Logo

1. Hukuk Dairesi2022/6729 E. 2023/63 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Muris muvazaası iddiasına dayalı olarak tapu iptali ve tescil ile bedel davasının reddine ilişkin temyiz incelemesi.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin bozma için yeterli olmadığı değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Köyceğiz Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil ile bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 10.01.2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden asil davacı ... ile temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ... ... geldiler. Duruşmaya başlandı, gelen vekilin ve asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde, mirasbırakan babası ...’in ilk evliliğinden olma çocuğu olduğunu, murisin kendisinden mal kaçırma amacıyla 281 ada 21 parsel sayılı taşınmazını dava dışı ...’ye temlik ettiğini, ...’nin de taşınmazı murisin ikinci eşi olan davalıya devrettiğini, temliklerin bedelsiz olduğunu, ara malikin taşınmazı hiç kullanmadığını, murisin taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığı gibi, ev hanımı olan davalının da alım gücü olmadığını, ayrıca murisin annesi ...’nın mal paylaşımı için çocuklarına taşınmazlar devrettiğini, murisin kendisine isabet eden dava konusu 266 ada 3 parsel sayılı taşınmazı muvazaalı olarak oğlu ...’a temlik ettirdiğini, muvazaayı ...’nın değil mirasbırakan ...’in yaptığını, ...’un taşınmazı davalıya, onun da üçüncü bir kişiye temlik ettiğini ileri sürerek, 281 ada 21 parsel sayılı taşınmazını tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, 266 ada 3 parsel sayılı taşınmazın miras payına tekabül eden değerinin faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde, zamanaşımı ve hak düşürücü sürenin geçtiğini, 21 parsel sayılı taşınmazın murise babasından kaldığını ve kendi çabaları ile üzerine aile konutu yapıldığını, murisin alkol ve sigara kullandığını, ayağının kesildiğini ve gözünde görme kaybı olduğunu, çalışamaz duruma geldiğini, kendisinin turizm tesislerinde ve tarlalarında çalışmak durumunda kaldığını, murisin dava dışı ...’tan borç aldığını ve ödeyemediği için de ...’ın yanında çalışan ...’ye taşınmazı sattığını, sonrasında çocukları ile birlikte çalışıp, gelinin de altınlarını bozdurmak suretiyle taşınmazı geri aldıklarını, davacı ile murisin arasının iyi olmadığını, 3 parsel sayılı taşınmaz yönünden davacının bir talebi olamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 281 ada 21 parsel yönünden; davalının da muris ile birlikte çalıştığı ve dava konusu bu taşınmazda yer alan evi birlikte yaptıkları, murisin çalışamadığı dönemlerde davalının otellerde çalışarak evin geçimine katkıda bulunduğu, ayrıca müşterek çocukları olan ...'un da evin geçimine katkıda bulunduğu, davaya konu taşınmazın muris tarafından dava dışı ... ...'a devredildikten sonra davalı tarafından bu kişiden bedeli ödenmek suretiyle satın alındığı, davalı ev hanımı olmadığı gibi çalışan bir kadın olması sebebiyle bu taşınmazı alabilecek maddi imkana sahip olduğu, ayrıca murise hastalandıktan sonra davalının baktığı ve muris ile davalının ilgilendiği, dava konusu bu taşınmaz muris tarafından doğrudan davalıya devredilmiş olsaydı dahi bu devrin eşine duyduğu minnet sonucu yapıldığının kabulü gerektiği, bedeller arasında fahiş farkın tek başına muvazanın kanıtı sayılmadığı gerekçesiyle muvazaa iddiasının ispat edilemediği, 266 ada 3 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise; ...'un kendi annesinin babasının yanından daha çok babaannesi olan ...'nın evinde yatıp kalktığı ve kök muris ...'nın bu sebeple dava konusu bu taşınmazı torunu ...' a devrettiği, bu devir yapılmasaydı dahi dava konusu bu taşınmazın muris ...'e annesi olan ...'dan miras kalıp kalmayacağı hususunun belli olmadığı, zira kök muris ...'nın muris ... ile birlikte diğer çocukları arasında taşınmazları kendi sağlığında paylaştırdığı, dava konusu bu taşınmazı ise kendi uhdesinde bıraktığı, kendi uhdesinde bıraktığı bu taşınmazla ilgili olarak da kök muris ...'nın dilediği şekilde tasarrufta bulunabileceği gerekçesiyle muvazaa iddiasının ispat edilememesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davalı tarafın bildirmiş olduğu tanıklardan ...'ün dinlenmediğini, ... ...'ın emanetçi olarak muvazaalı işlemde yer aldığını, murisin mal satmayı gerektirir ekonomik bir sıkıntısının bulunmadığını, alıcı ... ... tarafından taşınmazın hiç bir zaman kullanılmadığını, davalının da taşınmazları alabilecek ekonomik güce sahip olmadığını, piyasa değerinin çok altında bedel ile satın alınmış olduğunu, yapılan devir işleminin kendisini miras payından yoksun bırakmak amacıyla yapılmış olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı temyiz dilekçesinde özetle, davalı tanığı ...'ın dinlenilmediğini, vazgeçmeye muvafakati olmadığını, anılan tanığın davanın en kritik tanığı olduğunu, 21 parsel sayılı taşınmazın ara maliki olan ...'nin tanık ...'ın bacanağı olduğunu, ...'nin emanetçi olduğunu, tanıkların da bu durumu doğruladığını, ...'nin taşınmazı hiç kullanmadığını, murisin mal satmaya ihtiyacı olmadığını, davalının taşınmazları alacak ekonomik gücü bulunmadığını, bedelin çok düşük olduğunu, muris babası ile 16 yaşında tanıştığını, kendisine babalık yapmadığını, davalıyı ve çocuklarını üstün tuttuğunu, kendisinden mal kaçırıldığını, 3 parsel sayılı taşınmaz yönünden de ...'nın değil de muris ...'in muvazaayı gerçekleştirdiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescili ile bedel istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Muris muvazaasında 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras ... çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacıdan alınmasına,

Aşağıda yazılı 11,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.01.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.