"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ...(...) 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, dava dışı ... Soylu’ya tarla niteliğindeki taşınmazını kiraya verdiğini, ... ile noterde kira sözleşmesi yapılırken, yaşlı ve kulağının ağır duymasından yararlanan dava dışı ...’nin hilesi ile ...’yi taşınmazlarının satışı hususunda vekil tayin ettiğini, vekilin maliki olduğu 222 ada 124 parsel sayılı taşınmazdaki A Blok 32 nolu bağımsız bölüm ile 293 ada 5 ve 148 ada 2 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını davalı ...’e satış suretiyle temlik ettiğini, kendisine herhangi bir satış bedeli ödenmediğini, vekil ile davalının el ve işbirliği içerisinde hareket ederek kendisini zararlandırdıklarını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, uzun yıllar çalışıp birikim yaptığını, taşınmazları 1.600.000,00 TL bedelle satın aldığını, vekil ...’yi daha önce tanımadığını, iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
... (...) 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.03.2022 tarihli ve 2020/79 Esas, 2022/105 Karar sayılı kararıyla, davalının dava konusu olaya ilişkin olarak yürütülen ... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/2430 soruşturma sayılı dosyasında hakim sorgusunda ve verdiği ifadelerde vekaletnamenin davacıdan hile ile alındığını ve kendisinin taşınmazlarda emanetçi olduğu hususunu ikrar ettiği, davalının ikrarının bağlayıcı nitelikte olduğu, vekaletnamenin davacıdan hile ile alındığı,davalının bu durumu bilmesine rağmen vekil ile işbirliği yaparak taşınmazların kendi üzerine devrini sağladığı,bu nedenlerle dosyaya sunulan ibranamenin hüküm ifade etmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının dava konusu taşınmazları iyi niyetle, bedelini ödeyerek vekil ...’den satın aldığını, davalının uzun yıllar çalışıp birikim yaptığını, yaptığı yatırımlar ve arkadaşlarının desteği ile dava konusu taşınmazları 1.600.000,00 TL bedelle satın aldığını, bedeli bizzat vekil ...’ye ödediğini, vekilin de bu bedeli davacıya teslim ettiğini ve karşılığında davacıdan 25.02.2020 tarihli, davacının imzasını içeren ibraname belgesini aldığını, davalının vekil ...’yi daha önceden tanımadığını, davalının savcılık soruşturmasında ifadesinin bilgi sahibi, şüpheli sıfatıyla alındığını, davacının yeğeninin kendisinde oluşturduğu baskı nedeniyle belirtilen şekilde ifade verdiğini,bu beyanında anlatmak istediğinin davacının yeğeninin olayları bu şekilde anlattığını ifade etmek istediğini, bu beyanların soruşturma evrakında kendi ifadeleriymiş gibi yer aldığını, davacı tarafça iddianın ispat edilemediğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 06.06.2022 tarihli ve 2022/953 Esas, 2022/1148 Karar sayılı kararıyla; davacının, ... 4. Noterliğinin 18.10.2019 tarih 12130 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile dava dışı ... Soylu'ya satış yetkisi verdiği, vekilin davaya konu taşınmazları davalı ... Emir'e satış suretiyle devrettiği, kayıt maliki davalı ile vekil ...'nin arkadaş oldukları, davalının ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/2430 sayılı soruşturma dosyasında savcıya verdiği ifadesinde vekil ...'nin davacıya kira sözleşmesi imzalatıyorum diyerek vekaletname aldığını ve kendisine yapılan satış nedeniyle bir para alışverişi olmadığını beyan ettiği,dinlenen tanık Fuat'ın beyanları ile davacıya bedelin ödendiğinin davalı tarafça ispatlanamadığı, hile yoluyla davacıdan satış yetkisi içeren vekaletname alındığı, davalının TMK'nın 1023. maddesi kapsamında iyi niyetli olmadığı ve vekil ... ile işbirliği içinde olduğu sabit olup, yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun, HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf dilekçesindeki taleplerinin tekrarı ile kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Bilindiği üzere; 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu’nda (TBK) ... ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde (818 s. Borçlar Kanunu’nun 390.) maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği ... ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, ... ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda ... ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir. (TBK'nın 504/1) Sözleşmede vekaletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, ... ve özen borcunu göz ardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin son fıkrası uyarınca sorumlu olur. Bu sorumluluk BK'da daha hafif olan işçinin sorumluluğuna kıyasen belirlenirken, TBK'da benzer alanda ... ve hizmetleri üslenen basiretli bir vekilin sorumluluğu esas alınarak daha da ağırlaştırılmıştır.
Vekil ile sözleşme yapan kişi, 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun (TMK) 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekil eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.
Ne var ki, vekil ile sözleşme yapan kişi, vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, TMK'nın 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (re’sen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.
2. ... Medeni Kanunu'nun 1023. maddesinde; "Tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur." hükmü düzenlenmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 111.280,19 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.05.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.