"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 17. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verildiği Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne ilişkin verilen karar davalı ... vekili tarafından süresinde duruşma istekli, davalı Maliye Hazinesi ve Fer’i Müdahil Emlak Konut Gayrımenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 20/12/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı Maliye Hazinesi vekili Avukat .....’i müdahil Emlak Konut Gayrımenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı ... vekili Avukat ..... geldiler. Davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davalı ... vekili ve Fer’i müdahil ... A.Ş. vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
1.1. Davacı, 2722 ada 5, 48, 50, 52 ve 2226 ada 33 parsel sayılı taşınmazlarda kendilerine ait asfalt üretim tesisi, idari bina, yemekhane vs bulunduğunu, taşınmazları iştirakleri olan ... AŞ'nin kullandığını, taşınmazlar için 20 yıldır ecrimsil ödediklerini, taşınmazlar üzerindeki binaların 31.12.2000 tarihinden önce yapıldığı için 4706 sayılı Kanun uyarınca yapı sahibi olan kendilerine verilmesi gerektiğini, ancak Hazinenin taşınmazı bedelsiz olarak TOKİ'ye devrettiğini, Kanunda belirtilen Bakanlık kararının ön şart değil tamamlayıcı unsur olduğunu, davalı TOKİ adına olan tapu kaydının yolsuz olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile ... adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
1.2. Fer’i müdahil ... A.Ş., dava konusu taşınmazlara 20 yıldır ecrimisil ödediklerini belirterek davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1.1. Davalı Hazine, taşınmazları 10.06.2011 tarihli ve 797 sayılı Bakanlık oluru ile TOKİ’ye devrettiklerini, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini belirterek; davalı TOKİ, taşınmazların 4706 sayılı Kanun, Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmelik ve 298 sıra nolu Milli Emlak Genel Tebliğine göre 10.06.2011 tarihli ve 797 sayılı Bakanlık oluru ile kendilerine devredildiğini, davacının ve iştirakinin dava konusu taşınmazlarda işgalci olduklarını, 4706 sayılı Kanun’un aradığı şartların oluşmadığını, Kanunda Hazineye ait taşınmazların bu Kanun kapsamında satışının yapılabilmesi için öncelikle Bakanlıkça bu yönde bir tespit ve satış kararı alınmasının zorunlu olduğunu, taşınmazların 2985 Sayılı Toplu Konut Kanun’u uyarınca 24.04.2013 tarihli ... ile Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş.’ye satıldığını, ancak tapu devrinin henüz yapılmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
1.2. Fer’i müdahil Emlak Konut, 24.04.2013 tarihli ... ile dava konusu taşınmazları satın aldıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul Anadolu 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02/02/2017 tarihli ve 2015/223 E. - 2017/7 K. sayılı kararıyla; davacının dava konusu taşınmazları almak için idareye bir başvurusu olmadığı, tapu kayıtlarında taşınmazların TOKİ Başkanlığı’na bedelsiz devredildiği kayıtlanmış ise de her iki davalı idarenin savunmalarına ve Milli Emlak Müdürlüğü yazılarına göre, taşınmazların mahsuplaşma işlemi sonucu 2011 yılında Bakan oluru ile davalı TOKİ’ye intikal ettirildiği, TOKİ’den ise Emlak GYO'na bedel karşılığı satış suretiyle devredildiği, temlike dayanak idari işlemin iptal edilmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazlar üzerinde ... tarafından kurulan asfalt üretim tesisinin 1991 yılından bu yana ... iştiraki olan ... A.