Logo

1. Hukuk Dairesi2022/6667 E. 2023/3705 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kıyı Kanunu'na göre Hazine tarafından açılan tapu iptali ve terkin davasında, taşınmazın ifrazı nedeniyle tespit edilen kıyı kenar çizgisinin hangi parselleri kapsadığının belirsizleşmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın ifrazı sonucu oluşan yeni parseller ve malikleri ile davaya konu taşınmaz üzerindeki kıyı kenar çizgisinin tam olarak örtüşüp örtüşmediğinin belirsiz olması ve tüm ilgililerin davaya dahil edilmemiş olması gözetilerek, eksik incelemeyle verilen yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tapu iptali ve terkin davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı asıl ve birleştirilen davalarda davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine temsilcisi, tapuda davalılar adına kayıtlı bulunan 10 ada 326 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının kıyı kenar çizgisinin ... tarafında kaldığını açıklayarak, bu kısmın tapu kaydının iptali ile kıyı olarak terkinine karar verilmesini istemiş, bir kısım davalıların dava tarihinde ölü bulunduğunun anlaşılması üzerine davacı Hazine temsilcisi tarafından aynı taşınmaz hakkında aynı taleple davalı mirasçıları aleyhine açılan dava dosyasının eldeki dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir.

II. CEVAP

Davalılardan ..., davanın reddini savunmuş, diğer davalılar ise davaya cevap vermemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 22/10/2009 tarihli ve 2018/173 Esas, 2009/479 Karar sayılı kararıyla; davanın 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 30/!0/2014 tarihli ve 2014/3451 Esas, 2014/19557 Karar sayılı kararıyla “…Anayasa Mahkemesinin iptal kararı sonucu oluşan durumun eldeki maddi anlamda kesinleşmemiş ve derdest olan davaya da uygulanması zorunlu olup, kamu malları ile ilgili davalar aynı zamanda kamu düzeni ilkesini de içerdiğinden Mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni yasal durum dikkate alınarak, inceleme yapılıp sonuca ulaşılması gerekmektedir.

Mahkemece yapılacak ...; dava konusu taşınmazın 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı doğrultusunda belirlenen veya belirlenecek olan kıyı kenar çizgisine göre değerlendirilmesi, ayrıca 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa'nın 16. maddesiyle 3402 sayılı Yasa'nın 36. maddesine bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı hususunun da gözetilmesi, dosya kapsamı ve tüm deliller birlikte nazara alınarak sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulü ile çekişmeli taşınmazın 18.05.2007 tarihli bilirkişisi raporunda (B) harfi ile gösterilen 270,04 metrekare yüz ölçümündeki kısmına ilişkin tapunun iptali ile tescil harici bırakılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davalarda davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğunu, taşınmazın tamamının değil sadece bir bölümünün tapusunun iptal edilmesinin hatalı olduğunu, Kadastro Kanunu'nun 36/A maddesi gerekçe gösterilerek yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasının isabetsiz olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 3621 sayılı Kıyı Kanunu uyarınca açılan tapu iptali ve terkin istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.T.C. Anayasası'nın ''Kıyılardan Yararlanma'' başlıklı 43. maddesinde; ''..., Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. ..., göl ve akarsu kıyılarıyla, ... ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkan ve şartları kanunla düzenlenir.''

2.3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 5. maddesinde ''... ile ilgili genel esaslar aşağıda belirtilmiştir: ..., Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. ..., herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır, Kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyıda ve sahil şeridinde planlama ve uygulama yapılabilmesi için kıyı kenar çizgisinin tespiti zorunludur. Kıyı kenar çizgisinin tespit edilmediği bölgelerde talep vukuunda, talep tarihini takip eden üç ay içinde kıyı kenar çizgisinin tespiti zorunludur. Sahil şeritlerinde yapılacak yapılar kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabilir. Yaklaşma mesafesi ve kıyı kenar çizgisi arasında kalan alanlar, ancak yaya yolu, gezinti, dinlenme, seyir ve rekreaktif amaçla kullanılmak üzere düzenlenebilir. Sahil şeritlerinin derinliği, 4. maddede belirtilen mesafeden az olmamak üzere, sahil şeridindeki ve sahil şeridi gerisindeki kullanımlar ve doğal eşikler de dikkate alınarak belirlenir. Taşıt yolları, sahil şeridinin kara yönünde ... yaklaşma sınırı gerisinde kalan alanda düzenlenebilir. Sahil şeridinde yapılacak yapıların kullanım amacına bağlı olarak yapım koşulları yönetmelikte belirlenir.'' hükmüne yer verilmiştir.

3. 28.11.1997 tarihli ve 1996/5 E., 1997/3 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; mülkiyet hukuku yönünden kıyı kenar çizgisinin belirlenmesi görevinin adli yargıya ait olduğu; ancak, 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 9. maddesi uyarınca idare tarafından kıyı kenar çizgisi belirlenmiş ve yazılı bildirime rağmen yasal süresinde idari yargıya başvurulmaması nedeniyle yargı yolunun kapanmış olması veya idari yargı tarafından verilip kesinleşmiş karar bulunması durumlarında, bunlara uygun şekilde kıyı kenar çizgisinin adli yargı tarafından saptanması gerektiğine işaret edilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Mahkemece yukarıda yer verilen yasalar ve içtihadı birleştirme kararı doğrultusunda inceleme yapılmış ve karar verilmiş ise de İcra İflas Kanunu'nun 28.maddesi uyarınca yapılan bildirim üzerine Ardeşen Tapu Müdürlüğünün 18/03/2021 tarihli cevabi yazısında davaya konu taşınmazın ifrazı sonucunda çok sayıda parselin oluştuğu, bilirkişi raporunda gösterilen alanın hangi parsel içerisinde kaldığının tespit edilemediği bildirilmiştir. ... tapu kayıtlarının incelenmesinde, ifrazen oluşan parsellerin tapu maliklerinden bir kısmının da davada davalı sıfatıyla yer almadığı anlaşılmaktadır.

2. Hal böyle olunca, Mahkemece oluşan yeni tapu kayıtları ve krokileri ile bu kayıtların tedavülleri sonucu farklı kişilerin kayıt maliki haline geldiği dikkate alınarak yeniden yöntemince inceleme yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği kuşkusuzdur.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere

22.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.