davayı açtıktan kısa süre sonra daha önce vekil tayin ettiği davalı ... tarafından dava konusu 8483 ada 7 parsel sayılı taşınmazın öncelikle ara malik dava dışı ...’e, ondan da diğer davalı ...’a satış suretiyle devredildiğini, tarafların el ve ... birliği içerisinde hareket ettiklerini, daha öncesinden birbirlerini tanıdıklarını, satış işlemlerinin göstermelik olduğunu, kendisine bir bedel ödenmediğini, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını ileri sürerek, öncelikle dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline, aksi halde taşınmaz bedelinin davalı ...’dan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ..., dava konusu taşınmazın davacı ile evlenmeden önce adına kayıtlı olan ... ili, ... ilçesi ... yer alan taşınmazının satışından elde edilen para ile alındığını, dava konusu taşınmazda davacının pay sahibi olduğunu, ortaklığın giderilmesi davası açılması üzerine ... 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/1103 E. sayılı dava dosyası sonucunda ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verildiğini, davacının ihale sonucu taşınmazın tamamına malik olduğunu, davacının ev hanımı olduğunu ve gelirinin bulunmadığını, ihale bedelini arkadaşı ...’den borç alarak ödediğini, sonrasında ise borcun ödenmemesi nedeniyle davacının da bilgisi dahilinde dava konusu taşınmazın ...’e devredildiğini, iddiaların asılsız olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı ..., dava konusu taşınmazı bedelini ödemek suretiyle satın aldığını, taraflar arasındaki işlemlerden bilgi sahibi olmadığını, iyi niyetle taşınmazı iktisap eden üçüncü kişi konumunda bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
... ... 13.Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.03.2021 tarihli ve 2014/397 E., 2021/116 K. sayılı kararıyla; davalılardan ...’ın dava konusu taşınmazın satışından sonra davacıya ödeme yapmadığı gibi bu doğrultuda da herhangi bir delil ibraz etmediği, davalı vekil ...’in vekalet görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle davacının bedel isteği yönünden talebinin kabulü ile 484.263,00 TL’nin satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte tahsiline, diğer davalı ...’ın tapu kayıt maliki olmadığı gibi, kötü niyetli olduğunun da davacı tarafından usulünce ispat edilemediği gerekçesiyle, tapu iptali ve tescil talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
... ... 13.Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı ve davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı ...'in dava konusu taşınmazı satın aldığına ve bedeli ödediğine dair belge sunmadığını, davacı tarafından davalı ...’a karşı ... 1.Aile Mahkemesinin 10.09.2013 dava tarihli ve 2015/109E., 2019/1203 K. sayılı dava dosyası ile açılan boşanma davasından hemen sonra dava konusu taşınmazın devre konu edildiğini, tarafların el ve ... birliği içerisinde hareket ettiklerini, davalı ...'ın evlilik birliği içerisinde davacıdan paylı mülkiyete tabi iken dava konusu taşınmazın kamu kurum ve kuruluşlarındaki işlemlerini takip etmesi için aldığı vekaletname ile satışa konu edildiğini, satış işlemi sonrasında davalı ... tarafından davacıya yapılan bir ödemenin olmadığını, taşınmaz üzerindeki 4 katlı yapıda kiracı olarak ikamet edenlerin kiralarının davalı ... tarafından tahsil edilmeye devam
ettiğini, satış işlemlerine konu bedellerin gerçek değerin çok altında olduğunu, taşınmazı devralan diğer davalı ...’ın da iyi niyetli olmadığını, bu nedenle ilk talep olan tapu iptali ve tescile karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2.Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı ile davalı ... arasında ... 1.Aile Mahkemesinin 2015/109 E. sayılı dava dosyası ile 10.09.2013 tarihinde boşanma davası açıldığını, bu nedenle dava konusu taşınmazın evlilik birliği içerisinde edinildiğinden dolayı görevli Mahkemenin Aile Mahkemesi olduğunu, davacı ile davalı ...’in 1975 yılında evlendiklerini, dava konusu taşınmazın 1989 yılında arsa vasfı ile davalı ... tarafından bedeli ödenmek suretiyle satın alındığını, tapu kaydının ise davacı adına yapıldığını, daha sonra dava konusu taşınmaz üzerine 4 katlı yapının inşa edildiğini, davacının ev hanımı olduğu ve bir gelirinin bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte dava konusu taşınmazın evlilik birliği içerisinde edinilen mal olması nedeniyle taşınmazın satış tarihindeki değerinin tamamı üzerinden değil de yarısı üzerinden kabulüne karar verilmesi gerektiğini, taşınmaz üzerindeki 4 katlı yapının gerek inşa edilmesi sürecinde gerekse sonraki süreçlerde yapılan tadilat ve tamirat işlemlerinin davalı ... tarafından karşılandığını, evlilik birliği içerisinde çocukları olmaması nedeniyle bir çok kez tüp bebek tedavisine başvurduklarını ve yüklü miktarda ödeme yapmak zorunda kaldığını belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 2.Hukuk Dairesinin 07.06.2022 tarihli ve 2021/1826 E., 2022/1024 K. sayılı kararıyla; 2013 yılı başlarında davacı ve davalı ... arasında sorunlar yaşandığı, davacının ve davalı ... arasında 10.09.2013 tarihinde boşanma davası açıldığı, tanık anlatımları ve davalı ...'in sunduğu belge uyarınca davalı ...'in 03.10.2013 tarihinde aldığı vekaletle dava konusu taşınmazı ...'e devrettiği, ondan da taşınmazın davalı ...'a ve en son dava devam ederken ...'a devredildiği, tarafların birbirlerini tanıdıkları, davacının ...nın 125. maddesi uyarınca tapu iptali ve tescil davasını yeni malik ...'a yöneltmediği, bu yönde talebinin olmadığı, dolayısıyla tapu iptali ve tescil yönünden verilen ret kararının hukuk kurallarına uygun olduğu, davalı vekil ...'