Ş. tarafından kullanıldığını, Kartal Belediyesi tarafından anılan taşınmazlar üzerinde inşa edilen asfalt üretim ünitesi içerisinde idari bina, yemekhane binası, teknik bina, laboratuar binası, asfalt plent tesisi, hammadde depolama alanı, kantar, beton santrali vs. tüm yapıların 1991 yılından bu yana aralıksız ve kesintisiz olarak kullanılmaya devam edildiğini ve bu süre içerisinde yaklaşık 20 yıl boyunca Hazineye ecrimisil ödendiğini, söz konusu taşınmazlar üzerindeki yapılar Belediyece inşa edilmiş olduğundan 4706 sayılı Yasa kapsamında yapı sahibi olarak öncelikle Kartal Belediye Başkanlığına devredilmesi gerekirken davalı TOKİ’ye yapılan devrin yolsuz olduğunu, kararın gerekçesi ile hüküm kısmının çelişkili olduğunu, kararın gerekçe bölümünde; davacı Belediyenin 4706 sayılı Yasa kapsamında taşınmazların devrini isteme hakkının bulunduğu ve yine aynı Yasa kapsamında öncelik hakkının bulunduğu ifade edilmesine rağmen, yok hükmünde olan bir idari işlem dolayısıyla davanın usulden reddine karar verilmesinin hukuka uygun olmadığını, davanın yolsuz tescil hukuki sebebine dayandığını, tescil işleminin iptali ile ona dayanak olan idari işlemin de yok hükmünde olacağını, TOKİ'ye yapılan devrin bedelsiz olup; TOKİ'nin herhangi bir zararının doğmasının da mümkün olmadığını, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 18/01/2018 tarihli ve 2018/83 E., 2018/83 Karar sayılı ilâmı ile; davanın 4706 sayılı Yasa'ya dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, İlk Derece Mahkemesince davalı şirkete yapılan ihale işleminin iptaline ilişkin idare mahkemesine dava açılmadan eldeki davanın erken açıldığı gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verildiği, mahkemece tescilin yolsuz bulunduğu hususunun tespiti için yargı kararı gerekli görülerek, böyle bir dava açılmadan eldeki davanın açılamayacağı hükme bağlanmış ise de idarenin yaptığı mahsuplaşma ve buna dayanarak oluşturulan tapu sicilinin yolsuz bulunduğu iddiasının dava açıldığı tarihteki duruma göre değerlendirilmesi gerektiği, mevcut deliller itibari ile davacının yolsuz tescil iddiasının yerinde olmadığı, tescile dayanak olan mahsuplaşma işleminin halen hukuken var olduğu değerlendirildiğinde, davanın esastan reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, ancak gerekçe ile hüküm arasındaki çelişkinin kamu düzenine ilişkin olduğu gerekçesiyle HMK 353/1-b-2 madde uyarınca kararın kamu düzeni yönünden kaldırılmasına, davanın esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Bozma Kararı
Dairenin 26/10/2020 tarihli, 2018/5303 Esas, 2020/5450 Karar sayılı kararı ile; “...somut olayda, dava konusu taşınmazların davalı Hazine tarafından davalı TOKİ’ye idari işleme dayanılarak temlik edildiği, dayanılan idari işlemin de ayakta olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmektedir. Ancak, davalı Hazine ile davalı TOKİ arasındaki işlemlerin davacıyı ilgilendirmediği gözetildiğinde, taraflar arasında yapılan mahsuplaşma işleminin halen hukuken var olmasının eldeki davanın reddine gerekçe olamayacağı açıktır. Hâl böyle olunca, 4706 sayılı Kanun’un 5. maddesinin 6. fıkrası uyarınca dava konusu taşınmazların yerinin, Bakanlıkça tespit edilen taşınmazlardan olup olmadığının ve anılan maddede sayılan şartların oluşup oluşmadığının araştırılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın bozulmasına karar verilmiştir.
C. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 23/03/2022 tarihli, 2021/20 Esas-2022/767 Karar sayılı ilamı ile; dava konusu taşınmazlar yönünden 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 5. maddesinin 6. fıkrasında belirtilen koşulların oluştuğu,taşınmazların devri gereken yerlerden olduğu hususunda davacıya bildirim yapılmadığı, davacının mahsuplaşma işleminden bilgisi bulunmadığı, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile 4706 sayılı Yasa uyarınca hak sahibine devredilmek üzere davacı adına tesciline karar verilmiştir.
