Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5843 E. 2023/2127 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekaletnamenin hile ile alınması ve kötüye kullanılması suretiyle yapılan taşınmaz satışları nedeniyle açılan tapu iptal-tescil ve tazminat davalarında, mirasçıların tümünün davaya dahil edilmemesi nedeniyle davanın reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki davalar dışında, ehliyetsizlik veya vekalet görevinin kötüye kullanılması gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların davaya birlikte dahil edilmesi gerektiği, aksi halde terekeye temsilci atanması ve davanın bu temsilci tarafından yürütülmesi gerektiği, bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesi kararının hukuka uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde birleştirilerek görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil, alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleştirilen dava davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten, Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve davalı vekilinin duruşma isteğinin değerden reddine karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl ve birleştirilen dava davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı ...'ın mirasbırakanları ...'tan hile ile aldığı vekaletnameyi kötüye kullanarak 1 parsel sayılı taşınmazı davalı ...'a; 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazları da dava dışı 3. kişiye değerlerinin çok altında bedelle sattığını, bu satışlardan dolayı murise herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazların bedellerinin miras payları oranında davalı ...′dan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Asıl ve birleştirilen dava davalılar vekili cevap dilekçesinde; hak düşürücü süre ve zamanaşımı itirazıyla birlikte yapılan satışların murisin ihtiyaçları nedeniyle yapılan gerçek satışlar olduğunu, bedellerinin ödendiğini belirterek, davaların reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/07/2020 tarihli ve 2017/502 E. 2020/224 K. sayılı kararıyla asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 03.11.2020 tarihli ve 2020/665 Esas, 2020/678 Karar sayılı kararıyla; davacılar tarafından ehliyetsizlik hukuki nedenine dayalı olarak mirasçı olmayan kişiye karşı açılan miras payları oranında tapu iptal ve tescil davasının dinlenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak asıl ve birleştirilen davada tapu iptali-tescil isteğinin usulden reddine, tazminat isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece 21.10.2021 tarihli 2021/682 E. 2021/5886 K. sayılı kararıyla “...Hemen belirtilmelidir ki, gerek asıl davada gerekse birleştirilen davada davacılar, taşınmazların temlikinde kullanılan vekaletnamenin mirasbırakandan hile ile alındığını ve kötüye kullanıldığını ileri sürmüşlerdir. Ne var ki, Bölge Adliye Mahkemesince tapu iptali-tescil isteği yönünden ″ehliyetsizlik″ hukuksal nedenine dayanıldığı kabul edilip o yönde değerlendirme yapılarak sonuca gidilmiştir. Hal böyle olunca, vekaletnamenin hile ile alındığı ve kötüye kullanıldığı iddiası yönünden değerlendirme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulması doğru değildir...." gerekçesiyle bozulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davada mirasbırakanın ölüm tarihine göre terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu, davacılar dışında başkaca mirasçı bulunduğu, davacılar tarafından vekaletnamenin hile ile alındığı ve kötüye kullanıldığı iddiasının mirasçı olmayan kişiye karşı tüm mirasçılar tarafından birlikte ileri sürülmesi gerektiği gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteğinin usulden reddine, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasının ispatlandığı gerekçesiyle tazminat isteğinin kabulü ile davalı ...’tan tahsiline karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacılar vekili, müvekkillerinin mirasbırakanı ...'ın dava konusu taşınmazları muvazaalı olarak davalılara temlik ettiğini, davalı ...'ın mirasbırakandan hile ile aldığı vekaletnameyi kötüye kullanarak 1 parsel sayılı taşınmazı davalı ...'a; 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazları da dava dışı 3. kişiye değerlerinin çok altında bedelle sattığını, bu satışlardan dolayı murise herhangi bir ödeme yapılmadığını, HMK'nın 33. maddesi uyarınca hakimin maddi olaylara hangi hukuki sebebe göre karar verceğini tayin ve takdir etmesi gerektiğini, muvazaa hukuki nedene dayalı olarak pay oranında dava açılabildiğini mahkemece bu yönde değerlendirme yapılamamış olmasının hatalı olduğunu, belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili, dosyaya sunulan bilirkişi raporundaki taşınmaz değerlerinin hatalı olduğunu, emsal araştırması yapılmadan değer tespiti yoluna gidildiğini, taşınmazların imar görmesi sonucu değerlerinin arttığını, yapılan satışların gerçek olduğunu, hiçbir geliri olmayan mirasbırakanın ihtiyacı sebebiyle taşınmazları sattığını, dinlenen tanık beyanlarına göre davanın reddi gerektiğini, mazeret bildirerek duruşmaya katılmayan davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının hatalı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekaletnamenin hile ile alınması ve kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali-tescil, tazminat isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve el atmanın önlenmesi gibi davaların dışında ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması vs gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan bir tanesinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların davada muvafakatlerinin sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (TMK. 640. Md. ) tartışmasızdır. Mirasçı olmayan kişiye karşı ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması vs hukuki nedenlerine dayalı miras payı oranında açılan tapu iptal ve tescil davasının dinlenme olanağının bulunmadığı, tereke adına dava açılmadığına göre terekeye temsilci tayin edilerek yargılamaya devam edilmesinin de pay oranında açılan davanın dinlenmesini mümkün hale getirmeyeceği de açıktır.

2.Borçlar Kanunu'nun temsil ve vekalet aktini düzenleyen hükümlerine göre, vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar.

6098 s. ... Borçlar Kanununda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde (818 s. Borçlar Kanununun 390.) maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği ... ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür.

Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda ... ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir. (TBK'nın 504/1) Sözleşmede vekaletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu göz ardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin son fıkrası uyarınca sorumlu olur. Bu sorumluluk BK'de daha hafif olan işçinin sorumluluğuna kıyasen belirlenirken, TBK'de benzer alanda ... ve hizmetleri üslenen basiretli bir vekilin sorumluluğu esas alınarak daha da ağırlaştırılmıştır.

Öte yandan, vekil ile sözleşme yapan kişi 4721 s. ... Medeni Kanunu'nun (TMK) 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.

Ne var ki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, TMK'nın 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekili ve davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 198,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan, 4.610,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.