ın davacıdan vekaletnameyi dava konusu taşınmaz için açılan ortaklığın giderilmesi davası ve sonucundaki ihale işlemleri için aldığı, davacının vekaletnameyi kendi iradesi ile verdiği, davalı ...'in vekaleti hile ile aldığı yönünde bir ispatın olmadığı, ancak daha sonraki süreçte taraflar arasında boşanma davasının başlaması ile davalı vekil ... taşınmazı arkadaşı ...'e devrettiği, bedelin alındığı veya davacıya ödediğini ispat edemediği, davacının terditli olarak vekilden vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle bedel talebinin de bulunduğu, davalı vekil ... vekil eden davacıya karşı sadakat ve özen borcunu yerine getirmediği, vekil eden yararına işlemde bulunmadığı, Mahkemece davalı ... yönünden bedel isteğinin kabulüne karar verilmesinin hukuk kurallarına uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
... Bölge Adliye Mahkemesi 2.Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekili adli yardım istekli olarak temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itiraz nedenlerini yineleyerek davanın tapu iptali ve tescil isteği yönünden kabulüne karar verilmesine istemiştir.
2.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla davanın reddine karar verilmesine istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6098 s. ... Borçlar Kanunu'nda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde (818 s. Borçlar Kanunu'nun 390.) aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği ... ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür.
Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda ... ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir. (TBK'nın 504/1. maddesi). Sözleşmede vekaletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu göz ardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin son fıkrası uyarınca sorumlu olur. Bu sorumluluk BK'da daha hafif olan işçinin sorumluluğuna kıyasen belirlenirken, TBK'da benzer alanda ... ve hizmetleri üslenen basiretli bir vekilin sorumluluğu esas alınarak daha da ağırlaştırılmıştır.
Öte yandan, vekil ile sözleşme yapan kişi 4721 s. ... Medeni Kanunu'nun (TMK) 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.
Ne var ki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, TMK'nın 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (re'sen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.
2. 6100 sayılı HMK'nın 31.maddesinde; "Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir."
3.6100 sayılı HMK'nın 125.maddesinde; "Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir:
a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde dava davacı lehine sonuçlanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.
b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür.
Davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder." hükümlerine yer verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı tarafından, boşanma aşamasında olduğu ve yargılama aşamasında boşanmalarına karar verilen davalı eski eş ...’ın, ... 16. Noterliğinin 28.05.2012 tarihli ve 16618 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile dava konusu taşınmazı dilediği kişiye dilediği bedelle satması için vekil tayin edildiği, anılan vekaletname kullanılmak suretiyle taşınmazın davacıya vekaleten davalı ... tarafından 03.10.2013 tarihinde 92.000 TL bedelle dava dışı ...’e, ondan da 09.12.2013 tarihinde davalı ...’a 96.000 TL bedelle, en son yargılama sırasında 13.03.2018 tarihinde dava dışı ...’a 245.000 TL bedelle devredildiği anlaşılmaktadır.
2. Dava konusu taşınmazın yargılama sırasında dava dışı üçüncü kişi ...'a devredilmesi üzerine davacı tarafından Mahkemeye 31.05.2019 tarihinde; dava konusu taşınmazı yargılama sırasında devralan kayıt maliki ...’ın davalı ...’ın tanığı, aynı zamanda tarafların yakın aile dostu olduğu, Sadık’a yapılan devrin muvazaalı olduğu, bu nedenle ...’ı davaya dahil etme hakkını saklı tuttuğunu beyan eden dilekçe sunulmuştur.
3. Somut olaya gelince; davacı tarafından vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı olarak davalılar ... ve ... aleyhine 16.09.2014 tarihli dilekçe ile tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteği ile eldeki dava açılmış, dava konusu 8483 ada 7 parsel sayılı taşınmaz dava açıldıktan sonra davalı ... tarafından 13.03.2018 tarihinde dava dışı ...'a devredilmiştir.
4. Bilindiği üzere 6100 sayılı Kanun'un 31. maddesi uyarınca, hakim, davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu olduğu durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili görülen hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir.
5. Hal böyle olunca, yargılamaya hakim olan ilkelerden biri olan hakimin davayı aydınlatma ödevinin düzenlendiği 6100 sayılı Kanun’un 31. maddesi gereğince, davacı tarafa dayandığı maddi vakıaların açıklattırılması ve hukuki sebebinin sorulması, ayrıca HMK'nın 125. maddesi hükmü uyarınca davacı tarafa seçimlik hakkı hatırlatılarak davayı ne şekilde sürdüreceğinin sorulması ve bundan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.07.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.