D. Bozma Sonrası Bölge Adliye Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili, davalı Maliye Hazinesi vekili ve davalı yanında fer’i müdahil .... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
E. Temyiz Nedenleri
1. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların da içinde bulunduğu toplam 26 adet taşınmazın kamu kurum ve kuruluşları ile idare arasında imzalanan protokoller kapsamında yapılacak mahsuplaşma işlemlerinde kullanılmak üzere, toplam 203.861.036,20 TL ekspertiz bedeli üzerinden davalı Toki’ye devredilmesinin 06.07.2011 tarih ve 3803 sayılı Bakanlık oluru ile uygun bulunduğunu, bu nedenle Maliye Hazinesine ait 26 adet taşınmazdan 22 adedinin devir işlemlerinin 03.10.2011 tarihli ve 18157 yevmiye nolu işlem ile tamamlandığını, dava konusu taşınmazların da devir alınan bu taşınmazlar arasında olduğunu, kamu kurum ve kuruluşları ile davalı arasındaki imzalanan protokoller kapsamında yapılacak mahsuplaşma işlemleri kapsamında kalan dava konusu taşınmazların 21.685.200,00 TL bedel karşılığında TOKİ’ye devredildiğini, daha sonra dava konusu taşınmazların da içerisinde bulunan taşınmazların TOKİ ile .... arasında imzalanan 24.03.2013 tarihli ... kapsamında satışı yapılmış olup, henüz tapu devrinin yapılmadığını, 4706 sayılı Yasa'nın 5. maddesi 6. bendi gereğince, Hazine taşınmazlarının Bakanlık tarafından ilgili belediyeye devredilmek üzere bir tespitte bulunulmasının gerektiğini, Bakanlık oluru olmadan yasa kapsamında işlem yapılamayacağını, ancak bu yönde Bakanlık oluru bulunmadığını ayrıca, yasa kapsamına uygun Hazine taşınmazlarının mutlak suretle yapı sahiplerine satışı yapılmak üzere belediyeye devredileceğinin düzenlenmediğini, idareye bu anlamda bir takdir hakkı tanındığı, dava konusu taşınmazların 06.10.2011 tarihinden önce Hazineye ait olup, davacı Belediyenin bu taşınmazların 4706 sayılı Kanun'a göre belediyeye bedelsiz olarak devrini talep etmediğini, takdir hakkının davalı ile mahsuplaşma yönünde olduğunu, davacı tarafça devir talep edilse bile Bakanlıkça taşınmazların 5. madde 6. fıkra uyarınca devri için herhangi bir tespitinin bulunmadığı, belirtilen kanunda Hazine taşınmazlarının işgalcisine mutlak surette satış yoluyla devredileceğinin öngörülmediğini, idareye takdir yetkisi tanındığını, aynı Kanun'un 7. maddesi 2. fıkrasında da taşınmazların ne şekilde değerlendirilme yetkisinin Bakanlık (Cumhurbaşkanlığı) makamına ait olduğu düzenlemesinin bulunduğunu, bu durumda Bakanlık Makamının taşınmazların tapusunun kendilerine idari işlem ile devredildiğini, idari işleme karşı herhangi bir dava açılmadığının, bu nedenle eldeki davanın dinlenmesine olanak bulunmadığını, yine davacının taşınmazların kendisine devredilmesi için sonradan müracaatın reddine dair işlemin iptali için dava açmadığını, mahkeme kararının idarenin takdir hakkını ortadan kaldırdığını, dava konusu taşınmazların Kartal Belediyesi adına kiralanmış veya tahsis edilmiş olduğu hususunda hiç bir kayıt bulunmadığını, tapu kaydında da bu hususta bir şerh olmadığını, yolsuz tescilin de söz konusu olmadığını, taşınmazlara iyi niyetli olarak malik olduklarını, taşınmazların