Logo

1. Hukuk Dairesi2022/6043 E. 2023/2435 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın taşınmazını davalıya hile ile devrettiği iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, taşınmazın dava devam ederken üçüncü kişiye devredilmesi nedeniyle davanın akıbeti.

Gerekçe ve Sonuç: Dava devam ederken taşınmazın üçüncü kişiye devredilmesi halinde HMK'nın 125. maddesi gereğince davacıya seçimlik hakkının hatırlatılması ve bu yöndeki usuli eksikliğin giderilmesinden sonra esasa ilişkin karar verilmesi gerektiği, ayrıca Bölge Adliye Mahkemesi'nin ilk derece mahkemesi gerekçesini değiştirdikten sonra HMK 353/1-b-3 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında karar vermesi gerektiği gözetilerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılardan ... tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kararın sonuç itibariyle doğru olduğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılardan ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakan annesi ...’nin 796 parsel sayılı taşınmazını davalıya satış suretiyle devrettiğini, temlikin davalının hilesi sonucu gerçekleştiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile tüm mirasçılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, iddiaların haksız ve yersiz olduğunu, taşınmazı bedeli karşılığı satın aldığını, satış bedelinin bir kısmını banka havalesi ile kalan kısmını ise elden nakit olarak ödediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.06.2021 tarihli ve 2018/129 Esas, 2021/251 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın 28.05.2009 tarihinde satış suretiyle davalıya devredildiği, mirasbırakanın 07.02.2018 tarihinde öldüğü, temlik tarihi ile mirasbırakanın ölüm tarihi arasında 8 yıldan fazla süre geçtiği, mirasbırakanın sözleşme üzerinden geçen 8 yıllık süre içerisinde davalıdan hilesine yönelik talep ya da dava bulunmadığı, yine bu geçen süre içerisinde aldatıldığını öğrenememesinin de söz konusu olmadığı kanaatine varıldığı, tanıkların mirasbırakanın ölmeden önce davalının kendisini kandırdığını söylediğini beyan ettikleri, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılardan ... istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı ... istinaf dilekçesinde özetle; kararın hukuka aykırı olduğunu, eksik inceleme sonucu karar verildiğini, toplanan deliller ile davanın kabulü gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 14.04.2022 tarihli ve 2021/1484 E., 2022/551 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın davalı ... adına kayıtlı iken ...'nin icra takibine konu olan borcundan dolayı icraen açık artırma ile ihale sonucunda 28/02/2017 tarihinde dava dışı kişiye satıldığı, eldeki davanın 24/04/2018 tarihinde açıldığı, ihale alıcısının da taşınmazı üçüncü bir kişiye devrettiği, dolayısıyla gerek dava açılışında gerekse davadan sonraki dönem için kayıt malikinin davalı olmadığı, iptal- tescil davalarının kayıt maliki, kayıt maliki ölmüş ise mirasçılarına yöneltilerek açılmasında zorunluluk bulunduğu, davalı olarak gösterilen ...'nin dava tarihi itibariyle kayıt maliki olmadığı, İlk Derece Mahkemesince davalı hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek hak düşürücü süre nedeni ile davanın reddine karar verilmesi isabetsiz ise de, verilen karar sonucu itibari ile doğru olduğundan Mahkeme gerekçesinin bu şekilde değiştirilerek davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı ... dilekçesinde, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının taşınmazı mirasbırakandan hile ile aldığını,bu durumu öğrenir öğrenmez davanın açıldığını, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesinin de yerinde olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. ... Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunu’nun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

2. Hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.

3.4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun (TMK) 705 ... maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.”

4. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 1023. maddesi “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.”

5. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 124. maddesinin 3. fıkrasında “Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir.”

