Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5951 E. 2023/7357 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tescil edilen bir taşınmazın mülkiyetinin davacı tarafından zilyetlikle iktisap edilip edilmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay'ın bozma kararında belirtilen hususları tam olarak yerine getirmeyerek, taşınmazın zilyetliğinin davacıya devri, devrin zamanı ve ölünceye kadar bakma akdi ile ilişkisi, taşınmazın niteliği ve dere yatağı ile ilişkisi gibi konularda yeterli araştırma ve inceleme yapmadan karar vermesi nedeniyle bozma kararına uyulmadığı gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/89 E., 2022/87 K.

HÜKÜM : Kısmen Kabul

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, kendisine ait 159 ada 8 parsel sayılı taşınmaz ile bir bütün iken Göynük ilçesi, ... köyü kadastro çalışmaları sırasında ikiye bölünerek davalı Hazine adına tespit ve tescil edilen 159 ada 6 parsel sayılı taşınmazda davalı Hazine'nin hiçbir hakkının bulunmadığını, taşınmaz babası ...'in nizasız ve fasılasız malik sıfatı ile zilyetliğinde iken ölünceye kadar bakıp gözetmek şartıyla verildiğini ve halen kendisi tarafından kullanılmakta olduğunu ileri sürerek 159 ada 6 sayılı taşınmazın tapusunun iptali ile kendisine ait 159 ada 8 parsele ilave edilerek adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili; olmayan bir hakkın talep edilemeyeceğini, koşulların oluşmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli 159 ada 6 parsel sayılı taşınmazın davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 11.06.2020 tarihli ve 2020/333 Esas, 2020/1894 Karar sayılı kararıyla; "Mahkemece, çekişmeli taşınmazın niteliğini ve kullanım durumunu en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde bu yöntemden yararlanılmamış, keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler ve davacı tanıklarından taşınmazın zilyetliğinin davacıya teslim edilip edilmediği sorularak açıklığa kavuşturulmamış ve taşınmazın kullanım durumunu ve toprak yapısını açıklama bakımından yetersiz, denetime elverişli olmayan zirai bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmiş olduğundan yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; çekişmeli taşınmazın 21.02.2022 havale tarihli bilirkişi ek raporunda (B) ve (D) harfleriyle gösterilen 630,77 m2 ve 9531,75 m2'lik bölümleri yönünden davacı lehine zilyetlikle iktisap şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne; (A) harfi ile gösterilen kısmı bakımından zilyetliğin terk edildiği, (C) harfi ile gösterilen kısmının ise dere yatağı olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili, taşınmazın niteliği gereği Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğundan mülkiyetinin zilyetlikle kazanılamayacağını, 12.11.2021 tarihli bilirkişi raporunda taşınmazın en az 1967 yılından itibaren tarımsal amaçla imar-ihya işlemleri yapılmadan kullanıldığı kanaatine varıldığını, keşif zaptında ve bilirkişi raporlarında taşınmazın yakınında dere yatağının bulunduğundan bahsedilmesine rağmen dere yatağının etkilerine ilişkin olarak taşınmazın durumunun netleştirilmediğini, davalı Hazine yasal hasım olduğu halde yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının doğru olmadığını, delillerin takdirinde yanılgıya düşüldüğünü, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

Bolu ili, Göynük ilçesi, ... köyü kadastro çalışmaları sırasında dava konusu 159 ada 6 parsel sayılı taşınmazın senetsizden, kime ait olduğu bilinemediği belirtilerek 15018,51 m2 yüz ölçümü ve tarla vasfı ile 24.09.2007 tarihinde davalı Hazine adına tespit gördüğü, tespite dava dışı ... tarafından itiraz edilmesi neticesinde kadastro komisyonunun 19.11.2007 tarihli kararı sonucu taşınmazın 507,29 m2'sinin 159 ada 14 parsel numarası ile itiraz eden ... adına, geriye kalan 14393,21 m2 'lik kısmının ise 159 ada 6 parsel olarak davalı Hazine adına tescil edildiği, taşınmazın kadastro tespitinin 03.03.2008 tarihinde kesinleştiği, davanın 17.04.2015 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.

