"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/17 E., 2022/42 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul
Taraflar arasında görülen tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; Kars ili, ... ilçesi, ... köyü 116 ada 17 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında kendisi ve kardeşleri adına tespit edildiğini, dava konusu yerlerin ise köy nahır yolu olarak tespit harici bırakıldığını, ancak söz konusu taşınmazları yıllardan beri nizasız ve fasılasız olarak kendisinin kullandığını ileri sürerek adına tescil isteği ile dava açmış, bilahare dava konusu yeri kardeşleri ... ve ... ile birlikte kullandıklarını, kardeşlerinin de hakkı olduğunu beyan ederek kendisi ve kardeşleri adına tescil isteğinde bulunmuş, kardeşleri ... ve .. ise davaya muvafakat ettiklerini bildirmişlerdir.
II. CEVAP
1. Davalı Köy Tüzel Kişiliği, davanın reddini savunmuştur.
2. Hazine, yargılama sırasında davaya dahil edilmiş ve davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
1. Kadastro Mahkemesince, davacının talebine konu yerler hakkında tutanak tanzim edilmemesi nedeniyle görevsizlik kararı verilerek dava dosyası Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemecesince; kadastro tespitinden sonra 2 yıllık makul sürenin geçtiği ve kadastro tespitinden sonraki 20 yıllık sürenin geçmediği gerekçesiyle fen bilirkişisi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen, kadastro paftasında yol olarak görülen yerlerin davacı adına tescili talebinin reddine, yine fen bilirkişisi raporunda (C) harfi ile gösterilen ve Medet Tintaş adına kayıtlı olan 108 ada 24 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan kısmın tescili talebinin davalılar bakımından husumet yokluğu sebebiyle reddine dair verilen kararın davacı tarafından temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince, kanunda tescil harici bırakılan yerler hakkında kadastro öncesi sebeplere dayanarak dava açma hakkını sınırlayan bir süre öngörülmediğine göre (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümlerin Kadastro Mahkemesinden görevsizlikle Asliye Hukuk Mahkemesine aktarılan davanın konusu olduğu göz önüne alınıp tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda gösterecekleri tüm deliller toplanarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği gibi, (C) harfi ile gösterilen bölüm aktarılan davaya konu olmadığından bu bölüm hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulü ile, fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen yerin davacı adına tesciline, (B) harfi ile gösterilen yere ilişkin tescil talebinin reddine, (C) harfi ile gösterilen ve 108 ada 24 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan kısım dava konusu olmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Karara karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 23.10.2019 tarihli ve 2016/12108 Esas, 2019/6758 Karar sayılı kararı ile; TMK'nın 713/4 üncü ve 5 inci maddeleri gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yerel ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi gerektiği, yasal ilanlar yapılmadan davanın esası hakkında karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle sair hususlar incelenmeksizin mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
3. Mahkemenin 23.02.2022 tarihli ve 2020/17 Esas, 2022/42 Karar sayılı kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, usulüne uygun olarak ilanların yaptırıldığı, zilyetlikle iktisap şartlarının oluştuğu gerekçesiyle fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen yerin 116 ada 17 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle tesciline; zilyetlikle iktisap şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle (B) harfi ile gösterilen yer yönünden davanın reddine, dava konusu olmadığı gerekçesiyle dava dışı Medet Tintaş adına kayıtlı 108 ada 24 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan, fen bilirkişisi raporunda (C) harfi ile gösterilen kısım yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacıların dilekçesinde taşınmazın evveliyatında mirasbırakanları tarafından kullanıldığını belirterek eklemeli zilyetliğe dayandıklarını ancak hangi nedenle (taksim, bağış, satış vs.) intikal ettiği hakkında açıklama yapmadıklarını, 40 yıldan fazla süredir malik sıfatıyla zilyet olunduğu beyan edilmiş ve Mahkemece de buna itibar edilmişse de bu hususa ilişkin olarak herhangi bir delil, belge, vergi kaydı bulunmadığını, dava konusu taşınmazın tescil harici bırakıldığı tarih itibariyle niteliğinin kesin olarak belirlenmediğini, bilirkişi raporlarının çelişkili ve hüküm kurmaya yetersiz olduğunu, mülk edinme koşullarının yeterince araştırılmadığını, raporda belirtilen hususların sunulan rapora eklenen fotoğraflarla somutlaştırılması gerekirken bu hususun eksik olduğunu, hava fotoğraflarının usulüne uygun şekilde incelenmediğini, somut delile dayanmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile karar verildiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; Kars ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan dava konusu taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakıldığı anlaşılmaktadır.
2. Mahkemece, davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap şartlarının oluştuğu gerekçesiyle fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü yönünden tescil kararı verilmiş ise de, hükme yeterli bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Şöyle ki, teknik bilirkişilerden rapor alınmış; ancak bir taşınmazın niteliğini, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır. Öte yandan, 116 ada 17 parsel malikleri ..., ... ve ... lehine tescil karar verildiği halde davacılardan ... ve ... adına dava konusu taşınmazın bulunduğu çalışma alanında kadastro sırasında belgesiz zilyetlik nedeniyle tespit edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı da araştırılmamıştır.
3. Hal böyle olunca; öncelikle, dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılarak Harita Genel Müdürlüğü'nden temin edilmeli, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye taşınmazı kapsayan hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak dava konusu taşınmazın hava fotoğraflarında gösterilmesi istenilmeli, taşınmazın sınırlarını, önceki ve şimdiki niteliğini, taşınmaz üzerinde zilyetliğin ne zaman başladığını, şeklini ve süresini belirten rapor alınmalı, taşınmazın yol niteliğinde olup olmadığı belirlenmeye çalışılmalıdır.
4. Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi uyarınca, ... ve ... adına, dava konusu taşınmazın bulunduğu çalışma alanında kadastro sırasında belgesiz zilyetlik nedeniyle tespit edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı (senetsiz defteri) Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğü ile Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğü'nden sorulmalı, varsa bu taşınmazlara ait kadastro tutanaklarının, kesinleşip kesinleşmediklerini gösterir şekilde onaylı örnekleri getirtilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenmek suretiyle Kanun'un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalıdır.
Bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,28.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.