6. HMK’nın 125 ... maddesinin birinci fıkrasında ise “(1) Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir: a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde dava davacı lehine sonuçlanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur. b)İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür.” hükümlerini düzenlemiştir.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’nin 07.02.2018 tarihinde öldüğü, geriye davacı çocukları ..., ... ve ... ile yargılama aşamasında davaya muvafakat veren oğlu ... ve davalı oğlu ...’un kaldığı, mirasbırakanın maliki olduğu 796 parsel sayılı taşınmazını 28.05.2009 tarih 3894 yevmiye no.lu akitle bizzat davalı oğlu ...’a satış suretiyle devrettiği, ... hakkında yapılan icra takibi sonucu taşınmazın 28.02.2017 tarihinde dava dışı ... ...’a ihale edildiği, ancak İcra Müdürlüğü tarafından 16.04.2019 tarihinde taşınmazın ihale alıcısı ... adına tescili için Tapu Müdürlüğüne müzekkere yazıldığı, yargılama sırasında 3402 sayılı Kanun'un 22/a maddesi gereğince yenileme çalışmaları ile taşınmazın 2160 ada 24 parsel numarasını aldığı ve son kayıt malikinin ... olduğu, davacılarca 23.02.2021 tarihli dilekçe ile davaya tapu iptali ve tescil olarak devam edileceğinin beyan edildiği anlaşılmaktadır.

2. İlk Derece Mahkemesince, dava konusu taşınmazın 28.05.2009 tarihinde satış suretiyle davalıya devredildiği, mirasbırakanın 07.02.2018 tarihinde öldüğü, temlik tarihi ile mirasbırakanın ölüm tarihi arasında 8 yıldan fazla süre geçtiği, mirasbırakanın sözleşme üzerinden geçen 8 yıllık süre içerisinde davalıdan hilesine yönelik talep ya da dava bulunmadığı, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince de, dava konusu taşınmazın davalı ... adına kayıtlı iken ...'nin icra takibine konu olan borcundan dolayı icraen açık artırma ile ihale sonucunda 28/02/2017 tarihinde dava dışı kişiye satıldığı, eldeki davanın 24/04/2018 tarihinde açıldığı, ihale alıcısının da taşınmazı üçüncü bir kişiye devrettiği, dolayısıyla gerek dava açılışında gerekse davadan sonraki dönem için kayıt malikinin davalı olmadığı, iptal-tescil davalarının kayıt maliki, kayıt maliki ölmüş ise mirasçılarına yöneltilerek açılmasında zorunluluk bulunduğu, davalı olarak gösterilen ...'nin dava tarihi itibariyle kayıt maliki olmadığı, İlk Derece Mahkemesince davalı hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek hak düşürücü süre nedeni ile davanın reddine karar verilmesi isabetsiz ise de, verilen karar sonucu itibari ile ret olduğundan yerel mahkeme gerekçesinin bu şekilde değiştirilerek davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

3. Somut olayda, eldeki davanın 24.04.2018 tarihinde açıldığı, her ne kadar taşınmazın dava tarihinden önce ...’e ihale edilip, ihalenin kesinleşmesi ile mülkiyetin ...’e intikal ettiği anlaşılmış ise de dava tarihi itibariyle ... ... adına tescil kaydı oluşmayıp tapu kayıt malikinin ... olarak göründüğü, yargılama sırasında taşınmazın ... adına tescil edilmesi üzerine davacılarca ...’in davaya dahil edilmesi talebinde bulunulduğu gözetildiğinde HMK’nın 124. maddesinde belirtildiği üzere hasmın yanlış gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığı hususu açık olup, bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince, davalı olarak gösterilen ...’nin dava tarihi itibariyle kayıt maliki olmadığı gerekçesiyle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği yönündeki gerekçesi doğru değildir.

4. Öte yandan, yargılama sırasında taşınmazın dava dışı ...’a devredildiği sabittir.

5. Bilindiği üzere, dava açıldıktan sonra da sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanın doğal bir sonucudur. Usul Hukukumuzda ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş, 6100 sayılı HMK'nın 125. maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usuli işlemler düzenlenmiştir. Anılan düzenlemeye göre, iki taraftan biri dava konusunu (müddeabihi) bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçim hakkını kullanmakta dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir. Bu usul kuralının kendiliğinden (re'sen) gözetilmesi gerektiği de açıktır.

6. Hâl böyle olunca, 6100 sayılı HMK'nın 125. maddesi hükmü uyarınca, davacı tarafa seçimlik hakkı hatırlatılarak davayı ne şekilde sürdüreceğinin sorulması ve bu yöndeki usuli eksiklik giderildikten sonra işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken değinilen yön üzerinde durulmaksızın yazılı olduğu üzere hüküm tesisi doğru değildir.

7. Kabule göre de; her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf isteği esastan reddedilmiş ise de, İlk Derece Mahkemesinin gerekçesi değiştirildiğine göre HMK'nın 353/1-b-3 maddesi gereğince yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de hatalıdır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacının değinilen yönden yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371/1-ç maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.