Davacı ... 1972 doğumlu olup dava konusu taşınmazın babası İbrahim tarafından kendisine ölünceye kadar bakma akdi ile verildiğini, kendisine ait 159 ada 8 parsel sayılı taşınmaz ile bir bütün olduğunu, kazandırıcı zamanaşımı zilyetlik şartlarının lehine oluştuğunu ileri sürmüştür. Dava dışı 159 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 24.09.2007 tarihinde senetsizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak 3176,38 m2 yüz ölçümü ve ahşap ev, kargir kümes ve arsa vasfı ile davacının babası dava dışı ... adına tespit gördüğü, tespitin itiraza uğramadan 03.03.2008 tarihinde kesinleşmesi sonucu tapu kaydının oluştuğu, dava dilekçesi ekinde yer alan tapu senedinden, dava dışı İbrahim'in taşınmazı 22.06.2011 tarihinde ölünceye kadar bakma akdiyle kızı olan davacıya temlik ettiği, ölünceye kadar bakma akdinin dosya içerisinde yer almadığı anlaşılmaktadır.

Davacının babası dava dışı ... halen hayatta olup davada davacı tanığı sıfatıyla dinlenmiş, 11.11.2015 tarihinde yapılan keşifte, dava konusu taşınmazı kendisine aitken kızına verdiğini, son yıllarda da taşınmazı komşusu ...'e kiraya verdiklerini; 05.11.2021 tarihinde yapılan keşifte ise taşınmazı kızına bağışladığını, ne zaman bağışladığını hatırlamadığını, taşınmaz ile kızının ilgilendiğini beyan etmiştir. Mahalli bilirkişiler ve diğer davacı tanıkları ise taşınmazın İbrahim'e kayınpederinden kaldığını, İbrahim'in taşınmazı kızı ...'ye verdiğini duyduklarını, 1970'li yıllardan beri kullandıklarını, taşınmazın kiraya verildiğini beyan etmişlerdir.

Hemen belirtilmelidir ki, mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar.

Ne var ki, Mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.

Bozmadan sonra fen bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri bilirkişisi ile üç kişilik ziraat bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen teknik bilirkişi raporlarında taşınmazın kabul kapsamındaki (B) ve (D) harfi ile gösterilen bölümlerinin 1972 yılından itibaren tarımsal amaçlı kullanıldığı, ret kapsamındaki (C) harfi ile gösterilen bölümünün ise dere yatağı içerisinde kaldığı tespit edilmiştir.

Hal böyle olunca; Mahkemece, 22.06.2011tarihli ölünceye kadar bakma akdinin dosya içerisine alınması, davacı ve babası adına dava konusu taşınmazın bulunduğu yer çalışma alanında kadastro sırasında belgesiz zilyetlik nedeniyle tespit edilen taşınmaz bulunup bulunmadığının Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğü ile Kadastro ve Tapu Müdürlüklerinden sorularak var ise adı geçenlere tespit edilen miktarı gösterir senetsiz defterinin onaylı örneği eklenerek toplam miktarın açıkça bildirilmesi ve senetsizden tespit edilen taşınmazlara ait kadastro tutanak örnekleri ile dayanağı kayıtların Tapu Müdürlüğünden getirtilerek dosyaya eklenmesi, taşınmazın başında yeniden keşif yapılarak jeoloji bilirkişisine taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğini, evveliyatının çay veya dere yatağı niteliğinde bulunup bulunmadığını, taşınmazın dere yatağından kazanılıp kazanılmadığını, halen aktif dere yatağında kalıp kalmadığını, aktif dere yatağında kalmıyor ise derenin etkisi altında kalan yerlerden olup olmadığını, özel mülkiyete konu yerlerden bulunup bulunmadığını açıklayan bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlettirilmesi, mahalli bilirkişi ve davacı tanıklarından taşınmazın zilyetliğinin davacıya devredilip devredilmediğinin, devredildi ise devrin ölünceye kadar bakma akdi ile ilişkilendirilerek kadastro tespitinden önce mi sonra mı yapıldığının tereddüte yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması, toplanan ve toplanacak delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

11.12.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.