kendilerine devrine dayanak teşkil eden 10.06.2011 tarihli ve 797 sayılı Bakanlık Olur’unun iptal edilmediğini, tescilin dayanağı olan idari işlemin halen ayakta olduğunu, 4706 sayılı Kanun’un 5. madde şartlarının oluşmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı Maliye Hazinesi vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların 06.10.2011 tarihinden önce davalı Hazine’ye ait olduğunu, davacı tarafça bu taşınmazların bedelsiz olarak devrinin talep edilmediğini, 4706 sayılı Yasa'nın 5. madde 6. fıkrası uyarınca devir için herhangi bir tespitin bulunmadığını, anılan taşınmazların mutlak suretle işgalcisine devredileceğinin öngörülmediğini, idareye takdir yetkisi tanındığını, anılan Yasa'nın 7. maddesi 2. fıkrasına göre bu taşınmazların ne şekilde değerlendirileceği yetkisinin Cumhurbaşkanlığı makamına ait olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı lehine belirlenen nispi vekalet ücretinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
3. Davalı yanında fer’i müdahil .... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların ... tarafından 24.04.2013 tarihli ... ile başka taşınmazlarla birlikte ....'ye satıldığını, ancak tapu tescilinin yapılmadığını, dava konusu taşınmazların davacı ...’ye devrinin bakanlıkça tespit edilmesi ve uygun görülmesi halinde mümkün olduğunu, oysa taşınmazların devri için bakanlık tespiti ve uygun görüş bulunmadığını, zaten TOKİ’ye yapılan devir işlemi ile Bakanlığın taşınmazların Belediye’ye devrini uygun bulmadığının anlaşıldığını, 313 sıra nolu Milli Emlak Genel Tebliğine göre Belediyelerce taşınmazın bulunduğu yerdeki defterdarlığa veya mal müdürlüğüne müracaat etmesi gerektiğini, Bakanlıkça devri uygun görülmeyen taşınmazların Belediyelere devredilemeyeceğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
F. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; 4706 sayılı Yasa'nın 5. maddesinin 6. fıkrasına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 5. maddesinin 6. fıkrasında; “Belediye ve mücavir alan sınırları içinde olup, Bakanlıkça tespit edilen Hazineye ait taşınmazlardan, 30/3/2014 tarihinden önce üzerinde yapılanma olanlar; Hazine adına tescil tarihine bakılmaksızın öncelikle yapı sahipleri ile bunların kanunî veya akdi haleflerine satılmak ya da genel hükümlere göre değerlendirilmek üzere ilgili belediyelere bedelsiz olarak devredilir. Bu şekilde devredilen taşınmazlar, haczedilemez ve üzerinde üçüncü kişiler lehine herhangi bir sınırlı ayni hak tesis edilemez. Bu taşınmazlar belediyelerce öncelikle talepleri üzerine yapı sahipleri ile bunların kanunî veya akdi haleflerine, rayiç bedel üzerinden doğrudan satılır. (Ek cümle:4/7/2019-7181/17 md.) Bu maddenin onbirinci fıkrası kapsamında Hazineye intikal eden yapı ve tesislerin satışında, yapı ve tesis bedeli yapı yaklaşık birim maliyet bedelinin yüzde beşi olarak hesaplanır. Bu suretle yapılacak satışlarda satış bedeli, en az yüzde onu peşin ödenmek üzere beş yıla kadar taksitlendirilebilir. Taksit tutarlarına kanunî faiz oranının yarısı uygulanır. Taksitle satışa esas bedel ile taksit süresi ve sayısını belirlemeye belediyeler yetkilidir.”
