"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
KARAR : Kaldırma-Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma günü olarak saptanan 06.06.2023 Salı günü için yapılan tebligatlar üzerine, temyiz eden davacılar vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalılar vekili gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, ... karara bırakıldı. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar ... ve müşterekleri vekili dava dilekçesinde; tarafların kök muris ...’ın mirasçıları olduğunu, dava konusu 212 ada 22; 314 ada 62; 325 ada 6; 326 ada 1; 327 ada 89, 95; 361 ada 39; 393 ada 3; 399 ada 39; 403 ada 42; 524 ada 52 ve 56 parsel sayılı taşınmazlar kök muris ...’dan gelmesine ve taşınmazlarda müvekkillerinin de miras payı bulunmasına rağmen kadastro çalışmaları sırasında taşınmazların hatalı şekilde davalıların adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kaydının müvekkillerinin miras payı oranında iptali ile müvekkilleri adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ... ve müşterekleri vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazlarda davacıların hakkının bulunmadığını, kaldı ki dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, bununla birlikte davacılar tarafından, dava konusu taşınmazların tarafların kök murisi ...’dan geldiği ileri sürülerek eldeki davanın açıldığı, dava konusu taşınmazların tapu kayıt maliki olan ... Yörük’ün bekar ve çocuksuz olarak vefat ettiği, ...’den davacı tarafa gelen miras payı 3/4 oranında iken, tarafların kök murisi ...’dan davacı tarafa gelen miras payının daha az olduğu, bu anlamda davacıların eldeki davayı açmakta hukuki yararlarının bulunmadığı, “davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmasının” dava şartlarından olup, bu dava şartının hak düşürücü süreden önce geldiği gerekçesiyle, davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazların tarafların kök murisi olan ...’dan geldiğini, kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmazlar yolsuz olarak davalılar adına tescil edildiğinden, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahsedilemeyeceğini, eldeki davayı açmakta hukuki yararlarının da bulunduğunu ileri sürerek, istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya içeriği ve toplanan delillere göre, davanın açıldığı tarih ile dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin kesinleştiği tarih arasında, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde yazılı olan 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği ve hak düşürücü süre, hukuki yarardan önce değerlendirileceğinden, Mahkemece hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine, kamu düzenine ilişkin nedenlerle HMK'nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca anılan mahkeme kararı kaldırılarak, yeniden hüküm tesisi ile davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepleri tekrarla, Bölge Adliye Mahkemesince yapılan değerlendirmenin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmünü içermektedir.
3. Değerlendirme
1. Kadastro sonucunda ... ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 212 ada 22 parsel sayılı 2.572,30 metrekare, 314 ada 62 parsel sayılı 3.896,82 metrekare, 325 ada 6 parsel sayılı 2.087,21 metrekare, 326 ada 1 parsel sayılı 1.921,60 metrekare, 327 ada 89 parsel sayılı 2.298,92 metrekare, 327 ada 95 parsel sayılı 755,30 metrekare, 361 ada 39 parsel sayılı 1.252,71 metrekare, 393 ada 3 parsel sayılı 932,12 metrekare, 399 ada 39 parsel sayılı 2.488,09 metrekare, 403 ada 42 parsel sayılı 817,19 metrekare, 524 ada 52 parsel sayılı 223,42 metrekare ve 524 ada 56 parsel sayılı 160,11 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazlar, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... Yörük adına tespit ve 02.05.2006 tarihinde tescil edilmiştir.
2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin kesinleştiği 02.05.2006 tarihinden, eldeki davanın açıldığı 07.12.2020 tarihine kadar, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşıldığından, davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
2. Temyiz edilen davalılar vekili duruşmaya katılmadığından lehine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.