2. 4706 sayılı Yasa'nın 7. maddesinin 2. fıkrasında; "Bu kanunun uygulamasına ilişkin esas ve usuller ile üçüncü madde, dördüncü maddenin (d bendi) ve beşinci maddesini 6. fıkrasında yer alan hükümlerin uygulanmayacağı yerleri belirlemeye, Cumhurbaşkanınca belirlenecek hazineye ait taşınmaz mallarına gayrimenkul satış vaadi ve arsa payı karşılığında hasılat paylaşımı esasına göre inşaat sözleşmesi yapılmak suretiyle gayrimenkul yatırım payı ortaklıkları veya gerçek tüzel kişiler ile birlikte değerlendirilmesine ilişkin esas ve usulleri tespit etmeye bakanlık yetkilidir." düzenlemeleri yer almaktadır.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 2226 ada 33 parsel sayılı 1.000,00 m2 miktarlı bostan, 2227 ada 5 parsel sayılı 5.662,00 m2 miktarlı bostan, 48 parsel sayılı 8.893,00 m2 miktarlı arsa, 50 parsel sayılı 1.776,00 m2 miktarlı arsa, 52 parsel 840,00 m2 miktarlı arsa vasıflı taşınmazların Maliye Hazinesi adına kayıtlı iken, dava konusu taşınmazların da içinde bulunduğu Hazine’ye ait toplam 26 adet taşınmazın kamu kurum ve kuruluşları ile ... arasında imzalanan protokoller kapsamında yapılacak mahsuplaşma işlemlerinde kullanılmak üzere 203.861.036,20 TL bedel üzerinden Toplu Konut İdaresi Başkanlığına devrinin, Maliye Bakanlığınca, 4706 sayılı Kanun, Hazine taşınmazlarının idaresi hakkında yönetmelik ve 298 sıra nolu Milli Emlak Genel Tebliğine göre Bakanlık Makamının 10.06.2011 tarihli 797 sayılı Olur’u ile uygun görülmesi üzerine 03.10.2011 tarihli 18157 yevmiye nolu işlemle Toplu Konut İdaresi Başkanlığına devredildiği, ... ile Emlak Konut Gayrımenkul Yatırım Ortaklığı arasında akdedilen 24.04.2013 tarihli ... ile, dava konusu taşınmazların da aralarında bulunduğu toplam 15 adet taşınmazın belirlenen bedeller karşılığı Emlak Konut Gayrımenkul Yatırım Ortaklığı’na satışı hususunda anlaşıldığı, dava konusu 2226 ada 33 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davacı ...’nin bağlı kuruluşu olan fer’i müdahil ... A.Ş’ye ait şantiye giriş kapısı ve duvar bulunduğu, 2227 ada 5 parsel sayılı taşınmaz üzerinde 2 adet tek katlı yapı ve depo bulunduğu, geriye kalan kısmın beton santrali olarak kullanıldığı, 2227 ada 48 parsel sayılı taşınmaz üzerinde 2 adet iki katlı idare binası, tek katlı 1 adet yapı, asfalt ve beton santralleri bulunduğu, 2227 ada 50 parsel sayılı taşınmaz üzerinde tek katlı bir adet yapı bulunduğu, 2227 ada 52 parsel sayılı taşınmaz üzerinde herhangi bir yapı bulunmadığı, arsa olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır.
2. 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 5. maddesinin 6. fıkrası ve 29.09.2007 Milli Emlak Genel Tebliğinde belirtilen kanun kapsamında kalan Hazine’ye ait taşınmazların devir esasları belirlenmiştir. Buna göre; 4706 sayılı Kanun'un 5. maddesinin 6. fıkrasında "Belediye ve mücavir alan sınırları içinde olup, Bakanlıkça tespit edilen, Hazineye ait taşınmazlardan, 30/3/2014 tarihinden önce üzerinde yapılanma olanlar; Hazine adına tescil tarihine bakılmaksızın öncelikle yapı sahipleri ile bunların kanunî veya akdi haleflerine satılmak ya da genel hükümlere göre değerlendirilmek üzere ilgili belediyelere bedelsiz olarak devredilir. Bu şekilde devredilen taşınmazlar, haczedilemez ve üzerinde üçüncü kişiler lehine herhangi bir sınırlı ayni hak tesis edilemez. Bu taşınmazlar belediyelerce öncelikle talepleri üzerine yapı sahipleri ile bunların kanunî veya akdi haleflerine, rayiç bedel üzerinden doğrudan satılır.", Milli Emlak Genel Tebliğinin (Sıra No:313) XIII. 4706 sayılı Kanun'un 5. maddesine göre satışı amacıyla belediyelere taşınmaz devir işlemleri başlıklı 1. maddesinde; “Belediye ve mücavir alan sınırları içinde olup, bakanlıkça tespit edilen hazineye ait taşınmazlardan, 31/12/2000 tarihinden önce üzerinde yapılanma olanlar; öncelikle yapı sahipleri ile bunların kanuni veya akdi haleflerine satılmak ya da genel hükümlere göre değerlendirilmek üzere ilgili belediyelere devredilebilecektir. Devir talebi taşınmazın üzerinde bulunduğu defterdarlığa veya mal müdürlüğüne müracaat edilecektir. Bu maddeye göre, şahıslardan gelecek devir talepleri değerlendirilmeden ilgili belediyeye yönlendirilecektir.” açıklamasıyla devir esasları belirlenmiş, tebliğin XIII-B bendinde Belediyelere devredilmeyecek taşınmazlar a, b, c, ç, d, e, f, g, ğ, h bentleri olarak sayılmış, bu kapsamdaki h bendinde: "Bakanlıkça devri uygun görülmeyen taşınmazlar" açıklaması yer almıştır.
3. 4706 sayılı Yasa'nın 5. maddesi 6. fıkrasına göre taşınmazların yapı sahiplerine devrinin öncelikli olduğu belirtilmiş ise de; kanundaki düzenleme şeklinden devir yönünde mutlak zorunluluk olmadığı anlaşılmaktadır. Zira; 4706 sayılı Yasa'nın 7. maddesi 2. fıkrası; "Bu kanunun uygulamasına ilişkin esas ve usuller ile üçüncü madde, dördüncü maddenin (d bendi) ve beşinci maddesini 6. fıkrasında yer alan hükümlerin uygulanmayacağı yerleri belirlemeye, Cumhurbaşkanınca belirlenecek hazineye ait taşınmaz mallarına gayrimenkul satış vaadi ve arsa payı karşılığında hasılat paylaşımı esasına göre inşaat sözleşmesi yapılmak suretiyle gayrimenkul yatırım payı ortaklıkları veya gerçek tüzel kişiler ile birlikte değerlendirilmesine ilişkin esas ve usulleri tespit etmeye bakanlık yetkilidir." hükmünü içermektedir. Bu madde ile yapılan düzenlemede, 5/6. maddede bakanlıkça tespit edilen hazineye ait taşınmazların öncelikle yapı sahiplerine satılmak üzere ilgili belediyelere bedelsiz olarak devredilecek taşınmazların anılan hükümlerin uygulanıp uygulanmayacağının belirleme yetkisinin Cumhurbaşkanına ait olduğu, taşınmazın devir ve dava açıldığı tarih itibariyle bu yetkinin bakanlar kuruluna ait olduğu düzenlenmiş olup, taşınmazların 2011 yılında davalı TOKİ'ye ... ile devir işleminin 7. madde 2. fıkrasına dayandırıldığı anlaşılmaktadır.
4. Dava konusu taşınmazlar dava açılmadan önce 10/06/2011 tarihli ve 797 sayılı Bakanlık makamının oluru ile bedeli mukabilinde TOKİ idaresine ... dahilinde 03/10/2011 tarihinde devredilerek TOKİ adına tapuya tescil edilmiş olup, mahkemece dava konusu taşınmazların, 4706 sayılı Kanun’un 5. maddesinin 6. fıkrası uyarınca Bakanlıkça tespit edilen taşınmazlardan olup olmadığı hususunun Milli Emlak Dairesi Başkanlığından sorulması üzerine, 01.06.2021 tarihli yazı cevabında; “anılan taşınmazlar yönünden davacı ... Başkanlığının herhangi bir müracaatının bulunmadığı, belediyenin yan kuruluş olan ...’ın taşınmazları ticari bir gelir elde etmek amacıyla kullandığı ve taşınmazların TOKİ'ye devir tarihi olan 10/10/2011 tarihine kadar fuzuli şagil konumunda bulunduğu, işgalci olması sebebiyle 4706 sayılı Kanun'un 5. maddesi kapsamında tapu önceliği bulunmadığı, taşınmazların, Bakanlık makamının olurları ile bir kamu hizmetinin ifası için TOKİ'ye devredildiği” bildirilmiştir. Davacı ... dava açıldıktan sonra 16.10.2019 tarihinde taşınmazların idareden devrini talep etmiş, İdare tarafından da 31.10.2019 tarihli yazı cevabı ile taşınmazların 2011 yılında Bakanlık Olur’u ile davalı TOKİ’ye devredilmesi nedeniyle bu talep reddedilmiştir. Dava konusu taşınmazların 1991 yılından beri Kartal Belediyesine ait ... şirketi tarafından asfalt üretim tesisi, santral, yemekhane ve tek katlı idari binalar ile arsa vasfında işgal suretiyle kullanıldığı ve Hazineye ecrimisil ödendiği anlaşılmaktadır. 4706 sayılı Yasa'nın 5. maddesinin 6. bendi gereğince, Hazineye ait taşınmazların ilgili belediyeye devrinin uygun olduğuna dair Bakanlık tarafından bir tespitte bulunulması gerekmektedir. Bu düzenlemelere göre devir konusunda Bakanlığa takdir yetkisi verilmiş olup dava konusu taşınmazların Bakanlıkça devri uygun görülen taşınmazlardan olmadığı anlaşılmaktadır.
5. Hâl böyle olunca, (V/F.2.) numaralı paragrafında açıklanan yasal düzenlemeler ve (V/F.3.1, 2, 3, 4.) numaralı paragraflardaki değerlendirmeler gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
VI. SONUÇ
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar ve fer’i müdahil vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371/1-a maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK’nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalı Maliye Hazinesi vekili ve fer’i müdahil .... vekili için 8.400,00'er TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacıdan alınmasına, alınan peşin harçların istek halinde temyiz edenlere geri verilmesine, 20/12/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy çokluğuyla karar verildi.
- MUHALEFET ŞERHİ -
Dava, 4706 sayılı Yasanın 5/6. maddesinden kaynaklanan tapu iptal - tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece dava kabul edilmiş, sayın çoğunluk kararı bozmuştur.
Sayın çoğunluk ile aramızda oluşan uyuşmazlık, idarenin takdir hakkını yasanın amacına uygun olarak kullanıp kullanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Karar metninde açıkça ilgili yasa maddeleri yazılmıştır. Buna göre dava konusu taşınmazların bu kanun kapsamında kaldığı tartışmasızdır. Zira taşınmaz üzerinde çok uzun yıllar öncesinden davacı ... tarafından yapılan binalar vardır. Taşınmaz Hazineye aittir. Yasa bu taşınmazların “genel hükümlere göre değerlendirilmek üzere ilgili belediyelere bedelsiz olarak devredilir” demek suretiyle nasıl tasarruf edileceğini düzenlemiştir.
Bu taşınmazların idare tarafından tespit edilip edilmediğine gelince; uyuşmazlık konusu taşınmazlar idarece TOKİ ye ... ile devredildiğine göre “Bakanlıkça tespit edildiğinin” kabulü de zorunludur.
Milli Emlak Genel Tebliği de taşınmazların üzerinde yapı bulunan zilyedine (Belediyeye) devredilmesini öngörmektedir.
İdare, 4706 sayılı Yasa'nın 7/2. maddesini uygularken Yasanın amacını ve taşınmazın mevcut durumunu gözetmek durumundadır. Örneğin üzerinde gecekondu mahallesi bulunan bir hazine arazisinin nasıl ki belediyeye devri gerekirse, üzerinde uzun yıllar önce yapı bulunan Hazine arazisinin de yapı sahibi olan Belediyeye öncelikle devri gerekir. İdarenin takdir yetkisinin sınırlarını kanun belirlemelidir.
Açıklanan bu nedenlerle ve Mahkeme kararındaki gerekçelerle kararın onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyoruz.